Adaletin tesisi esas alınmalıdır

Fatma TUNCER - 15. 08. 2108 Çarşamba

Adaletin tesisi esas alınmalıdır

15. 08. 2108 Çarşamba

Ahed Et-Temimi´yi 2012´de ağabeyi gözaltına alınırken yumruğunu havaya kaldırıp İsrail askerlerine karşı direnç gösteren cesur bir kız çocuğu olarak tanımıştık. Onun bu tavrı bütün dünyada büyük bir yankı uyandırmış, hatta Ahed, Türkiye´de Hanzala Cesaret Ödülü´ne layık görülmüştü. Dünya onu Filistinli cesur kız olarak tanıdı. Uzaktan ahlak kesip suyu bulandıran sözde din adamları ve liderlerin sustuğu bir noktada küçük bir kız çocuğunun bu cesareti yüreklerimize su serpmişti.  

Geçtiğimiz günlerde sekiz aydır tutuklu olan Ahed ve annesi serbest bırakıldı. Filistin Devlet Başkanı Abbas genç kızı makamında kabul etti ve ?Ahed´in barışçıl hak direnişinin, işgalcilerin kibrine karşı koymak ve barbarlığını dünyaya göstermek için en iyi silahtır? dedi, genç kızı onura etti. Fakat Ahed´in rahat tavırları, giyim kuşamı ve sürekli gündeme gelmesi ile ilgili farklı kesimlerden sesler yükselmeye ve eleştiriler gelmeye başladı. Genç kızın Siyonist-kapitalist güç odakları tarafından kullanılan ve bölgedeki Müslüman kadınlara model olarak sunulan bir figür olabileceğini ima edenler oldu. Filistin´de onlarca genç kız ve kadın en ağır işkencelere maruz bırakılırken, onlarca çocuk cezaevlerinde tutuklu bulunurken Ahed´in bu kadar ön planda tutulmasının arkasında neler olabilir diyenler, kılık kıyafetleri ile Batılılara benzemeyen kadın esirlerin neden aynı ilgi ile karşılanmadığını vurgulayanlar zihinlerde soru işareti bırakmaya çalıştılar.

 

 Eğer bardağa boş tarafından bakarsanız görünen ya da görünmeyen birçok sebep bulabilir, türlü türlü gerekçeler üretebilir ve tavrınızı istediğiniz şekilde ortaya koyabilirsiniz. Fakat işgal ve katliamların kesintisiz devam ettiği, kadın, erkek ve çocukların katledildiği bir coğrafyada olaya lokal olarak değil bütün olarak bakmak gerekir diye düşünüyorum. Yani şu an odaklandığımız ana nokta zulmün karanlık yüzü olmalı ve zulmün karşısında yer alan kişi ya da kişileri ne olursa olsun desteklemek zorundayız. Velev ki genç kız söylenildiği gibi bir ajan da Müslüman kadına sunulan bir model olsun bizim odaklandığımız nokta işgalci askerlerin tavrına karşı koymak, yani haksızlığa uğrayana hakkını iade etmek ve tavrımızı adaletten yana koymak olmalıdır. Her toplumun içinde farklı inanç ve kültürlere sahip bireyler mutlaka vardır olacaktır da. Nihayetinde Rabbimiz insanı seçimi noktasında serbest bırakmış fakat Müslümanlara tebliğ sorumluluğunu yükleyerek hak dinin yayılmasını istemiştir.  

Adaletin yeryüzünde tesisi için payımıza düşen mücadeleyi yapmak zorundayız. Eğer katledilen adaletse, inanç ve düşüncesi, giyim kuşamı ve ait olduğu nokta ne olursa olsun bütün fertler ayağa kalkmak ve adaletin tesisini sağlamak zorundadırlar. Zira adalet her kişiye lazım olan bir değerdir.

 

Adalet kimsenin tekelinde değildir. Aksine bütün insanlığın ortak bir değeridir dolayısıyla kim ona sahip çıkarsa biz bu kişiyi savunduğu değer noktasında destekleriz. O nedenle kimse oturduğu yerden polemik yapıp suyu bulandırmaya çalışmasın, Kur´an´ın mesajını, fıtratında İslam´ın çekirdeğini taşıyan her insana ulaştırmakla sorumlu olduğunun farkına varsın.