Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül´ün imzasıyla yayımlanan genelgede, çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarla ilgili soruşturmaların, bu kapsamda uygulanan koruma tedbirlerinin, delil mahiyetindeki görüntülerin son zamanlarda yazılı ve görsel basında yer aldığı hatırlatıldı.
Cinsel suçların, mahiyeti itibarıyla mağdurlar üzerinde fiziksel ve duygusal olarak yıkıcı etkilere sahip olduğunun belirtildiği genelgede, bu suçların mağdurun yakınları üzerinde de benzer sonuçlara yol açtığı ifade edildi.
Genelgede, söz konusu suçlarla ilgili adli işlemlerin titiz biçimde yerine getirilmesinin tüm toplumsal kesimlerin ortak hassasiyeti olduğuna işaret edildi.
Ceza Muhakemesi Kanununa göre, maddi gerçeği araştırmak üzere soruşturma yapmakla cumhuriyet savcısının görevlendirildiğinin aktarıldığı genelgede, bu göreve ilişkin her türlü araştırmanın adli kolluk görevlileri aracılığıyla da yapılabileceğinin hükme bağlandığı bildirildi.
Genelgede, kanunun savcılara verdiği bu temel görevin, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen cinsel suç ve şiddet olaylarında da fiile ilişkin ayrıntılı bilgilerin, kayıtların kolluktan ivedilikle temin edilmesini, delillerin kaybolmadan araştırılıp değerlendirilmesini zorunlu kıldığı vurgulandı.
"Yaşanan travmayı derinleştiriyor"
Söz konusu suçların niteliğine göre, koruma tedbirlerinin gecikmeksizin ve etkin bir şekilde uygulanmasının da önem arz ettiğine dikkat çekilen genelgede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Yargı işlemlerinin tartışmalardan uzak tutulması ve toplumun adalete olan güveninin korunması, soruşturma sürecinde aynı şüpheli hakkında aynı türdeki koruma tedbirlerinin birden fazla ve farklı şekilde uygulanmasının önüne geçilecek şekilde delillerin zamanında ve eksiksiz toplanmasını, hukuki değerlendirmelerin de buna göre yapılmasını gerektirmektedir. Öte yandan, mağdur çocuğun, kolluk görevlileri, sağlık çalışanları ve adli merciler tarafından ayrı ayrı dinlenmesi, tekrarlanan usul işlemleri sebebiyle mağdurun faille tekrar karşılaşmak durumunda kalması, üçüncü kişiler huzurunda olayı en ince ayrıntısına kadar defalarca anlatması, yaşanılan travmayı derinleştirebilmektedir."
Cinsel istismar suç soruşturmalarında, mağdur çocukların ikincil örselenmesini asgariye indirmek, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli personelin görev yaptığı merkezlerde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla 32 ilde 35 Çocuk İzlem Merkezinin (ÇİM) kurulduğunun anımsatıldığı genelgede, adli işlemlerin bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilmesinin sağlandığı aktarıldı.
Genelgede, mağdur ve çocukların ifadelerinin alınması için adliyelerde oluşturulan adli görüşme odalarında sürecin nasıl işlediği anlatıldı.
"Çocuğun yüksek yararı gözetilmeli"
Yapılan iş ve işlemlerde çocuğun yüksek yararının gözetilmesine vurgu yapılan genelgede, işlemlerde hassasiyet gösterilmesi gerekenler 7 maddede sıralandı.
Buna göre, cinsel dokunulmazlığa karşı bir suç işlendiğinin öğrenilmesi halinde, cumhuriyet savcısınca derhal soruşturmaya başlanacak ve bu konuda cumhuriyet başsavcısına bilgi verilecek.
Cumhuriyet savcısınca, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için araştırmaya başlanacak, tüm delillerin hızlı bir şekilde toplanması, adli kolluk birimlerine gerekli emir ve talimatların gecikmeksizin iletilmesi, kolluk tarafından yerine getirilecek işlemlerin takibi ve denetimi yapılacak.
Cinsel istismara uğramış çocukların ikincil örselenmelerinin önüne geçilebilmesi için ifadeler uzmanlar eşliğinde, zorunlu haller dışında tek seferde ve mümkün olduğu ölçüde Çocuk İzlem Merkezleri kullanılarak bizzat cumhuriyet savcısı tarafından alınacak.
Cinsel dokunulmazlığı ihlal edilen suç mağdurlarının ifade alma işlemlerinde adli görüşme odaları kullanılacak.
Soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet edilecek
Cinsel suç soruşturmalarında, delillerin toplanması sırasında yaşanabilecek eksiklik veya gecikme nedeniyle koruma tedbirleri hakkında birbirinden farklı değerlendirme ve uygulamalara gidilmesinin, mağdur ve yakınları kadar toplumun da adalete olan inancını olumsuz etkileyebileceği hususu göz önünde bulundurulacak.
Soruşturmalarda, mağdur ve çocuğun mahremiyetinin korunması, soruşturma konusu eylemin onların geleceği üzerinde olumsuz etkiler bırakmasının önüne geçilebilmesi ve masumiyet karinesinin korunabilmesi açısından soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet edilecek.
Soruşturma dosyasına ilişkin delil veya görüntüleri usulüne aykırı olarak paylaşan ya da buna sebebiyet verenler hakkında kanuni gereği yapılacak.