Suriye´nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturmak için ABD´li ve Türk yetkililerin bir araya gelmiş olmalarına rağmen bu hususta yapılan açıklamalarda bir oyun içinde oyun tezgâhlandığı, daha doğrusu ABD´nin söyledikleri ile yaptıklarının çeliştiğine dikkat çekiliyor. Bu çelişkiyi görmek için medyaya yansıyan haberlere kısaca bakmak yeterli. Bayramın birinci günü medyaya yansıyan haberler ABD´nin ikiyüzlü politikasını gözler önüne seriyordu. Sözgelimi, ?ABD´den terör örgütüne yeni silah sevkiyatı? başlığı altında yer alan haberde, ?Ankara ile Washington arasında varılan güvenli bölge anlaşmasına rağmen ABD, Fırat Nehri´nin doğusunda terör örgütü YPG´nin işgalinde olan bölgeye silah yığmayı sürdürüyor? deniyordu. Sanıyorum sadece bu tespit bile ABD´ye güvenilemeyeceğini, Türkiye´ye ne söylenirse söylensin ABD için öncelikli konunun Türkiye´nin değil terör örgütünün güvenliği olduğunu gösteriyor.
?ABD´nin Suriye´deki son büyükelçisi Robert Ford, her konuda uzlaşılmadığını, Türkiye´nin tek başına güvenli bölgeyi kuramayacağını belirterek, ABD´nin Suriye´de kara ve hava güçleriyle varlığını sürdürdüğünü hatırlattı.?
Aynı haberin hemen altında ABD´nin Suriye´ye silah sevkiyatı ile ilgili bir haber, ?ABD´nin yeni konvoyu Suriye´de? başlığı altında yer alıyordu.
Bayramın birinci günü medyada yer alan bazı haberlere daha dikkat çekmek istiyorum. Aynı gazetede yan yana yer alan iki yazıdan birinin başlığı, ?İki komutandan uyarı: İkili oynar, kural tanımaz? başlığı altında Saygı Öztürk´ün yazısıydı. Öztürk, yazısında ABD´nin ikili oynayışına Körfez Savaşı´ndan sonra Irak´ta güvenli bölge oluşturulduğuna dikkat çekiyor ve sonunda Irak´ın kuzeyinde Kürt bölgesi oluşturulduğunu hatırlatıyor. İkinci haber ise, ?ABD, güvenli bölge formülünü YPG/PKK ile görüşerek oluşturdu? başlığı altında yer alıyordu.
Bu haber ve yazılardan bir gün önce ise biri iktidar, diğeri muhalefet yanlısı iki gazetemizde yer alan iki haber ABD´ne güvenilmeyeceğini gözler önüne seriyordu. ?ABD´nin 3 planı? başlığı atında yer alan haberde, ABD´nin ortak harekât merkezi diyerek Türkiye´yi yine oyalama taktiği peşinde olduğu belirtilerek ABD´nin 3 planı şöyle sıralanıyordu:
- PKK/YPG´yi İran´a karşı da hazırlıyor ve güçlendirme planıyla onları silahlandırıyor.
- Bölgeden çıkarılan petrolün güzergâhını kendi çıkarına göre oluşturma amacında.
- İsrail´in Golan Tepesi´nde yaptığı oldubittinin benzerini yapıp Fırat´ın doğusunu Suriye´den koparmak istiyor.
Görünen o ki, ABD bizi oyalıyor, bu arada terör örgütüne kurduğu orduyu daha da güçlendiriyor.
Yazımı iktidar yanlısı bir gazetede, ?ABD yine DEAŞ silahına sarıldı? başlığı altında yer alan haberi kısaca aktararak sonlandırmak istiyordum:
?ABD, Türkiye´nin Fırat´ın doğusuna yönelik harekâtını önlemek için yeniden DEAŞ silahına sarıldı. BM ve Pentagon ?DEAŞ canlanıyor´ temalı raporlar yayımladı. Batı basını PKK´yı DEAŞ ile mücadele eden bir güç olarak pazarlıyor. DEAŞ da 20 gündür Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesine saldırılarını artırdı.?
Yani oyun içinde oyun. Sonuç olarak ABD, Irak ve Suriye´de terör örgütleri ile birlikteliğinden vazgeçmek niyetinde değil.
