Tarih: 23.01.2020 08:27

Sinan Eskicioğlu ; Bana birçok şey A.D.D.’yi hatırlatıyor

Facebook Twitter Linked-in

Yaşadığımız olayları, gelişmeleri artık kanıksadık. Garibimize gitmez oldu artık anormallikler. 

Vakıflara atanan kayyumları da sadece izliyoruz. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla gerçekleştirilen bütün icraatlara seyirci kalır olduk. 

İslam adına şov yapanlar da cabası. Tahtlarda ahkam kesen, kaftanlı-cüppeli insanların dediklerine bakmadan peşlerine takılanlar ‘İslam’ adına en güzel işleri yaptıklarını sanıyorlar ve bunlara da alıştık. 

Diyanet faizle ilgili fetva verdi, İlahiyat fakültelerinden bir ses çıkmadı; bunu da normal karşıladık. ‘Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar…’ (Bakara, 275) ayetini unuttuğumuz gibi; faizi alanın da verenin de suçlu olduğunu ifade eden Hz. Peygamber’in sözünü zaten hiç düşünmedik. 

‘Kanaat önderleri’ tabirini bile irdelemez olduk. Hayatlarından sorumlu olan insanların, kanaatlerini başkalarına bırakıyor olmaları, ne kadar da sıradan bir hal aldı. 

Bana birçok şey artık çok daha fazla ADD’yi hatırlatıyor…

ADD derken, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi algılayanlar olabilir. Yok, ADD derken bu dernekten bahsetmiyorum. 

ADD derken kastettiğim Adil Düzen Denemesi. 

İzmir Akevler grubunun ortaya koyduğu ve rahmetli Necmeddin Erbakan’ın söylemleri ile Türkiye’ye ve dünyaya duyurduğu sistem çalışması.

Yaşanan olaylar, kanıksadığımız anormallikler ve toplumda ters giden birçok şey bana hep ADD’yi hatırlatır oldu. 

Diyanet faize fetva verirken de ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket etti. Kooperatifler, Karz-ı Hasen, icara, ortaklıklar, altına endeksli borsa ve diğer devasa çalışmalara bakmadan, incelemeden karar verdi. 

Nereden mi biliyorum? 

1969 Bağımsızlar Hareketi’ni duya duya büyüdüm. Sonrasında MNP, MSP, Refah ve Fazilet ve bugünkü kadrolar.
Bugünkü kadrolar, o kadar imkana rağmen Adil Düzen Araştırma Merkezi gibi bir kurum oluşturma zahmetinde bile bulunmadı. Bırakın Diyanet’in bu araştırmaları göz önünde bulundurmasını. 

Toplumda peydahlanan sahte şeyhler, seyyitler ve ermişler hep bana ADD’yi hatırlatıyor. ADD araştırılsa ve anlaşılmaya çalışılsa toplumda ne sahte şeyhler ne de dinden rant elde etmeye çalışan şarlatanlar olurdu. 

Kredilerle borç batağında olan vatandaşlarımız bugün çaresizlikten ‘sakinleştirici’ haplara mecbur hale gelmezdi. Çünkü ortaklık esasına göre işleyen kooperatifler sayesinde üretim artar ve adaletli paylaşım ile gelir dengesizliği yaşanmazdı. 

Tarım ve hayvancılığı yok olan bir Türkiye yerine; kooperatiflerle zenginleşen tarım, besicilikle arazilerin ekonomiye kazandırıldığı ve ihracatının yapıldığı hayvancılığımız olurdu. 

Her mahalleye gövde gösterisi için yapılan içleri boş camiler yerine; her mahalleye eğitimin ve bilimin ilerlemesine imkan sağlayan araştırma ofislerimiz olurdu. 

Bana birçok şey ADD’yi hatırlatıyor…

Adil Düzen Denemesi araştırılıp anlaşılmaya çalışılsaydı, ülkemizin Cumhurbaşkanı ‘affedin kandırıldık’ demek zorunda kalmazdı. 

15 Temmuz gibi acı bir travmayı yaşamak zorunda da kalmazdık. 

ADD’yi araştırıp-incelemiş olsaydık; din merkezli gruplaşmalar, hukuk ile işleyen devlet gibi bir kurumu İslam adına ele geçirmeye çalışmazlardı. 

ADD’yi araştırıp-inceleseydik bugün ülkemizde 4 milyon Suriyeli mülteci zorluk içinde yaşıyor olmazdı. 

ADD’yi inceleseydik, gençlerimize din baskısı yapmaz ve onların ‘deist’ olmalarını sağlamazdık. 

Dedim ya, bana birçok şey Adil Düzen Denemesi’ni hatırlatıyor…

Sevgi ve Bilgiyle kalın 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —