Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas‘ın seçimler yaklaşırken yargı alanında çıkardığı kanun hükmünde kararnameler (KHK), Filistin barosu, ülkedeki insan hakları ve sivil toplum kuruluşlarınca “yargı bağımsızlığını ihlal” ve “yargı üzerinde kontrolü arttırma çabası” olarak değerlendiriliyor.
Abbas’ın, 11 Ocak’ta KHK yoluyla aldığı yeni kararlar, “yeni mahkemelerin oluşturulmasını, iki seviyede bağımsız bir idari yargı kurulmasını ve yargı kanununda değişikliğin yanı sıra 6 hakimin erken emekliliğe ayrılmasını, bazı hakimlerin ise terfi ettirilmesini” içeriyor.
Filistin’de seçimler yaklaşırken bir dizi tartışmalı KHK çıkaran ve atamalar yapan Abbas’ın yargı üzerinde kontrolünü güçlendirmeye çalıştığı savunuluyor.
Filistin barosu, illegal olarak nitelendirdiği kararnameler doğrultusunda oluşturulan Yüksek Yargı Konseyi’ni boykot ederek, konsey önünde protestolar düzenliyor. Baro, 23 Ocak’tan bu yana tartışmalı yasayla oluşturulan tüm yargı kurumlarını boykot ederek, haftada 3 gün çalışmalarını askıya alıyor.
Ülkedeki insan hakları ve sivil toplum kuruluşları da Abbas’ın 2002 anayasasına ait yargı kanunundaki değişikliği de içine alan KHK’larına tepki gösteriyor.
“Hakimler, yürütme erkinde bir çalışan durumuna geldi”
Filistin’deki insan hakları kuruluşu El-Hak Genel Başkanı Şavan Cebarin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin anayasasının, Devlet Başkanına, Yasama Meclisi’nin toplanmadığı ve çok istisnai durumlarda KHK çıkarma yetkisi verdiğine dikkati çekerek, Yasama Meclisinin toplandığı ilk oturumda alınan kararın değerlendirilmesinin şart olduğunu söyledi.
Abbas’ın kendisini “yasa koyucu” yaptığını belirten Cebarin, şunları kaydetti:
“Abbas, Filistin meclisinin feshedildiği Aralık 2018’den bu yana 310 tane kanun hükmünde kararname çıkardı. Bu anayasal ilkelere bir darbedir. Son değişikliklerle hakimler, adil bir şekilde kararlarını almak ve bağımsız tutum sergilemek yerine artık yürütme erkinde bir çalışan durumuna geldi. Değişiklikler, yargı üzerinde hakimiyet kurma çabasıdır. Bu da son derece tehlikeli bir durum.”
2002 tarihli yargı yasasının, son derece titiz ve itinalı bir şekilde hazırlandığını, yargı ve yargıcın bağımsızlığını güvence altına aldığını savunan Cebarin, yeni kurulacak Filistin Yasama Meclisi’nin, önceki meclis feshedildikten sonra çıkarılan tüm KHK’ları iptal etmesini istedi.
Filistin barosundan yapılan açıklamada da söz konusu değişiklikler yargı bağımsızlığının ihlali olarak nitelendirilerek, yargı işlerini düzenleyen yasaları çıkarma yetkisinin, Filistin Yasama Meclisi’ne ait olduğu vurgulanmıştı.
Barodan yapılan açıklamada, “kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olan bu kararla, yürütme erkinin yargı üzerindeki hakimiyetinin güçlendirmeye çalışıldığı” kaydedilmişti.
Değişikliklerin seçimlere olası etkisi
Zorunlu emekliliğe sevk edilen hakimlerden Ahmed el-Eşkar da “Değişikliklerin, seçimler üzerindeki etkisini, uzak bir ihtimal olarak görmüyorum. Burada gereken, seçim sürecinin şeffaflığının korunması için kararnamelerin geri çekilmesidir.” tespitini yaptı.
Yeni değişikliklerle, görevlendirilen Yüksek Yargı Konseyi’ne seçim için bir mahkeme kurma yetkisinin verildiğini ve bunun endişe verici olduğunu dile getiren Eşkar, “Alınan son kararlarla, yargıçlara verilebilecek bir dizi yaptırımlar mevcut. Bu, mahkemenin aldığı kararlara güveni sarsar ve seçimle ilgili bir konuda yargıya başvurulması durumunda seçim sürecinin şeffaflığını tehdit eder.” dedi.
Hamas ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin yanı sıra ülkedeki 140 sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barındıran Filistin Sivil Toplum Kuruluşları Ağı ve “Filistin İnsan Hakları” Konseyi gibi oluşumlar da Abbas’ın kararnamelerine tepki gösteriyor.
Yüksek Yargı Konseyi de Filistin barosunun boykot eylemlerinden esef duyduğunu ifade ederek, çalışmaların askıya alınmasının, davacıların dosyalarında gecikmelere ve birikmelere neden olduğunu açıklamıştı.
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye ise değişikliklerin birçok açıdan faydalı olduğunu savunarak, tüm kararnamelerin, Yasama Meclisi toplandığında tartışmaya açık olduğunu kaydetmişti.
Filistin’de seçimler
Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 15 yıl sonra ilk kez 22 Mayıs’ta milletvekili, 31 Temmuz’da devlet başkanlığı ve 31 Ağustos’ta Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin yapılmasını öngören kararnameyi imzalamıştı.
İştiyye, 20 Ocak’ta, Fetih Hareketi’nin seçimlerdeki adayının Abbas olacağını duyurmuştu.
Kaynak: İktibas Dergisi