Uzmanlar, ABD´nin Kudüs´ü "İsrail´in başkenti" olarak tanıma kararının geri çekilmesi amacıyla dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) sunulan tasarının, 14´e karşı ABD´nin 1 oyuyla veto edilmesinin, Trump yönetiminin tutumunun tüm dünya kamuoyunda ne kadar yanlış bulunduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Dün alınan kararın ABD´nin yalnız olduğunu gösteren önemli bir resim niteliği taşıdığını belirten uzmanlar, ABD´nin artık dünya barışına sorun üreten bir yerde durduğunu ifade etti.
Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BMGK´nin uluslararası güvenlik meselelerinde karar alınması sürecinde bağlayıcılığı nedeniyle en kritik nokta olduğuna dikkati çekti.
ABD´nin BMGK´de 14´e 1 ile tecrit edilmesinin çok önemli olduğunu dile getiren Güney, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) Olağanüstü Zirvesi´nde alınan kararın da önem arz ettiğini ancak burada hem farklı ülkelerden katılımcıların hem de konseyin 5 daimi üyesinin dördünün bu kararı onaylamasının çok önem taşıdığını kaydetti.
"En önemlisi de bence Avrupa-Atlantik dünyasında da bir bölünmüşlük var. BMGK toplantısında bu ortaya çıktı." diyen Güney, ABD´nin en yakın müttefiki İngiltere´nin bile büyükelçiliğini taşımayacağını açıklamasına vurgu yaptı.
Güney, dün yapılan toplantının, ABD´nin Kudüs kararının uluslararası toplumda ne kadar yanlış bulunduğunu gösterdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bence Kudüs kararı negatif bir olay olarak ortaya çıktı ama Filistin adına olumlu bir atmosferin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bu karar, Türkiye ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas´ın diğer örgütlere başvurusunu hızlandırdı. Kudüs meselesi sadece Filistin´i değil tüm İslam dünyasını ilgilendiren bir husus. Yani en kıymetli noktalardan, kutsal mekanlardan birisi. Dolayısıyla Müslüman dünya için bu kadar önemli bir mekanın uluslararası toplum tarafından Güvenlik Konseyinde 14´e 1 kararıyla savunuluyor olması önemsendiğini ve ayrıca dünyanın diğer yarısının ABD´nin hukuksuz uygulamalarına karşı durduğunu gösteriyor. Bir anlamda da uluslararası kurullar nezdinde ve değişik platformlarda kovboyvari tavrını dengeliyor, dengeleyecek. Yani ´14´e 1´ sayısı çok kıymetli bir şey diye düşünüyorum."
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Okur da BMGK´deki son manzarayı "tarihi teyidin devamı" olarak görmenin mümkün olduğunu söyledi.
ABD´nin, İsrail´e ilişkin uluslararası konular gündeme geldiğinde ya veto ettiğini ya da çekimser kaldığını hatırlatan Okur, ancak onun dışındaki pek çok kararda uluslararası toplumun oy birliği ya da ona yakın bir çoğunlukla İsrail´in uluslararası hukuk ihlallerine karşı tavır takındığını vurguladı.
Gelinen noktanın bir yıl öncesiyle karşılaştırılması durumunda manzaranın net şekilde görüldüğünü dile getiren Okur, Obama yönetimi giderken 1967 sınırlarının ötesinde İsrail´in işgalci olduğunu ve yeni yerleşimler yapmaması gerektiğini belirten kararda, 14 BMGK üyesinin kararı desteklediğini hatırlattı.
Okur, "Şimdi ise Trump yönetimi kararı veto ederek uluslararası toplumun kalan üyelerinden ayrıştığını gösteriyor. Bu da uluslararası diplomasi alanında ABD´nin Kudüs ile ilgili kararında yalnız olduğunu tescil eden önemli bir resim. Güvenlik Konseyinin diğer geçici üyeleri ve daimi üyeleri, uluslararası toplumun geniş bölümünü temsil eden çoğunluk, bu kararın yanlış olduğunu, konseyin kendisinin daha önceki kararlarına da aykırı olduğunu oylarıyla göstermiş vaziyetteler." diye konuştu.
Geçen hafta yapılan İİT Olağanüstü Zirvesi´nde verilen mesajın insanlığın büyük çoğunluğunu kuşatan ülkelerin temsilcileri nezdinde karşılık bulduğunun altını çizen Okur, "ABD kendi aldığı kararın arkasında durdu ama uluslararası toplumda bunun kabul görmesini sağlayamadı. İnsanlığın büyük bölümünün vicdanı İİT Zirvesi´nde alınan Kudüs´te işgalci olan İsrail´i başkenti olarak tanıyan kararı reddeden bildiride buluştu." ifadelerini kullandı.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanetin Duran da ABD´nin aslında dünyada kendisini yalnız bırakan bir vetoya imza attığını belirtti.
Trump´ın tek taraflı kararının uluslararası toplum tarafından onay görmediğini ve İİT´nin yanı sıra tüm dünya kamuoyunun bu karara sıcak bakmadığını ifade eden Duran, BMGK´deki tasarının ABD tarafından veto edilmesinin anlamının, ABD´nin kürsel sorumluluğunu önemsemeyen, tek taraflı çıkarlarını gözeten bir siyasete girmesi olduğunu kaydetti.
ABD´nin zaten tartışmalı olan tarafsızlığını tümüyle kaybettiğinin netleştiğine işaret eden Duran, "(Bu karar) ABD´nin artık dünya barışına sorun üreten bir yerde olduğunu gösteriyor. Bunun ´prensipli realizm´ şeklinde ifade edilmesi bu gerçeği örtmüyor." dedi.
BM Genel Kurulu´nda Türkiye´nin de içinde bulunduğu ülkelerin ana amacının yüksek katılımla güçlü bir karar almak olacağını söyleyen Duran, bunun bağlayıcı olmasa da en azından ABD´nin Kudüs meselesinde ne kadar yalnız kaldığını bütün dünyaya göstereceğine inancını dile getirdi.
Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın dönem başkanı olarak İİT´den çıkardığı kararın, çok önemli diplomatik kazanım olduğuna da dikkati çekerek, "14 ülkenin lehte oy vermesi Erdoğan ve İİT´nin oluşturduğu gündemin ne kadar kabul gördüğünü de göstermektedir. Genel Kurul´da da benzer bir sonuç çıkacak." diye konuştu.