Tarih: 31.08.2020 11:16

AB, yeni mi Haçlı ittifakı oldu?

Facebook Twitter Linked-in

İnsan zaman zaman verilen bunca mücadele, doğruları anlatmak için çekilen çilenin boşa gittiği duygusuna kapılıyor. Bu ülkede yaşayanların hepsi aynı dili konuşmalarına rağmen birbirlerini anlamakta niçin bu kadar zorlanıyorlar, diye sormadan edemiyor. “Birbirimizi anlamakta mı zorlanıyoruz, yoksa anlamak istemiyor muyuz?” sorusu belki de meselenin doğru olan yanı. Elbette, kimsenin kalbini bilmemiz mümkün değil. Bu bakımdan anlamak istemiyoruzdan ziyade  anlayamıyoruz diye düşünmek daha doğru galiba. Gerçekten birbirimizi anlamak istemiyor isek bu ülkede adalet, hak hukuk anlayışının hiçbir zaman yerleşmeyeceğini söylemek yanlış olmaz. Böyle bir durum ise gerçekten rahatsız edicidir. Çünkü kulaklar karşı tarafa tıkandığı andan itibaren kimse düşüncelerinin sorgulanmasını istemez. Herkes kendi doğrusunun peşine düşer. Bu da sürekli yanılmaları ve aldanmaları gündeme getirir. Böyle olunca ülkemiz özellikle dışı ilişkiler konusunda deneme tahtasına döner.

Sözü uzatmadan AB ülkelerinin yaptıkları toplantının ardından Merkel’in yaptığı açıklamada Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkilerin giderek sertleşmesi karşısında AB olarak Yunanistan’a destek vermek durumunda olduklarını söylemesi ülkemizdeki AB sevdalılarını hayal kırıklığına uğratmış görünüyor. Özellikle de iktidar mensupları birdenbire Avrupa Birliği’nin bir Haçlı ittifakı olduğunu anladılar. Anladılar mı yoksa, yıllardan beri AB’nin bir Haçlı ittifakı olduğunu söyleyerek ömür tüketenlerin haklılığının farkına mı vardılar bilemiyorum. Ancak AB’nin Yunan yanlısı tavrı karşısında yaşadıkları hayal kırıklığı sebebiyle mi işin bu boyutunu düşünmeye başladılar bilemeyiz ama rahmetli Erbakan Hocam ömrünü AB ve tüm Haçlı zihniyeti mensuplarından ülkemize fayda gelmeyeceğini anlattı. AB’nin bir Haçlı ittifakı olduğunu başka söyleyenler de vardı elbette. Ancak uzun yıllar iktidar koltuğunda oturanlar sanki yıllarca beraber siyaset yaptıkları Erbakan Hoca’yı haksız çıkarmak için sık sık, “AB tam üyeliği hedefimizden vazgeçmiş değiliz” şeklinde açıklamalar yaptılar. Bu tür açıklamaların ardından biz de AB’nin bir Haçlı ittifakı olduğunu, kapıda bekletip aralarına Türkiye’yi almayacaklarını, bu gerçeği artık herkesin görmesi gerektiğini tekrarladık.

Arada bir AB’nin kabul edilemez tavırları karşısında kükremeler de olmadı değil. Ancak bu kükremeler hep kısa ömürlü oldu. Kükremeye paralel AB ile ilişkilerimizi gözden geçirmeye dönük bir hamle yapılmadı/yapılamadı. Söz gelimi, tam üyelik müracaatımızın geri çekilmesi gibi adım atılmadı/atılamadı. Kısacası AB hayranlığımızı sorulama ihtiyacı duyulmadı. Duyulmayınca da biz ne yaparsak yapalım Türkiye kapımızı terk etmeyecek düşüncesi AB üyelerini daha da fütursuz davranmaya itti. Bu bakımdan Yunanistan’ın her fırsatta Türkiye ile ilişkilerini germesinin arkasındaki ana sebebin de AB’nin bu Haçlı zihniyetini olduğunu söylemek yanlış olmaz sanıyorum.

Haçlı ittifakından söz edildiğinde olayı sadece Avrupa Birliği ile sınırlı sanmamak gerekiyor. Haçlılar yüzyıllar boyu İslam ve Müslüman düşmanlığını terk etmiş değiller. Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlıları Anadolu’ya sevk edenlerin arkasında bu Haçlı anlayışının olduğunu unutmamak gerekiyor. Kısacası Haçlıların bize bakışları tarih boyu hiç değişmedi. Ancak nedense bizde sürekli olarak Batı (Haçlı) hayranlığı diri tutulmaya çalışıldı. Böyle olunca da bizi içeri almayanların kapısında beklemeyi adeta bir görev saydık. Bu da Haçlıları cesaretlendirdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —