ABD Başkanı Donald Trump'a bu yıl yapılan nüfus sayımları sonucunda Kongre'deki koltukların eyaletlere göre bölünmesi hesaplanırken bu ülkedeki yasa dışı göçmenlerin hesaplamalara dahil edilmemesini öngören bir genelgeyi imzaladığı gerekçesiyle dava açıldı.
New York'taki Manhattan federal mahkemesinde, 21 eyalet ile 10'dan fazla kent ve bölgeden oluşan bir koalisyon ile sivil ve göçmen hakları grupları tarafından açılan davada, Trump'ın imzaladığı genelge "ayrımcı ve anayasaya aykırı" olarak nitelendirildi.
Söz konusu koalisyona önderlik eden New York Başsavcısı Letitia James, yaptığı açıklamada, Trump'ın imzaladığı genelgeye atıfta bulunarak, "ilk kampanyasının başlangıcından bu yana yaptığı göçmen karşıtı eylem ve açıklamalardan oluşan uzun listenin sonuncusu" olduğunu belirtti.
James, Trump'ın bir lider olarak başarısızlıkları için göçmenleri kişiliksizleştirdiği ve onları günah keçisi olarak kullandığını kaydederek, bunun bir başka seçim yılı taktiği olduğuna işaret etti.
- GENELGE
Beyaz Saray'dan 21 Temmuz'da yapılan yazılı açıklamaya göre, Trump "2020 Nüfus Sayımlarının Ardından Kongre Koltuklarının Dağılımında Yasadışı Göçmenlerin Hariç Tutulması" başlıklı bir genelgeye imza atmıştı.
Genelge, bu yıl yapılan nüfus sayımları sonucunda Kongre'deki koltukların eyaletlere göre bölünmesi hesaplanırken bu ülkedeki yasa dışı göçmenlerin hesaplamalara dahil edilmemesini öngörüyor.
ABD Temsilciler Meclisindeki koltukların dağılımı için ABD Anayasası gereği her 10 yılda bir nüfus sayımlarının yapıldığına işaret eden Trump, bu sayımlar sonucunda başkanın koltukların bölünmesini yaptığını ve bunu Kongre'ye sunduğunu anımsatmıştı.
Söz konusu genelge kapsamında, 2020 Nüfus Sayımı sonucunda yapılacak Kongre koltuklarının bölünmesi hesaplamasına ülkede yasa dışı statüde bulunan göçmenlerin dahil edilmeyeceğini vurgulayan Trump, "Yasa dışı göçmenleri bu sayımdan hariç tutmak, hükümet sistemimizin temeli olan temsiliyetçi demokrasinin ilkeleriyle daha uyumludur." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Trump'ın bu adımının duyurulmasının ardından Demokrat Parti kanadı ve sivil toplum kuruluşları tepki göstermişti.