Tarih: 06.10.2018 13:34

ABD-Çin Ticaret Savaşında Enerji Çıkmazı

Facebook Twitter Linked-in

06.10.2018 Cumartesi

ABD ile Çin arasında yakın dönemde başlayan ticaret savaşı pek çok sektörde her iki ülkeyi etkilemeye devam ediyor. ABD´nin 2017´de Çin´e olan ihracatı 129 milyar dolarken Çin´in ABD´ye ihracatı yaklaşık 505 milyar dolar. İhracat verileri arasındaki geniş makas, Çin´in ABD´ye nazaran gümrük tarifelerini temel alan bu savaştan daha çok etkilenmesine neden olacak yorumlarını beraberinde getiriyor. Söz konusu bu yorumlar özellikle Çin´in ABD´yle olan hayati ihraç kalemleri dikkate alındığında büyük oranda doğru. Ancak her sektörde benzer bir iddiada bulunmak doğru değil. Genel geçer yorumların tıkandığı ve alternatif bir söz söyleminin gerekli olduğu alanların başında genelde enerji sektörü özelde sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG)geliyor.

Donald Trump´ın başkanlık yarışında ipi göğüslemesiyle gündemine aldığı en önemli konulardan birisi ABD´yi bir enerji süper gücü yapmak. ABD´nin 2000´lerin başında hız kazanan kayaç gazı ve petrol üretimi dikkate alındığında bu ajandayı gündeme almak anlaşılır. Ancak aynı yönetimin dünyanın en büyük LNG pazarına karşı yürüttüğü gümrük tarifeleri savaşı ABD´nin genel enerji projeksiyonuyla uyumlu durmuyor.

Bu yazıda Çin´in enerji tüketimindeki değişikliğe LNG´nin bu değişimde üstlendiği role ve Washington-Pekin arasında yürüyen ticari savaşın ABD´li üreticilere etkisine mercek tutacağız.

DAHA TEMİZ BİR ÇİN İÇİN LNG´YE HÜCUM

Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, aynı zamanda da kürenin üretim merkezi. Çin´in bu durumu ülkenin hızla zenginleşmesinin ve enerji talebinin artmasının önünü açtı. 2016´da imzalanan Paris İklim Anlaşması´nın tarafı Çin, dünyada en fazla kömür kullanan ülke. İstatistikler bir yana Pekin´de sabah saatlerinde göz gözü göremeyecek düzeyde yaşanan hava kirliliği Çin´i dünya hava kirliliğinde de liderliğe yükseltti.

?Üretmek hoş da kirlilik olmasa? diyen Pekin yönetimi alternatif enerji kaynağı arayışını sürdürüyor. Xi Jinging yönetiminin yöneldiği en önemli alternatif enerji kaynağı doğal gaz, özelde LNG. Çin´in 2017´ye göre 2018´in ilk on ayında LNG talebi yüzde 45´ten fazla arttı.

Çin enerji açısından fakir kategorisinde olmamakla beraber doğal gaz açısından o kadar şanslı değil. Pekin 2018´de devreye giren dört LNG terminalinin yanında yenilerini inşa ederek LNG alımını artırıyor. 2017´de Çin toplam 38.13 milyon ton LNG ithal etti. Bu rakam 2016´ya göre LNG ithalatında yüzde 46´lık artış demek. Yani 2017´de Çin´e yönelen LNG gemisi sayısına neredeyse yarısı kadar daha eklendi. 2018´de bu oranın yüzde 40 düzeyinde artması bekleniyor. LNG tüketimi ABD Enerji Bilgi Dairesi´ne göre Çin´in 2040´ta LNG talebinin en az yüzde 25 artması bekleniyor. Buysa daha çok LNG alımı, daha çok gemi, daha çok tüketim demek.

ÇİN LNG PAZARINDA ETKİLİ TEDARİKÇİLER

Küresel olarak LNG pazarında liderliği elinde bulunduran Katar, Çin pazarında da lider konumda. Onu Avustralya takip ediyor. Diğer irili ufaklı üreticilerin yanında ABD, Çin LNG pazarının dikkat çeken önemli aktörlerinden. Amerikalı LNG üreticileri, geçen yıl 38 milyon tonu bulan devasa Çin pazarından yüzde 6´lık pay aldı. Nitekim ABD´li Cheniere LNG şirketi 9 Şubat 2018´de Çin devlet şirketi CNPC ile 2020´den 2045´e kadar LNG satışını öngören bir anlaşma imzaladı. Ancak Trump yönetiminin başlattığı ticaret savaşı Amerikalı üreticilerin Çin pazarında en büyük olma hayallerine gölge düşürdü.

