Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen’in ABD’de “Temsilciler Meclisi” Başkanı Kevin McCarthy ile yaptığı görüşmeye tepki olarak Çin Ordusu “Tayvan Boğazı”nda askerî tatbikatlar yaptı. Analizcilere göreyse bu tatbikatlar, ABD Temsilciler Meclisi eski Başkanı Nancy Pelosi’nin geçen yıl gerçekleştirdiği Tayvan ziyaretinden bu yana bölgedeki en büyük Çin tatbikatlarıdır.
Tatbikatların en dikkat çekici tarafıysa, Çin askerî güçlerinin “Tayvan Boğazı”nın orta hattını öncekilere kıyasla daha fazla geçmeleriydi. Tayvan Savunma Bakanlığı’na göre, 71 Çin askeri uçağı ve dokuz gemi orta hattı geçti. Orta hat, Çin ve Tayvan toprakları arasında resmî olmayan bir ayrım çizgisi. Daha önceleri bu hat nadiren geçilirken bir süredir rutin hale geldi. Boğazda artan Çin askeri hareketliliği Tayvan’da yüksek alarm zilinin çalmasına yol açtı tabii.
Aslında tatbikatlar Pekin’in Tisai Ing-wen’in Amerika’daki görüşmelerini nasıl karşıladığını gösteriyor. Kuşkusuz, tatbikatlarla verilen mesajın ilk adresi, Washington. Öte yandan Pekin, Tsai Yönetimi’ne de “fazla ileri gitme, hareketlerine dikkat et, ensenizdeyim” mesajı veriyor. Tatbikatların Taipei ve Pekin arasında sıcak bir çatışmaya dönüşmesi beklenmiyor. ABD’deki Çin karşıtı şahinlerse, Tayvan’ın “istikrarlı gerilim” kaynağı” olmasını arzuluyorlar.
Çin’in ABD için “öncelikli tehdit” olduğu konusunda “Cumhuriyetçiler” ve “Demokratlar”ın Kongre kanatları büyük ölçüde mutabıklar. Bu yüzden iki partili görüş birliğini yer yer “Anti-Çin Partisi” olarak niteliyorum. “Anti-Çin Partisi” içinde Çin’e karşı çok daha hızlı, daha sert ve daha etkin mücadele isteyenlere ise “Acilciler” diyorum. “Acilciler”, ABD’ye hem ekonomik, hem de askerî olarak kafa tutacak seviyede gördükleri Çin’in küresel düzende ABD’nin yerini almak istediğini savunuyorlar. Çin’in ABD’yi geçmesi için çok az zamana ihtiyacı olduğunu öne süren “Acilciler”, ABD’nin daha hızlı davranarak, askerî harcamalara daha fazla para ayırarak Çin’in ABD ile “emsal güç” olmaktan caydırılmasını “varoluşsal bir strateji “olarak görüyorlar.
“Acilciler”, Çin’in ABD’de zaaf hissetmesi durumunda Tayvan’ı işgâl etmeye hazır olduğunu iddia ediyorlar. “Acilciler”e göre Çin’in askerî gücünü artırması sadece Tayvan ile ilgili değil, Çin ayrıca küresel bir güç yansıtmaya çalışıyor. “Acilciler”, hem Tayvan’ın silahlandırılmasını, hem de ABD’nin Asya-Pasifik’teki askerî gücünün Çin Ordusuyla baş edecek nitelikte olmasını sağlamak içi silah sanayisi üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi gerektiğini savunuyorlar. Hafta sonu Tayvan Boğazı’ndaki Çin’in askeri hareketliliği ile ilgili yapılan yorumlarda “vergi” meselesinin bir kez daha gündeme getirildiğini belirtmek gerek. Tahmin edeceğiniz gibi “Anti-Çin Partisi” ve “Acilciler”, “Amerikan Askeri-Endüstriyel Kompleksi”yle beraber çalışıyorlar. ABD’de Çin aleyhindeki hayli abartılı propagandanın sebeplerinden birisi de, bu beraberlik.
“Anti-Çin Partisi-Acilciler” Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ABD’nin Asya-Pasifik’e odaklanmasını engellediğini dile getiriyorlar. “Acilciler”e göre ABD için tehdit Rusya değil, Çin’dir. ABD’nin iki büyük düşmanla aynı anda savaşma lüksü de yoktur. Avrupa’nın ekonomik büyüklüğü Rusya’nın kat kat üstündedir. Rusya Avrupa için askerî bir tehdit bile değildir. Ukrayna’nın ve Avrupa’nın savunması Avrupa’ya bırakılmalıdır. ABD, Avrupa’daki askerî gücünü artırmamalı, bunun yerine ABD Avrupa’nın “NATO”ya malî katkılarını artırmaları için baskı uygulamalıdır.
Diğer yandan “Acilciler”, Ukrayna’ya verilen cephanenin Amerikan stoklarını erittiğini söylüyorlar. Stoklardaki erimelerin hem Asya-Pasifikte Çin ile olası çatışma durumunda ABD’nin elini zayıflatacağını, hem de askeri sanayinin artan iş yükü sebebiyle Tayvan’a 14 Milyar Dolar’ı aşan silah sevkiyatını zorlaştıracağını öne sürüyorlar. “Acilciler”, Asya-Pasifik’te Çin ile savaş durumunda Avrupa’nın destek vereceğine inanmıyorlar. Tam aksine Avrupa’nın en büyük iki gücü, Almanya ve Fransa’nın “Çin pazarı”nın büyüsüne kapıldıklarını söylüyorlar
Çin’in yumuşak karnı olan Tayvan, ABD’nin Asya-Pasifik’te Çin’e karşı en önemli manevra alanı. ABD, Çin’in yumuşak karnına baskı uygulayarak Pekin’in sert tepki vermesini sağlamak istiyor. Böylece “Çin’i çevreleme” politikasını kolaylaştıracaklarını düşünüyorlar. Tabii Pekin, ABD’nin eylemlerinin amacının farkında ve bu yüzden tepkilerini sınırlı tutuyor. Şimdilik.