Suriye olayları Rusya ve ABD’nin gerçek yüzlerinin görünmesini bir kez daha sağladığını düşünüyorum. Dikkat edilirse Türkiye Suriye’deki gelişmeler karşısında ne zaman sert bir tavır belirlerse gerek ABD, gerek Rusya hemen harekete geçiyor, heyetler gönderiyor, sanki Türkiye’ye karşı büyük bir sevgi besliyor görüntüsü veriyorlar. Amma neticeye baktığımızda sadece Türkiye’nin Suriye’de önü kesilmiş oluyor, Esad rejimi köşeye sıkışmışlıktan, teslim olma noktasına gelmişlikten kurtarılıyor. Bu bakımdan ABD ve Rusya yetkilileri birbirlerinden farklı şeyler söylüyor olsalar da aynı telden çalıyorlar. Daha önceleri de dikkat çekmeye çalıştığım gibi, Suriye’de bu iki devlette birbirlerine çıkarlarının korunmasında destek oluyorlar.
Başlıkta bir de Birleşmiş Milletler’e (BM) dikkat çekmeye çalıştım. Çünkü dünya üzerinde savaşı ve zorbalığı önlemek, barış ve adaleti sağlamak için kurulduğu söylenen bu örgüt, görünen o ki, sadece istatistik listeleri yayınlıyor. Bir diğer ifadeyle İslam dünyasındaki çatışmalarda ölenlerin, çatışmalar sebebiyle yurtlarını terk etmek mecburiyetinde kalanların çetelesini tutuyor, bunları belli aralıklarla ilan ediyor. Peki, BM’nin kuruluş amacı bu mu? Yani çatışmaları önlemek mi, yoksa çatışmaları önlemek hususunda ciddi hiçbir harekette bulunmayıp çatışmalarda hayatını kaybedenlerin listesini yayınlamak mı?
Artık net bir şekilde görüldü ki, BM denen uluslararası bu örgüt sadece Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin bir diğer ifadeyle Haçlı-Siyonist ittifakının çıkarlarını korumakla görevli. Hatta bu 5 daimi üyenin işlediği cinayetleri gözden kaçırmak. Böyle olmasaydı ikide bir çatışmalarda hayatını kaybedenlerin ya da yurtlarını terk etmek zorunda kalanların listelerini yayınlamaktan ibaret bir görev verilmiş olur muydu? Dikkat edilirse BM denen bu örgüt dünya üzerinde çatışmaların önlenmesi ve başlamış olanların durdurulması hususunda bir örnek uygulama ortaya koyardı. Böyle bir uygulama ortaya koymadığı, koyamadığı gibi aldığı bir takım kararlarda ciddiye alınmıyor. Zaten Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin istemediği bir karar hayata geçirilemiyor. Veto edilmemiş kararların uygulanması konusunda da BM istekli görünmüyor. Kısacası, BM sömürgecilerin, kısaca Haçlı-Siyonist ittifakının kuklası olmuş durumda. Çünkü özellikle İsrail’in yayılmacılığı ve Filistinlilere yönelik işlediği cinayetler konusunda alınmış kararların bir teki bile hayata geçirilmezken, ABD Başkanı Trump tek başına İsrail’in sınırlarını genişletiyor, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ediyor. Öte yandan yıllardan beri Ermenistan tarafından işgal edilmiş Karabağ topraklarının BM tarafından Azerbaycan’a ait olduğuna dair alınmış kararlarda bir işe yaramıyor.
Tüm bunlar karşısında BM ne yapıyor? Hiçbir şey yapması söz konusu değil. Zaten, yapacak gücüde yok. Böyle olunca insan ister istemez, “Hiçbir gücü olmayan bu örgüt niçin hâlâ dünyayı şekillendiriyor görüntüsü ile pazarlanıyor?” diye sormadan edemiyor. Çünkü asli görevi dünya üzerinde kan ve gözyaşını durdurmak olması gereken BM, sadece ölenlerin ve yurtlarını terk etmek zorunda kalan insanların listesini yayınlıyor. Böyle bir listenin yayınlanmasına gerek var mı? Yoksa yapılması gereken çatışmaları önlemek mi? Söz gelimi son olarak BM, İdlib’de 830 bin kişinin yerlerini terk ederek, çoğunluğu Türkiye sınırına doğru olmak üzere çatışmaların olmadığı yerlere göç etmek zorunda kaldıkları bilgisini yayınladı. Bu bilgi BM aktarsa da aktarmasa da zaten biliniyor. Söz gelimi Türkiye yıllardan beri yurtlarını terk etmek zorunda kalanlara sahip çıkmaya çalışıyor. Kısacası BM’nin varlığı ile yokluğu fark etmez durumda. Bunun için bu örgütün varlığına ya son verilmeli ya da yapısında değişikliğe gidilmesi gerekiyor.
