Geçenlerde, 24 Haziran tahminlerini ve olası sonuçların ülkeye etkilerini konuştuğumuz sohbette masadaki dostlarımızdan biri "beklentisini" şöyle özetledi:
"Bize heyecan gerek."
Heyecan... Kim istemez ki bu duyguyu hissetmeyi, rutinin girdabından çıkmayı...
Ama dediğim gibi, bu bir "his..." Dolayısıyla, heyecan sizden bağımsız bir yerde sizin gelip onu almanızı beklemiyor. Her şey sizin kontrolünüzde.
İsterseniz her zaman, hatta şimdi bile heyecanlanabilirsiniz.
Ciddiyim!
Mesela dün George Soros´un New York Times´da yayınlanan makalesini okurken ben yine heyecanlandım.
Zira şimdilerde "hain" ilan edildiği memleketi Macaristan ve Türkiye de dahil pek çok ülkedeki spekülasyonlarıyla tanınan Soros da çok heyecanlı!
Diyor ki;
Batı bloğu, Doğu Avrupa ve Balkanlar´ı "içeride" tutmanın yolunu acilen bulmak zorunda...
Yoksa... Yoksa "Pekin, Ankara ya da Moskova´nın ekonomik-diplomatik ve askeri etkisine daha açık hale gelecek... Batılı güçler, Balkan ülkelerini, yerel işbirliği ve nihayetinde AB´ye giden yolda tutmayı başaramazsa; bu devletler Rusya, Türkiye ve Çin´in nüfuz alanlarına itilecek ve muhtemelen bunların arasında bölünecektir. Yani Balkanlar bir kez daha Balkanlaştırılacaktır."
Evet, hakkında söylenenler bir yana, en azından şimdi Türkiye´nin çıkarları için çalışmadığını bildiğimiz Soros açık açık söylüyor...
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan varlığını her devlette hissettiriyor" diyor.
Gelin açık toplumcu Soros kadar açık konuşalım...
Eğer Erdoğan fobik değilseniz, dünya devleri ABD ve AB´nin ilk üç rakibi arasında pasaportunu taşıdığınız ülkeyi görmeleri heyecanlandırıcı bir pozisyon değil mi?
İşte ben de tam bu heyecanım yüzünden, 24 Haziran seçimlerinin "macera aranacak bir tercih" olmadığını düşünüyorum.
Çok değil daha iki yıl önce topyekûn işgal girişimin uğramış ülkemin, bugün emperyalistlere aldırmadan sınır ötesi harekât yapacak hale gelmesi... Dahası dünya ekonomisinde ve siyasetinde ciddi, küresel bir aktör olması beni heyecanlandırıyor. Gelinen bu konum, "bir kere gitti mi" gelmesinin çok zor olacağını bildiğim için de sürsün istiyorum.
Eğer hâlâ "zorluyorum ama olmuyor" diyorsanız size naçizane tavsiyem basit ve net... Aradığınız o macerayı bulacağınız en ideal yer bireysel hayatlarımız.
Bunun için de ortada hiçbir engel yok... Tabii ki yine kendinizden başka.