Tarih: 14.10.2018 21:51

ABD - RUS GÜDÜMÜNDE KANLI SİYASİ ÇEKİŞMELERİN ÜLKESİ: AFGANİSTAN

Facebook Twitter Linked-in

14.10.2018 Pazar

Emin Xezer Yolciyev(*).

Afgan Mücahidler

Herkesçe Afganistan olarak bilinen ülkenin adı resmi olarak Afganistan İslam Cumhuriyeti´dir. Afganistan ne Uzak Asya´ya ne de Orta Asya´ya bağlıdır. Kendi kaderi gibi ülkenin coğrafi yer tutumu bazılarına göre değişmektedir. Siyasi ve çalkantılı tarihi bir geçmişi olan Afganistan bugün de güç odaklarının cazip merkezi halindedir.

Etnik ve dilsel yapı olarak çeşitli unsurlardan oluşan bir sosyal yapıya sahip bir Afganistan görüyoruz. Afganistan İslam Cumhuriyeti´ni iyi bilmemiz için biraz tarih sayfalarını kurcalamamız lazım olacaktır. Siyasi sistem şuan stabil gözükse de aslında Kabil yönetimi hassas dengeler üzerinde yürümektedir. Hem içten hem de dıştan gelen tehditlere karşı Afgan siyasi eliti çok endişeli ve de direnişçi bir durum sergilemektedirler. Örneğin, Afganistan Taliban harekatı dış güçler odaklı bir örgüt haline gelmiştir. Zamanla Taliban (Talebe) harekatı Afganistan´ı siyasi kriz eşiğine sokmaktadır. Geçtiğimiz Ramazan ayında Taliban ile iktidar arasında ateşkes anlaşması sağlansa da, Cumhurbaşkanlığı sarayı canlı yayında yeniden Taliban tarafında bombalanması kaçınılmaz olmuştur. Bu yüzden Afganistan yönetimi dengeleri korumakta ve içsel sorunları gidermekte dışa açık.

Tarihsel Olarak Afganistan´da Siyasal Sistemin Bozukluğu

Afganistan adını Nadir Şah´la (Nader Shah) bağlı olarak tarihi kaynaklara geçmiştir. Siyasal olarak 1747 yılına kadar Türk olan Afşarlar´a bağlı kalan Afganistan, Afgan olan Ahmet Han Abdal´ın (son,. Sonradan Ahmet Şah Duranni) liderliğinde Kandahar´a girerek yeni Şah ilan edildi. Dürrani imparatorluğu 1818 yılına kadar devam etti.

Şaşalı İslam yükselişi ne yazık ki, 19. yüzyılın başlarında çöküşe geçerek yavaş-yavaş ortadan kaybolmaya yüz tutmuştur. Bu çöküşten tarih boyu çok etkilenen ne yazık ki, Afganistan olmuştur. Afganistan 1818-1838 yılları arasında günümüz Afganistan gibi iç savaşa tanıklık etmiştir. Dost Muhammed Han (Afganistan Emiri) yönetimindeki Afganistan kapılarını Rusya Çarlığına ve Birleşik Krallığa açmıştır. Bu dönem Afganistan hem Rusya hem de İngiltere hegemonyası altında bağımsızlık savaşları vermiştir.

Rus Çarlığı Hindistan´a ulaşmak için 18. yüzyıldan bölgeye siyasi olarak nüfuz etmeye başlamıştır. Bu da Birleşik Krallık güdümünde olan Hindistan´ın dikkatinden kaçmamıştır. Sonuç olarak 19, yüzyılın başlarında hem İngilizler hem de Ruslar Afganistan´ı siyasi nüfus güç merkezine çevirdiler. İngiliz ? Rus güç savaşı Afganistan´da büyük savaşlara neden oldu. 1838 yılında başlanan Afgan ?İngiliz savaşları 1881´de İngiliz ordusunun Afganistan´dan geri çekilmesiyle son buldu. Bu arada Rusya´nın müdahillerini ve nüfuz dairesini de göz ardı etmemek gerekir. Afganistan 1919 yılına kadar bir nebze rahatlasa da 1919 yılında üçüncü tarafın müdahalesi ve iktidar savaşı Emanullah Hanla İngilizler arasında krize yol açtı. Bu kriz 1919 yılında Ravalpindi anlaşmasıyla son buldu. Birleşik Krallık Afganistan´ı bir millet olarak bağımsızlığını tanıdı. Bundan sonra Afganistan´daki Avrupa tarzı ıslahatlar iç savaşın patlak vermesine yol açtı ve sonuçta Emanullah Han 1929 yılında ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Bu karmaşık durum 1933 yılına kadar devam etti. Zahir Şah ve Davut Han dönemindeki Afganistan bölgesel ve küresel olarak büyük oyunların kurbanı olacaktır.

