Dünyanın gözü ABD´deki Kongre ara seçimlerinde. Konu sadece değişecek 35 Senato üyesi ya da 435 Temsilciler Meclisi üyesi değil. ABD´nin seçim geleneğinde seçmene yolun yarısında ´mevcut başkana/yönetime´ mesaj verme hakkı tanınıyor. Ama bu kez mesaj, dünyadaki demokrasi için de önemli. Trump ile kullanımı yoğunlaşan post-truth (´Gerçek-ötesi´ olarak Türkçeleştiriliyor, Trump öncesinde Brexit döneminde de yoğun kullanıldı) kavramı giderek hayatı kavrıyor. ´Lümpen-popülist-göçmen düşmanı-insan hakları konusunda duyarsız, hatta siyasi emelleri için onları ezip geçen´ liderlikler giderek yaygınlaşıyor.
Kısa bir süre önce Brezilya´da seçimleri kazanan Bolsonaro son örnek. Yaptığı konuşmalar onun ´ırkçı, cunta destekçisi, homofobik ve kadın düşmanı´ olduğunun birer göstergesi. Ona ülkesinin medyasında "Küçük Hitler" diyen de var "Tropiklerin Trump´ı" da...Dünyadaki bu ´problemli-otokratik´ liderler birbirilerine örnek oluyor, hatta zaman zaman birbirlerine doğrudan ya da dolaylı destekte bulunuyorlar.
ABD seçim döneminde ´kendi içine´ dönmüşken; Ankara-Washington ilişkileri Rahip Brunson´ın ülkesine dönmesine izin verilmesinin ardından karşılıklı yaptırımların kaldırılması ve son olarak da Türkiye´nin de İran ambargosundan ´geçici muafiyet alan 8 ülke arasında yer almasıyla´ biraz rahatlamış gözüküyor. Önümüzdeki günlerde Trump´ın desteğiyle (Erdoğan da bahsetti) Halkbank az bir ceza alırsa ve Hakan Atilla Türkiye´ye dönerse iktidar medyası yeniden ´aramız hiç olmadığı kadar iyi´ manşetlerini bile tekrarlayabilir.
Devriye mesajı
Aslında karşılıklı pazarlıklarla gelinen noktada en önemli gündem maddesi ´Kürtler´... Erdoğan, "Suriye´de Fırat´ın doğusundaki terör yapılanmasını da çökerteceğiz. Planımızı programımızı da yaptık" derken, Türkiye bölgeye topçularla ateş açıyor. ABD Dışişleri, "Suriye´nin kuzeybatısında ABD askeri personeli de o bölgedeyken gerçekleştirilen saldırılardan kaygı duyuyoruz" açıklamasını yapıyor. Bu gelişmeler yaşanırken ABD askerleri Türkiye sınırında yer alan Suriye Demokratik Güçleri kontrolündeki Derebesiye köyünde devriyeye çıkıyor (Kaynak: AFP-BBC). Adeta mesaj veriyor.
Çözüm çabası
Ve Türkiye medyasında fazla yer bulmayan ABD´nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey´nin 1 Kasım´da Paris´te Al Arabiya´ya verdiği demeç. Hemen hatırlayalım, kendisi ABD´nin Suriye Özel Temsilcisi ve Türkiye´nin tezlerine yakın isim olarak biliniyor. Jeffrey sık sık, "Türkiye´nin desteği olmadan Amerika´nın Suriye´de bir politikası olmaz? görüşünü de savundu. Dönelim tekrar Al Arabiya´ya söylediklerine. Şöyle diyor:
"ABD´nin iki ortağı, -Türkler ve Kürtler, arasında çözüm için çaba harcıyoruz. Kuzey Suriye´deki Amerikan ordusu Suriye Demokratik Güçleri ve yerel güçlerle işbirliği yaparak IŞID´i geri çekmeye çalıştı, çalışıyor."
Jeffrey sıradan bir isim değil. Türkiye ile mesafesi açık olmayan bir isim. O yüzden söyledikleri belki başında da olsa bir ´çözüm´ için ABD´nin devrede olduğunu ifade ediyor. Sert rüzgarlardan barışa yelken açılabilir mi? Göreceğiz...