Türkiye büyük bir dönüşüm geçiriyor. Devleti idare eden akıl üzerindeki ABD otoritesi yavaş yavaş çözülüyor. Yüzyıllık bir sinmişliği, korkaklığı, ölü toprağını atıyoruz üzerimizden. ?ABD şunu dermiş, bunu dermiş? lafları, korkutmaları devlet üzerinde etkili olamıyor. Devletin bekası, milletin çıkarları için ne gerekiyorsa artık o yapılıyor.
Zeytin Dalı, aynı zamanda büyük bir cesaret gösterisi ve meydan okuma harekatıdır. Türkiye´nin terör örgütü PKK/PYD´ye yönelik operasyonunun dünyada bu kadar çok gürültü koparmasının sebebini anlayabiliyor muyuz? Batı, herhalde bir çapulcu sürüsünü koruma kollama hevesi yüzünden bu kadar paniklemedi. ABD´ye telaşlandıran silahlandırdığı bir terör örgütünün Türkiye tarafından paramparça edilmesi de değil. Bir terör örgütü gider, diğer gelir; ABD bu işi yıllardır yapıyor zaten. Batı için terör örgütü kurmak, alfabedeki birkaç harfi yan yana getirmek kadar sıradan ve basit bir iş.
ABD´nin operasyondan duyduğu rahatsızlığın başka bir sebebi var; Türkiye, yüz yıl sonra Zeytin Dalı Harekatı´yla sahaya ve oyuna tekrar döndüğünün mesajını verdi. ABD ve Batı sistemini rahatsız eden işte bu dönüş.
Aslında tuhaf olan 911 kilometre sınırımızın bulunduğu Suriye´ye bugüne kadar girmemiş olmamız. Suriye´ye sınırı olmayan bütün devletler Suriye´yi işgal etmişti ama Türkiye, Fırat Kalkanı´na kadar Suriye´ye müdahale edememişti. Bu devlet için büyük bir zafiyet anlamına da geliyordu. Fakat bu sıkıntılar aşıldı; Ankara, stratejik bir adımla Batı´yı can evinden vuracak şekilde Türk ordusunu Afrin´e soktu. Türkiye´nin bu hamlesi, Ortadoğu için kurgulanan bütün oyunu yerle bir etti. Batı´nın Ortadoğu planları çöpe gidiyor.
ABD yönetimi, bu gidişatı engellemek için bir yandan cazip tekliflerle Ankara´nın aklını çelmeye çalışırken, diğer yandan da Türkiye´yi Afrin´de başarısız kılacak hazırlıkları yürütüyor.
ABD´nin birinci plandaki hedefi, Ankara´nın ayaklarının altındaki diplomatik zemini kaydırmak. Bunun için Amerikan yönetimi, şimdiden Afrin´deki ?sivil kayıplar?dan bahsetmeye başladı. ABD´nin Afrin´deki siviller için endişelenmeyeceğini biliyoruz; amaçları, ?sivil kayıplar? kara propagandasıyla Afrin operasyonunun uluslararası desteğini zayıflatmak, Ankara´yı baskı altına alarak Zeytin Dalı Harekatı´nı sınırlı kalmaya zorlamak.
ABD´nin ikinci hedefi Türk Silahlı Kuvvetleri´ni Afrin´de başarısız, terör örgütü PKK/YGP´yi ise başarılı göstermek. ABD, operasyon boyunca PKK/YPG´yi başarılı göstermek için bütün imkanlarını seferber etmiş durumda. Türkiye aleyhinde büyük bir propaganda çarkı dönecek. Ankara´yı Afrin´de durdurmak ve Menbiç´e ilerlemesini engellemek için her şeyi yapacaklar.
Pentagon´un üçüncü hedefi ise Türkiye içindeki ?5. Kolcuları? harekete geçirmek. Bu kesimlerin sesini gittikçe çok duymaya başlayacağız. 5. Kolcular, Afrin harekatının bir an önce durdurulmasını sağlamak için, içeride bir rahatsızlık uyandırmaya çalışacaklar. ?Savaşa hayır? kampanyaları bu yüzden başlatıldı. Ancak bu kampanyaların geniş kesimleri etkilemeleri çok zor. Çünkü millet, Afrin operasyonunun neden ve sonuçlarını gayet iyi biliyor.
Ankara, diplomatik alanda, sahadaki mücadelede (askeri zeminde) ve içeride (5. Kolculara karşı) inisiyatifi elden bırakmamalı. Ankara, bu kritik eşiği aşarsa ABD başta olmak üzere hiçbir güç bir daha bu ülkeye, bu topraklara, bu devlete kastedemez.