Nadir Şah

Soğuk Savaş Yılları Ardından Gelen Afganistan Sovyet İşgali

Artık dünya politik olarak yeni evresine geçmiş, güç dengeleri tamamen değişmiştir. Küresel aktörler olarak ABD ve Sovyetler Birliği ortaya çıkmıştır. Lakin, siyasi amaç ve eğilim hiç değişmemiştir. Zahir Şahla Davut Han arasında 1963 yılında başlayan siyasi çekişme ne yazık ki 1973 askeri darbeyle Davut Han´ın yönetime geçmesiyle sonuçlandı. Zahir Şah Avrupa´ya sürgün edildi. Davut Han yeni Afganistan Cumhuriyeti´nin başbakanı oldu. Askeri kanadın yardımıyla Davut Han inanılmaz güce ulaştı. Davut Han´ın siyasi icraatları ve dış odaklı güçlere karşı politik bağımlılığı azalması ülkeyi başka mecraya sürüklüyordu. Bu arada dönemin Afgan zihniyetini de unutmamak lazım. Nihai olarak tarih 1978-79 yıllarını gösterirken Afganistan patlamaya hazır saatli bomba sürecine girdi. Darbeyle yönetime gelen Davut Han 1978 yılında sol askeri kanat tarafından iktidardan düşürüldü. Yönetim partili şekilde ilan edildi Halk (the People´s party) ve Parcham (the Banner party).   Sık sık siyasi elitler arasında değişim Afganistan işgal sürecini daha da hızlandırıyordu. Bardağı taşıran son olay eylül 1979 dönemin Cumhurbaşkanı tarafında başbakan komünist Aminiye karşı tasarlanan suikast oldu. Bu Sovyet Rusya´nın bakış açılısının yeniden Afganistan´a yönelmesi demekti.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi eski Çarlık Rusya´sı ve Sovyet Rusya´sı her zaman Afganistan´ı kendi güdümünde ve uydusu haline getirmeye çalışmıştır. Sovyet Rusya 1979 yılında Sovyet-Afgan Dostluk antlaşmasını (1978) bozarak Afganistan´ı askeri işgal yolunu seçti. Ülke Sovyet askerlerinin çizmelerini artık hissetmeye başladı. 1979 yılının 29 aralığında Afganistan´da Marksist Halkın Afganistan Demokratik Partisinden Sovyet kuklası olan Babrak Karmal yönetime getirildi. Bu işgal Sovyetlerin kendi ölüm fermanın imzalaması demek idi.  Bu işgal Sovyetlerin kendi ölüm fermanın imzalaması demek idi. Yani ABD bu işgalin diyetini Sovetlere fena ödetecektir. 10 yıllık işgal süresi Sovyetleri ekonomik ve merkezi yonetmin cokme aşamasına getirdi. Aynı zamanda 10 yıllık Afgan ? ABD sözde dostluk ittifakın temeli atıldı.

Sovyetlere karşı ilk eylemlerini yapan İslamcı direnişçileri dönemin ABD başkanı Ronald Reagan tarafından kahraman sıfatıyla Beyaz Sarayda karşılandılar. Molla Ömerler, Usama Binladenler ve bu gibi direnişçiler ABD tarafından hat safhada desteklendiler.

1985-1989 yılları arasında ağır kayıplar yaşayan Sovyetler 1989´da Afganistan´ı terk ettiler. Najibullah yönetimi ve İslamcı direnişçiler Afganistan´ı dini hizipçi kanlı sivil savaşa sürükledi. 1991 yılında başlayan savaş Islami Ittihad Afghanistan Mujahidin tarftarları ve Şii gruplar Afgan İslam Devleti adına kanlı savaşlarını sürdürdü. Tarih 1996 yılı gösterdiğinde Taliban örgütü Kabil yönetimini ele geçirmesiyle adını duyurdu.

Dengeler değişmiş ABD -Afganistan dostluk ilişkileri bitmiş yerine Sünni kanat olan Afgan Taliban -ABD düşmanlığı başlamıştır. ?´İslamıcı direnişciler´´ ABD´li liderler için artık kahraman değil, modern literatürde yer alan Terrörist olarak tarihe geçecektirler. Afganistan´ı sıkı Şeriat yönetimi ile yöneten Taliban 2001 yılına kadar müreffeh bir Afganistan hayalini yaşatabilmişti.

Afgan Mücahidler Beyaz Sarayda Başkan Reagan´nın misafiri

ABD´nin Afganistana Dönüşü

Hamit Karzai

Malum 2001 Eylül olaylarından sonra ikili ilişkiler koptu. ABD dünyanın gözünün içine bakarak Afganistan´da Taliban rejimini nasıl inşa ettirmişse öylede yok etmeye kısmen başardı. Al- Kaide ve Taliban arasında bazı anlaşılmazlıklar ABD´nin elini daha da rahatlattı. Afganistan´da ABD´ye bağlı Hamid Karzai hükümeti Afganistan´ı birazda olsa rahat

lattı. Peki neden ABD Taliban´ı tam olarak yok etmedi ya da etmek istemedi sorusu aklınıza gelmemiş olmaya bilir. Bu sorunun cevabı Afganistan´ın ABD´ye bağlılığı sürecinde geçmektedir. 2002 yılından günümüze kadar Afganistan demokrasi yolunda ilerlese de hala ABD ve Rusya etkisinde 

Eşref Gani

kalmakta. Örneğin Eşraf Gani yönetimindeki iktidar bağımsız Afganistan´ı istese de maalesef zamanla Taliban´la yüz yüze bırakılmaktadır. Bu da Afganistan´ı yeniden savaşlara ya da yeni siyasi krizlere itilmesine neden oluyor.

(*) Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Doktora Öğrencisi.

Kaynak: .jurnalortadogu.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —