ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ned Price, "ABD olarak Türkiye ile ortak önceliklerde işbirliği arayışındayız. Herhangi bir anlaşmazlığı gidermek için diyalog kurmaya devam edeceğiz" dedi.
Biden yönetimi olarak, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarına saygıyı küresel olarak desteklemeye devam edeceklerini belirten Price, "İlerlemenin en iyi yolunun karşılıklı çıkar konularında işbirliği yapmak olduğuna inanıyoruz ve Türkiye ile birçok konuda ortak çıkarlarımız olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Price ayrıca 18 Ekim'de Osman Kavala'ya yönelik açıklamanın Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesiyle tutarlı olduğunu da belirterek, Erdoğan'ın 10 ülkenin büyükelçilerine yönelik, "Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimse bu ülkede barınamaz" sözlerinin 'not edildiğini' söyledi.
NE OLMUŞTU?
Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle 18 Ekim'de ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzasıyla ortak bir açıklama yayımlandı. Erdoğan'ın büyükelçilerin 'istenmeyen adam ilan edilmesi' konusunda yaptığı açıklama sonrası anılan ülkeler yeni bir mesaj paylaştı.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Twitter hesabından yaptığı duyuruda, "ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı sorunların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder" ifadesini kullandı.
Sözleşmeye ilişkin aynı ifadeleri Almanya, Fransa, Kanada, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçilikleri de resmi hesaplarından paylaşmış ya da retweet etti.
18 EKİM'DEKİ ORTAK AÇIKLAMA
Ülkelerin 18 Ekim'deki ortak açıklamasında, "Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz" ifadelerine yer verilmişti.
ERDOĞAN: NİYETİMİZ KRİZ ÇIKARMAK DEĞİL
Bu arada Erdoğan, bu akşam kabine toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında şunları ifade etmişti:
“Geçmişte uzunca bir süre bu anlayışla ülkemizi yönlendirenler, Türkiye artık kendi duruşunu sergileyince paniğe kapıldılar. Türkiye'nin nezaketini, zaaf olarak görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışları kabullenmedikleri sürece cevaplarını alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçiliklerinden yapılan açıklamayı da aynı şekilde kabul ediyoruz. Bu tavır ülkemizdeki yargı teşkilatını, savcılarımızı, avukatlarımız tüm yargı mensuplarına karşı yapılmış bir hakarettir. Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez.”
Erdoğan, “Dünyada nice acılar yaşanır, adaletsizlikler sergilenirken Türkiye'yi dillerine dolayanların amaçlarının hukuk olduğuna kimse bizi inandıramaz” diyerek, şunları kaydetmişti:
“Bağımsız ve tarafsız yargımız ile gereken cevabı vermek devletin başı olarak öncelikle bizim görevimizdir. Ülkem ve milletim adına koyduğumuz tavır bu sorumlu ve samimi duruşun temayülüdür. Bizim amacımız kriz çıkarmak değil, Türkiye'nin onurunu, gururunu haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür. Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimsenin sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamayacağını da ayrıca ifade etmek istiyorum.”