ÇİN´DEN AMERİKAN LNG´SİNE DARBE

Eylül ayında Çin yönetimi petrol ve LNG başta olmak üzere ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı uyarınca Amerikan enerji kalemlerinde ek vergilendirmeye gideceğini ifade etti. Petrol son anda vergi listesinden çıkarıldı. Ancak LNG´deki muamma sürüyor. Her ne kadar son tarife güncellemesinde enerji kalemi yer almasa da ABD LNG´sine yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulanacağı iddiası piyasada çalkantı yarattı.

ABD enerji projelerinde yüklü yatırımları olan Çinli firmalar, Meksika Körfezi başta olmak üzere ABD LNG sektöründeki yatırımlarından çekilebileceklerini duyurdu. Çin´in en önemli enerji şirketi, PetroChina, ABD´den LNG ithalatını askıya aldı. Dahası Şubat ayında imzalanan anlaşmanın işleyip işlemeyeceği de belirsizliğe itildi. Benzer biçimde ABD´ye ek vergi uygulanması ihtimaline karşılık PetroChina Katar´dan 2040´a kadar Katar´dan yıllık 3.4 milyon ton LNG alımını öngören bir anlaşma imzaladı. Katar gibi bir diğer LNG  tedarikçisi Avustralya da dünyadaki en büyük LNG pazarı haline gelen Çin pazarında avantajlar elde ediyor.

Öte yandan 2030´da dünya LNG pazarındaki beş gemiden birisine sahip olmayı hedefleyen ABD yavaş yavaş Çin pazarının dışına itiliyor. Çin, ABD´nin en büyük üçüncü LNG alıcısı. Buna karşın iki ülke arasındaki tansiyon artarsa bu sıralamada ABD daha da gerilere düşecek. Üstelik ABD´nin LNG üretimi için hayati gördüğü 15 proje yalnızca Çin pazarı için düşünülüyordu. Bu projelerin geleceği de belirsiz.

Dünyadaki en önemli enerji şirketlerinden olan ABD menşeli ExxonMobil bu yıl Güney Çin´de inşa edilmesi planlanan LNG terminalinde görev üstlendi. Ancak Exxon´un durumu da belirsizliğini koruyor.

ÇİN PAZARI VE UZUN VADELİ ANLAŞMALAR

Çin´in LNG ithalatında dünyada genelinde dikkat çeken yükselişi Rusya, Katar, Avustralya ve ABD gibi enerji üreticileri Çin pazarındaki varlığını uzun süreli anlaşmalarla garanti altına almaya çalışıyor. Ancak ABD´li üreticiler için durum çıkmasa girdi. Bu üreticiler için Çin neden hayati bir pazar?

İlk olarak Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük LNG alıcısı. Dolayısıyla Çin gibi cazip pazar bulmak zor. Hele ki Katar ve Avustralya gibi pazarda yerini çoktan almış hırslı tedarikçiler düşünüldüğünde. İkincisi Çin pazarında uzun vadeli anlaşmaya sahip olmak kâr açısından üreticilerin yüzünü güldüren en önemli seçenek.

İkincisi, LNG´de uzun vadeli kontratlar, petrol fiyatları da etkili olduğu için hem alım garantili hem de spot piyasaya göre daha kârlı. Alıcı içinse spot piyasadaki oynaklık ve olası bir talep artışında gaza erişmek zor. Bu nedenle uzun vadeli anlaşmalar daha tercih edilebilir.

Son olarak, Amerikan LNG üreticileri Çin için hazırladıkları gazı olası bir gümrük tarifesi artırımı nedeniyle satamıyor. Bu durumda bu gemiler yönlerini spot piyasaya çevirmek durumunda. Spot piyasada oluşacak gaz bolluğu fiyatların düşmesine neden oluyor. Buysa üreticilerin kabusu haline gelmiş durumda.

Özetle Çin´e karşı ticari savaş kılıcını çeken Trump yönetimi, Çin´in enerjide ek tarife uygulaması ihtimali karşısında formüller arıyor. Enerji gibi pazarın hayati önemde ve rekabetin kıyasıya olduğu bir sektörde ABD´nin Çin hamlesi, kendisinin enerjide süper güç olma hayali ile büyük bir çelişki oluşturuyor. Dahası şirket çıkarlarının yönetimde en belirleyici olduğu ABD´de LNG üreticileriyle Beyaz Saray karşı karşıya kalmış durumda. Trump yönetimi şimdi sadece dünya kamuoyuna değil, kendi üreticilerine de neden Çin´e savaş açtığını açıklamak ve ikna etmek zorunda. Aksi durumda Çin bir yana Trump için alarm zilleri çalmaya başlayacak.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —