18 09. 2018 Salı
ABD´de yaşayan Türk doktor Mehmet Öz, Suriye ve Türkiye´de Suriyelilerin kaldığı kamplara temmuz ayında gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin deneyimlerini ve izlenimlerini sosyal medya hesabından paylaştı.
Öz, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "AFAD, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu (IFRC) ve Türk Kızılayının yardımlarıyla Suriye-Türkiye sınırındaki Suriyeli mülteci kamplarını ziyaret etme fırsatı buldum. Tanıştığım insanların hikayeleri, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen ilham vericiydi. Bu beni sonsuza kadar değiştiren bir ziyaret oldu." ifadesini kullandı.
Suriye´nin Humus bölgesinin son halinin 2017´de çekilmiş görüntüleri ve kamp ziyaretine ilişkin AA´nın çektiği görüntülerin yer aldığı videoyu da paylaşan Öz, videoda duygularını dile getirdi.
Mülteci kamplarını ziyarete sınırın 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye tarafından (Gaziantep´ten) başladığını belirten Öz, "Hayatımda hiç mülteci kampında bulunmamıştım. Ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Yüzüme ilk çarpan şey bölgenin geleneğiyle yapılan ev sahipliği oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Türk makamlarının elinden gelenin en iyisini yaptığını kaydeden Öz, "Boya yapan çocuklarla konuştum. Her şeylerini kaybetmişlerdi. Acılarını saklama kabiliyetlerine oldukça şaşırdım." dedi.
Kamplarda farklı hikayelerle karşılaştığını vurgulayan Öz, DEAŞ tarafından kadınları muayene etmemesi için tehdit edilen muhalif bir jinekoloğun hikayesini de paylaştı.
Türkiye´deki ziyaretinin ardından sınırın Suriye kısmına geçerek Azez´de bir kampa gittiklerini ve buradaki bir kliniği de ziyaret ettiğini aktaran Öz, şunları kaydetti:
"Şoke olmuştum, teknoloji yetersizdi, kaynaklar yetersizdi, klima yoktu. Bu kampta 11 bin kişi yaşıyordu ama sadece görevde 1 doktor vardı. Savaşın sağlık üzerindeki etkisi burada görülüyordu."
Öz, burada 12 yaşında kızı olan bir babayla karşılaştıklarını ve kendisini evlerine davet ettiklerini belirterek, şunları paylaştı:
"Eve gittiğimde Zeyna ile karşılaştım. Zeyna kalp yetmezliğiyle doğmuş, ameliyat olamadan da savaş patlak vermiş. Ailesi umutsuz bir vaziyette. Zeyna´nın tetkiklerine baktığımda kanında yeterince oksijen olmadığını gördüm. Bu nedenle morarıyordu ve çabuk yoruluyordu. Bir yetişkin olamadan hayata gözlerini yumacaktı. Onunla vedalaşırken bir futbol topu hediye ettim ve bu topla arkadaşlarıyla oynayabilmesi için ihtiyacı olan ameliyatı yaptırmak adına elimden geleni yapacağıma söz verdim."