?Kaybedilen´ Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı´nın akıbetinde en başta söylenen en sonda doğrulanmak üzere.
Kaşıkçı tek parça girdiği konsolosluk kapısından belli ki bir daha asla çıkamayacak.
Tek bir olayın Türkiye´nin kalbinin orta yerine sapladığı ?hançer´in açtığı yara, vakanın kendisi kadar elim.
Türkiye medyasında, kötüler katından gelen ?kıyamet´ kokulu bu ?operasyon´u algılama biçimi de şaşırtıcı.
Kimi hafiyelik romanına benzetmiş olan biteni; kimi de Suudlardan koparılacak kan parasının hesabı peşinde. Umursamaz bir soğukkanlılık neredeyse faillerinkine eş.
Nereden bakılsa insanlık onuru ayaklar altında.
Birbirinden tatsız ve günün sonunda insanlıktan utandıran olaylar silsilesi içinde, her şeyden önce gırtlağa kadar batık, başı suyun üstünde tutmaya çalışan bir ülke var ortada.
CIA´nın, ABD ve Londra´ya ?kan bulaşmasın´ gayretkeşliği ile Kaşıkçı´yı ısrarla Türkiye´ye yönlendirmesinden mi başlamalı yoksa, Ankara´nın petrolü uğruna dünyaya yaydığı tüm cerahate göz yumulan bir ülkenin oyun alanında top sektirmeye zorlanmasından mı?
Yeni dünya düzeninde Türkiye´ye layık görülen rol artık ?kirli operasyonlar üssü´nün taze yükleniciliği mi?
Ne ara uluslararası hukuk düzeninden bu denli kopuldu da, hukuk devleti imajı bu kadar tahrip oldu ve vicdanları kanatan bu olayın ?en uygun´ ?icraat´ mahalli haline gelindi?
Bir ülkeye ?sen artık layık olduğun ligde; hukuksuzlukların işlendiği ve yarı karanlık ülkeler kategorisinde yaşamaya mahkumsun´ demenin daha aşağılayıcı bir yolu olamazdı muhtemelen.
Kimilerinin midesi ?yaşananlar realist dünyanın, güç çekişmesinin ve dengesinin sıradan bir tezahürü´ diyecek kadar genişse eğer, onlara denilecek fazla söz kalmaz.
Elbette burada Amerikan eksepsiyonalizmi de devreye giriyor. Trump da zaten bunu açık açık söylüyor: ?Önce Amerika´ diyor. Bunun alt metni aslında ?daima Amerika´dır.
Bu yaklaşım ne politik dengeler gözetir ne de hukuk. Çıkar hesaplaması yapar ve robotik bir yaklaşımla uygular.
Neticede Kaşıkçı´yı Suudilerden koparılacak ?paracıklar´ın renginde görmek ve bu uğurda bir taşla beş kuş vurmak kadar şu anki ABD politikalarına uygun bir yaklaşım daha olamaz.
Rusya ile silah anlaşması kotarmaya çalışan Suudiler´in kalem tutan eli kırıldı. Muhtemelen o silahlar alınamayacak. Tam da bundan ötürü Kaşıkçı olayını ABD´nin dolaylı bir planı, örtülü bir operasyonu gibi görmekte beis yok.
Zira, dinlemeler ve ABD istihbaratı, Suudilerin Kaşıkçı planını çok önceden öğreniyor ancak suyun akışını değiştirmeme kararı alıyorlar.
Böylece krallık üzerinde yeni bir tür otorite, tehdit ve şantaj mekanizması inşa edebilsinler.
Zaten ABD Dışişleri Bakanı Michael Pompeo da, ´Kaşıkçı atı´na binerek Riyad´a iniş yaptı bile.
Trump´ın Riyad rejimini, ?olmasak olmazdınız´ kıvamında azarlayan ?Biz olmasak iki hafta bile iktidarda kalamazsınız? sözlerinden günler sonra Kaşıkçı´nın ve Türkiye´nin başına ?getirilenler´ elbette ?talihsiz bir tesadüf´ değil.
Tam da bu nedenle bir taşla beş kuş.
?Heyt hüyt´ eden Türkiye´nin imajı yerle bir edildi. ?Topraklarında en üst düzeyden hem de bir Arap ülkesi iradesiyle cinayet işlenebilir´ mesajıyla Ankara´nın yeri işaretlendi.
?Orada hukuk yok. Orada kirli işler, hesaplaşmalar, fidyecilik, tefecilik, rüşvet, al gülüm ver gülüm ve kan var. Tek olmayan şeyse hukuk ve demokrasi? mesajı gümbür gümbür verildi.
Elbette bu ?yer işaretleme´ akşamdan sabaha olmadı. Ankara yıllardır yapılan uyarılara kulak asmadı ve demokrasiden, hukuktan bile isteye uzaklaşmanın bedelini ödemeye başladı. Olan şeyin adı, AKP iktidarının ülkeyi ?başıbozuk´lar dünyasına sürüklemek için gösterdiği çaba karşılığında uluslararası sistemin de ?buyur o zaman, seni şöyle alalım, o çok istediğin dünyaya hoşgeldin´ demesidir.
O dünyada ne mi var; kan ve çakallar?
Eskinin ?aile çocuğu´ Türkiyesi´nin bu dünyada kurtlara yem olacağını görmemek için en naif tabirle ?kör´ olmak gerekir.
Türkiye bu ´sinekten yağ çıkarmak´ için ABD´nin izinden gidip, ´yeşil hazine´ için Suudi madeni kazmaya başlarsa, işte o zaman Kaşıkçı olayıyla daha da içine girilen karanlık dünyada yok olup gitmek işten bile değil.