İslamcılık, 19. yüz yılın ikinci yarısında İslam düşüncesinde bir yenileşme arayışı, emperyalizme karşı mücadele ve İslam ülkelerini içinde bulunduğu sorunlu durumdan kurtarmak amacıyla ortaya çıkan bir harekettir. Özellikle modernleşme döneminde ekonomik, askeri ve entelektüel saldırılarla karşılaşan İslam dünyasının temel kaynaklarına dönerek bu saldırılara karşı cevap verme amacını taşımaktadır.
İslam var olduğu sürece, İslam’dan yola çıkarak bir ideoloji oluşturma çabaları da olacaktır. İslam’ı çağa hâkim kılmak şeklinde bir arayış sonuna kadar meşru bir arayıştır. İslamcıların başarı ve başarısızlığı ayrı bir tartışma konusudur.
İslamcılık bitmiyor dönüşüyor. İslam bitmediği müddetçe, İslam’ı siyasal okuma biçimleri de bitmeyecek demektir. İslamcılığın başarısız olduğunu savunmak başka bu düşünce tarzının bittiğini söylemek başkadır. İslamcılık, belirli bir coğrafya ve tarih kesitinde karşılaştığı sorunlara cevap bulmak için dinin metinlerinden hareketle yapılan beşeri bir yorumdur. Bu yüzden İslamcılık tarihseldir, değişkendir ve gelecek zamanlar için bugünkü şekliyle kalamaz.
Elinizdeki bu eser, İslamcılığın ortaya çıkışını, hangi arayışa karşılık geldiğini, imkânlarını ve zaaflarını, geçirdiği tarihsel değişimi, İslamcı hareketlerin iktidar serüveninin incelemektedir.