03.10.2018 Çarşamba
BRÜKSEL - Şerife Çetin
Yunanistan´la isim sorununu çözmek için gerçekleştirdiği istişari amaçlı referandumun düşük katılım nedeniyle geçersiz sayılması Avrupa Birliği (AB) ve NATO´nun Makedonya´ya olan yoğun ilgisini azaltmadı.
Referandumda katılımın yüzde 36,91´de kalmasına ve resmi sonuçlar açıklanmamasına rağmen NATO ve AB´den Makedonya´ya önce üye ülkeler düzeyinde tek tek, daha sonra da ortak destek açıklamaları geldi.
Makedonya´nın NATO ve AB üyelik sürecinin önünü açacak isim anlaşması uyarınca düzenlenen referanduma Avro-Atlantik bölgesinden gelen yoğun desteğin asıl nedeninin, tarafların Üsküp yönetimini bölgedeki Rusya etkisine karşı kazanma çabası olarak değerlendirmek mümkün.
Demografik, ekonomik ve askeri güç açısından bakıldığında Makedonya çok önemli bir ülke olarak görünmese de ülkeyi NATO ve AB açısından değerli kılan hususun Makedonya´nın stratejik konumu olduğu görülüyor.
NATO ve AB´den yoğun destek
Makedonya´daki referandum sürecine ilişkin ilgi esasen eylül ayı başında boy gösterdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg´in destek gösterisi için gerçekleştirdiği Üsküp ziyaretinin ardından üst düzey ziyaretler art arda geldi. Stoltenberg´i Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve ABD Savunma Bakanı Jim Mattis izledi.
Referandum günü ise Makedonya´da sandıkların kapanmasının ardından AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn sonuçlardan duyduğu memnuniyeti hemen sosyal medya hesabından duyurdu.
Hahn´dan sonra NATO kanadından destek Genel Sekreter Stoltenberg´in "Referandumdaki ´evet´ oyunu memnuniyetle karşılıyorum. Tüm siyasi lider ve partilere bu tarihi fırsatı değerlendirerek yapıcı ve sorumlu bir şekilde davranmaları için çağrıda bulunuyorum." mesajı geldi.
Referandumun ertesi günü ise önce AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Hahn ortak yazılı açıklama yayımlayarak AB´nin sürece olan desteğini yineledi.
Daha sonra Stoltenberg ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, NATO ve AB´nin ortak tutumunu yansıtmak için birlikte yazılı açıklamaya imza attı.
Açıklamada, Atina ve Üsküp arasındaki isim anlaşmasının "tarihi bir fırsat" olduğu tekrar vurgulanırken, bunun Makedonya´nın "Avrupa toplumuna" eşit bir üye olarak katılmasının yolunu açtığı, NATO ve AB tarafından desteklendiği yinelendi.
NATO´nun ezeli rakibi Rusya´ya karşı Balkanlar
Soğuk Savaş sonrası dönemde Balkanlar´la geçmişi askeri operasyonlar ve barış misyonlarıyla dolu olan 29 üyeli NATO´nun halihazırda Slovenya, Hırvatistan, Arnavutluk ve Karadağ Balkan müttefikleri olarak ön plana çıkıyor.
NATO´nun Üyelik Eylem Planı´na 1999´da dahil olan Makedonya´ya üyelik için resmi davet ise temmuz ayında düzenlenen Brüksel Zirvesi´nde geldi. Makedonya´nın üyeliğinin önündeki tek engel Yunanistan´la bulunan isim sorunu. Stoltenberg, isim sorununu çözmesi durumunda Makedonya´nın gelecek yıldan itibaren NATO üyesi olabileceğine işaret ediyor.
Makedonya´nın yanı sıra NATO üyesi olmak isteyen ülkeler arasında Bosna Hersek, Gürcistan ve Ukrayna bulunuyor.
NATO´nun, Sovyetler Birliği´nin "arka bahçesi" olarak görülen Balkanlar bölgesinde yürüttüğü genişleme politikası açısından Makedonya kilit rol oynuyor. NATO, ezeli rakibi Rusya´nın bölgedeki nüfuzunu ve etkisini kısıtlı tutmak için Balkanlar´daki genişlemeye büyük önem veriyor.
Karadağ´ın NATO üyeliğiyle Adriyatik Denizi´ne hakimiyetini tamamlayan ittifak, Makedonya´nın katılımıyla Rusya´ya karşı "Balkan kemeri"ni iyice güçlendirmek istiyor.
Diğer yandan Makedonya´nın üyeliğinin gerçekleşmesinin ardından bölgede NATO üyesi olmayan sadece Bosna Hersek, Kosova ve Sırbistan kalıyor.
Bosna Hersek de NATO´ya üye olmak isteyen ülkeler arasında yer alıyor. Öte yandan, NATO, Kosova´nın tanınırlığına ilişkin sorunların çözülmesi durumunda bu ülkenin de üyeliğine sıcak baktığı sinyalini veriyor.
Moskova yönetimiyle yakın ilişkiler yürüten Sırbistan ile NATO arasında ortaklık ilişkisi son dönemde yoğunlaşsa da yakın zamanda Belgrad yönetiminin ittifak üyeliğine sıcak bakmayacağı değerlendiriliyor.
AB´nin Batı Balkanlar ilgisi
AB´nin Makedonya´ya olan ilgisini de Birliğin göçmen kriziyle rafa kaldırdığı ancak son dönemde tekrar etkinleştirdiği Batı Balkanlar´a yönelik genişleme politikası çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.
Aynı NATO gibi bölgede Rus nüfuzunu kısıtlı tutmak isteyen AB, aday ülke statüsü bulunan Makedonya´nın yanı sıra Bosna Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Kosova ve Sırbistan´ın birlik üyeliğini teşvik ediyor.
AB´yi, Rusya´nın yanı sıra Türkiye´nin tarihi, coğrafi ve stratejik yakınlığı bulunduğu Balkan ülkeleriyle yoğunlaşan ilişkileri de bölgeye odaklanmaya itiyor.
Benzer bir şekilde Çin´in bölgede yoğunlaşan faaliyetleri de AB´nin yüzünü Balkan ülkelerine çevirmesine neden oluyor.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Mogherini´nin "Balkanlar kolaylıkla büyük güçlerin oyununa sahne olan yeni bir satranç tahtasına dönüşebilir." uyarısını bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Böylelikle, AB´nin Makedonya´daki geçersiz sayılan referanduma verdiği desteği, Birliğin Batı Balkanlar´da kendi dışında bir gücü engelleme çabası bağlamında okumak mümkün görünüyor.
Jeostratejik konum kilit
Yaklaşık 2 milyonluk nüfusu ve aktif askeri personel sayısı 8 bin civarında olan Makedonya´yı jeostratejik konumunun AB ve NATO için değerli kıldığı görülüyor.
Özellikle Rusya´nın Kırım´ı yasa dışı ilhakının ardından teyakkuza geçen Batı dünyası için Makedonya ve diğer Balkan ülkelerini Avro-Atlantik ekseninde tutmak büyük önem taşıyor.
Bu nedenle boyut olarak küçük ancak stratejik olarak büyük öneme sahip Balkan ülkesi Makedonya´nın bir süre daha güçlü aktörlerin çekişme alanı olmaya devam edeceği öngörülüyor.