Yeni partiler siyaset sahnesinde yerlerini alırken Akdeniz ve Libya’daki gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Bir bakıyoruz, Libya konusunda kartal durumundayız; bir bakıyoruz, Suriye’de müttefikimiz olan Rusya bize tavır alıyor.
Neler oluyor dersiniz?
Teknolojinin hızına yakın olmasa da, siyasetin hızı da eskiye göre artmış durumda. Bir sonraki gün, bir önceki günden çok farklı olabiliyor.
Bunun sebebi de, ABD ve Rusya gibi ülkelerde devlet adamı vasfında olanların ya ajanlar tarafından yönetilmesi, ya da kendilerinin bizzat ajan olmaları. Bu kişiler için her yeni gün, yeni bir kimlik ve yeni bir iş takibidir. Buna alışan kişiler de her yeni güne aksiyonla başlamaya alışmışlardır ve durağanlık sıkıcı hale gelir. İlla ki bir aksiyon olmalıdır.
Peki ülkemiz bu hızlı siyasetin neresinde?
Ülkemiz için desek de, aslında ‘Ak parti için durum nasıl demek’ daha yerinde olacak kanaatindeyim. Yeni yönetim şekliyle artık bütün yetkiler tek bir makamda toplandı ve kararlar daha hızlı alınıyor. Kararlar doğru ise, çok yerinde olabiliyor; ama yanlış olduğunda da, yanlışlar hızla yayılıyor. Böyle hızlı bir mekanizma da ajanların arayıp da bulamadıkları kabilinden.
Devlet kademelerine çöreklenen yapının ülkemize ne acı sonuçlar doğurduğunu hep birlikte yaşadık. Bu yapılanma çok şükür ki, işlerin çok hızlı ilerlemediği zaman bu kadar yayılmış ki, önü alınabildi.
Devlete çöreklenen yapının idaresi de ajanlar tarafından yapılıyordu ama devlet dediğimiz yapı yavaşlığıyla kanser hücresi kabilinden bu yapılanmayı kimi zaman durdurabildi.
Evet, arkasında ABD vardı ve hala da var.
Bugün de, arkasında Rusya olan başka yapılarla uğraşıyoruz. İşçilerin üzerinden rant elde ederek yayılan bu Rus yapılanması da devletin her alanına çöreklenmeye çalışıyor.
Ülkemizin, ABD kökenli ajanların etkili olduğu yapı yüzünden neler yaşadığını bilerek, bundan ders çıkararak, Rus kökenli ajanlarla dolu yapı ve yapılara karşı da tetikte olmamız gerekli.
‘Türk adaleti bugün altın devrini yaşıyor’ cümlesi çok önemli.
Bu cümle ne anlama geliyor?
Eskiden ‘Türk milliyetçiliği Fırat’ta boğuldu demecini verenlerin, bugün sergiledikleri yapay milliyetçi söylemleri Türkiye Cumhuriyeti açısından incelenmesi gerekir.
Ak partiye ABD partisi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ABD ajanı diyenlerin zihinleri sadece ve sadece ajanlık düzleminde çalışıyor demektir.
Ve insan kendisi neyse, karşıdakini de öyle görür.
Demek ki, birileri birilerinin ajanı ve herkesi öyle görüyorlar.
Ak parti daha dikkatli olarak tavır almalı.
Neden mi?
Ak partiyi ABD ajanlığı ile suçlayan yapılar, Ak partinin Rusya’ya yaklaşmasını isterler. Ve eğer Ak parti Rusya’ya iyice yaklaşır ve istediklerini elde ederlerse, bu sefer de ‘Ak parti çok tehlikeli, iki taraflı çalışıyor’ diyerek alaşağı etmeyi planlamışlardır.
Bunu nereden mi çıkarıyorum?
Suriye’de müttefiğimiz durumunda olan Rusya’nın ani manevralarla bize cephe almasından. Çünkü bahsettiğim yapıların fikri temelleri ve stratejik planları bu ülkeye dayanıyor.
‘Devlet, kontrgerilla ile terör yapmaktadır’…
‘Erbakan, Türkeş ile birleşip ırkçılık yapacak…’ diyenlerin bugün milliyetçilik maskesi takarak, devletçi gibi görünüp Türkiye Cumhuriyeti’ne zarar vermelerini engellemek kim olursa olsun her vatandaşın görevidir.
Sadece Ak partililerin değil…
Sevgi ve Bilgiyle kalın