Saadet Partisi kongresindeydim… Ankara’da hava ne sıcak ne soğuk. Tam da sevdiğim bir hava…
Salondaki afişler de dikkat çekiciydi; “Kuvveti değil hakkı üstün tutan”, “Nitelikli eğitim, erdemli nesil”, “Güçlü tarım zengin çiftçi”, “Yeni bir dünya”, “Yeniden büyük Türkiye”, “Yaşanabilir bir Türkiye”, “Erişilebilir sanat kültürel gelişim”, “Önce ahlak ve maneviyat”, “Ayrıştırıcı değil birleştirici”, “Tam bağımsız güçlü ve müreffeh bir Türkiye”, “Şahsiyetli dış politika”, “Milli Görüş 50. Yıl”, “Üreten ekonomi”, “Adil paylaşım”, “Dürüst siyaset”…
“Biz biz biz, Fatihlerin nesliyiz” sloganı en sık atılan sloganlardan biriydi. “Gelecek Saadetle Gelecek” ezgisi herkesin dikkatini çekti.
Salon tıklım tıklım doluydu. Dahası bir o kadar partili de salon dışındaydı.
Hanımlara ayrılan bölüm de doluydu. Hanımların ve gençlerin heyecanı bambaşkaydı.
Divan başkanlığına seçilen Mesut Doğan, “Erbakan Hocamız son röportajında ‘mücahit olarak anılmak isterim’ ifadesinde bulunmuştu” dedi. Şu kadarını söyleyeyim; Erbakan Hocamızın ismi her anıldığında salon, “Mücahit Erbakan” sloganlarıyla inledi. Mesut Bey’in konuşmasındaki ‘Bu salonda…’ ile başlayan cümleleri salonda heyecan meydana getirdi.
Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı’nın, “Saadet Partisi olarak faaliyetlerimizi sadece oy almak için yapmıyoruz.” cümlesi önemliydi.
Dikkatimi çekti; kongreye gelen ve anons edilen misafirlerden en çok alkışı Fermani Altun aldı. AK Parti, CHP, İYİ Parti, Büyük Birlik Partisi ve diğer siyasi partilerin temsilcilerini de gördüm, salonda.
Salon içi ve dışı adeta panayır yeri gibiydi. Kongre değil adeta şölen gibiydi Saadet kurultayı.
Disiplin mükemmeldi. Salonun dışından içeriye girene kadar 3-4 kontrolden geçti katılımcılar. Emniyet mensuplarının dışında parti görevlisi gençler de oldukça kibar ve nezaketle tutum sergiledi.
***
İstanbul’dan birlikte gittiğimiz Arslan Bulut (Yeniçağ) ve Veysi Dündar’la (ocakmedya.com) salona girerken gazetemiz genel müdürü ve imtiyaz sahibi Ömer Yüksel Özek de kongre salonuna girdi. Veysi Dündar, ilk izlenim olarak, “Coşkuyu ve enerjiyi sevdim” cümlesini kullandı.
***
Mustafa Yılmaz, her kongrede olduğu yine heyecanlıydı. Millî Gazete Ankara bürodan Sadettin İnan, Muhammed Vefa ve Bünyamin Güler’i gördüm.
TV5 ve Kanal 42 kongreyi başından sonuna kadar canlı aktardı.
Daha başka notlar da var. Onları da bir başka yazıda inşallah…
“Milli Görüş yolunda omuz omuza”, “Bilge Başkan” sloganları arasında girdi salona, Temel Karamollaoğlu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaklaşık 1 saat 10 dakika süren konuşmasında son derece birleştirici, bütünleştirici, ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayan bir konuşma gerçekleştirdi.
Temel Bey’in, “Bizler Mekke’den Medine’ye yürüyenlerin izindeyiz.”, “50. yılımızda yeniden kolları sıvıyoruz.”, “Aldatmayanlar var, aldatılamayanlar var.”, “AK Parti miadını doldurmuştur. Bundan sonra AK Parti’nin Türkiye’ye verebileceği bir şey kalmamıştır.”, “Bu kadro kimseye tuzak ve kumpas kurmaz.”, “Saadet Partisi hiçbir partinin hasmı ve düşmanı değildir.”, “Halkın değil, rantın yanında olanlara karşı çıkıyoruz.”, “Seçilmişlerle atanmışlar yer değiştiremez”, “Kutuplaştırmayacağız.”, “Kamil manada adaleti tesis edeceğiz.”, “Milli aile stratejisi geliştireceğiz. Aile çok önemli.” cümleleri önemliydi.
Temel Bey, Saadet Partisi’nin 7 temel ilkesinin de altını çizdi.
Yeniden büyük Türkiye’yi inşa etmek istediklerini anlattı.
Geleceğin Türkiye’sinden ve Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu ifade etti.
Ehliyet ve liyakate önem vereceklerini, kayırma ve torpil müessesesini çöpe atacaklarını söyledi.
Atanamayan öğretmenler ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) mağduriyetlerini dile getirince salon adeta yıkıldı.
***
Şu kadarını söyleyeyim; Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun konuşması tam anlamıyla bir manifesto niteliğindeydi. Yıllara hitap eden bir metindi.
Hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum…
***
Son cümle; Saadet kadroları dünkü kongreyle iktidara hazır olduklarının güçlü mesajını verdi…