ABD ve AB´den dost olmayacağını anlamak!..

Abdülkadir Özkan- 21.06.2018

ABD ve AB´den dost olmayacağını anlamak!..

Türkiye´nin Rusya´dan S-400 füze savunma sistemi alacağını açıklamasının ardından bazen açıktan, bazen de dolaylı yollardan ABD karşı tavır koymaya başladı. Önce, S-400´lerin NATO standartlarına uymadığı ileri sürülerek alınmasına karşı çıkıldı, ardından ille de Türkiye bu füze sistemlerini alacaksa NATO üyelerine karşı tehlike oluşturmayacağının sözünü istediler. Bunun anlamı ise S-400 füze sistemini NATO üyelerine karşı kullanılmayacağının garantisini istemekti. Bu ise Türkiye ille de S-400´leri alacak ise bunları ya sadece aldığı ülke Rusya´ya(!) ya d a sadece komşu Müslüman ülkelere karşı kullanabilecekti. Hâlbuki Türkiye´nin çevresini ateş çemberi haline getiren başta ABD olmak üzere NATO ülkeleriydi. Böyle olunca ABD´nin istekleri Türkiye´nin kendisini NATO ülkelerine karşı korumayacağı garantisini isteniyordu. Böyle bir isteğin mantıki hiçbir izahı yoktu. ABD ile Türkiye arasında S-400 pazarlığı devam ederken bir ABD´li papazın casusluktan tutuklanması olaylara yeni bir boyut kazandırdı.
ABD ısrarlı bir şekilde papazın serbest bırakılmasını istiyordu. Hâlbuki Türkiye 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ABD´ye çeşitli kereler FETO elebaşı Gülen´i iade etmesi için dosyalar vermiş olmasına rağmen evet ya da hayır diye cevap bile verme gereği duymadı. Yani, onlar için casus papazın iadesi önemliydi. Türkiye´de gerçekleştirilmek istenen darbe girişiminde 240 vatandaşımızın hayatını kaybetmiş olması bir önem taşımıyordu. Kısacası, ABD´nin Türkiye´ye bakışının dostlukla izah edilir bir yanı yoktu. Olay sadece bundan da ibaret değildi. Bölgemizde çeşitli terör örgütleri ABD tarafından silahlandırılıp milyonlara Müslüman´ın hayatını kaybetmiş olduğu gerçeği de vardı. Kısacası bunca olaydan sonra iki ülke arasında Münbiç konusunda anlaşma sağlandığı açıklanıyordu. Yapılan açıklamaya göre ABD, PKK/YPG militanlarının elindeki silahları toplayarak Münbiç´i boşaltacaktı. Bu haber ilk açıklandığında bu köşede ABD´nin teröristlerin elindeki silahları toplayacağına dair verdiği söze güvenilemeyeceğine dikkat çekmiştik. Bu tahminimizde yanılmadığımız çok geçmeden ortaya çıktı. Çünkü ABD´nin militanlara 250 TIR silah vereceği haberleri medyaya yansıdı.
Peki, ABD´nin düşmanca tavrı son buldu mu? Bu soruya evet demek mümkün değil. Çünkü ABD Temsilciler Meclisi´nin ardından Senato´da da kabul edilen bir tasarı ile Türkiye´ye F-35 savaş uçaklarının satışının Rusya´dan S-400 hava savunma sistemleri alarak NATO´yu tehdit etmediği ve ABD vatandaşlarını tutuklamadığının ispatlanmasının ardından gerçekleşebileceği ifade edildi. Sanıyorum tasarıda yer alan bu hükümlerin fazlaca yoruma ihtiyacı yok.
Sıraladığımız bunca olumsuzluğa rağmen hâlâ ABD´nin dost mu düşman mı olduğu sorusunun sorulmasını anlamak mümkün değil. ABD´nin dost olmadığını anlamaya sadece bölgemizdeki terör örgütleri ile ilişkisini görmek yeterlidir. Ne var ki, bizdeki bir takım arsız âşıklar ABD´nin dost değil düşman olduğunu görmek istemiyorlar. Kaldı ki, F-35 savaş uçaklarının Türkiye´ye satışının şarta bağlanması açık bir ambargo anlamına geliyor. Dostlar birbirlerine ambargo uygulamayacaklarına göre ABD ile birlikte hareket ederek Türkiye´nin çıkarlarını korumasının mümkün olmayacağını artık herkesin görmesi gerekiyor. ABD ve AB, Haçlı-Siyonist ittifakı olarak Türkiye´nin dostu olmadığı, olamayacağını artık anlamamız gerekiyor. Ne var ki, yediğimiz bunca kazık ve ihanete rağmen zaman zaman gerçekleştirilen bağırıp çağırmalara rağmen iktidar sahipleri ABD ve AB´den vazgeçemiyor, ülkemizin konumunu o safta sürdürmeye çalışıyorlar. Hem de tüm dışlamalara rağmen.