Tarih: 08.04.2020 14:32

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu,

Facebook Twitter Linked-in

 

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 90 bin kişiye tahliye yolu açan ve dün TBMM'de görüşülen 'infaz düzenlemesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Teklifin, adaletsiz, eşit olmayan ve hukukun üstünlüğü iddiasına yakışmayan bir yaklaşımla hazırlandığını belirten Yeneroğlu, "Bu düzenleme niteliği gereğince gizli bir özel aftır" dedi.

MHP'nin 2018 yılında önerdiği af yasası ile ilgili çalışmalarda sona gelindi. Kamuoyunda af ve ceza indirimi olarak adlandırılan infaz düzenlemesine ilişkin detayların belli olmasının ardından kanun teklifi geçtiğimiz hafta Adalet Komisyonu'nda kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu da bu hafta infaz düzenlemesi için mesaiye başladı. Af yasası görüşmeleri 7 Nisan'da başladı. Genel Kurul bugün saat 14.00'da toplanacak. İnfaz düzenlemesinin ne zaman yasalaşacağına dair tarih ise Meclis görüşmelerinin tamamlanmasının ardından belli olacak.

'GİZLİ BİR ÖZEL AF'

Tüm bu gelişmeler devam ederken tartışılan düzenlemeye ilişkin bir değerlendirme de Demokrasi ve Atılım Partisi'nden (DEVA) geldi. DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı, İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Genel Kurul'da tartışılan 'İnfaz Paketi'ni değerlendirdi. 

Paketin, mevcut yasaların eksiklik ve hatalarını giderme amacından uzak, birçok eksik ve hatayı bünyesinde barındıran bir teklif olduğunu belirten Yeneroğlu, "Toplumun geniş kesimini etkileyen, niteliği gereğince gizli bir özel af olan bu düzenleme, uzun zamandır TBMM’nin yasa yapma sürecindeki keyfiyetin, toplumsal mutabakata önem verilmemesinin, tüm partilerin, baroların, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerinin dikkate alınmamasının bir tezahürüdür." sözlerini kaydetti.

'ADALETSİZ, EŞİT OLMAYAN...'

DEVA Partisi'nin 'infaz düzenlemesi'ne ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

"Oysa, kamu vicdanını etkileyen ve adalete güveni yeniden inşa etmesi gereken düzenleme; belirli uzlaşı kriterlerini dikkate alsaydı; bütüncül ve kapsayıcı bir nitelik kazanabilirdi. Açıkça belirtmem gerekir ki, kamuoyunu infaz indirimleri açısından meşgul eden bu paket, öngörülen infaz sistemi bütüncül olarak ele alındığında; kesinlikle adaletsiz, eşit olmayan ve hukukun üstünlüğü iddiasına yakışmayan bir yaklaşımla hazırlanmış. Özellikle de infaz indiriminden istisna tutulan suçların belirlenmesi aşamasında, suçların niteliği ve kamu vicdanında oluşturduğu sonuçlar göz ardı edilmesi nedeniyle adil bir düzenleme olmadığı görüşündeyim. 

'BAZI SUÇLARDA İNDİRİME GİDİLMEMELİ'

DEVA Partisi olarak temel düşüncemiz, kamu vicdanını zedelememek, cezaların caydırıcılığını ve toplumun huzurunu korumak adına bazı suçlarda infaz indirimine gidilmemesi gerektiği şeklindedir. Bu suçların başında adam öldürme, cinsel suçlar, uyuşturucu ticareti suçları, işkence suçları, mükerrer suçlar gelir. Yine aynı şekilde kamu düzenine karşı işlenen, polisimize, askerimize silah sıkan, onları öldüren, bomba atan, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne katılıp cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzenimizi yıkmaya çalışan teröristler bu infaz indiriminden elbette ki yararlandırılmamalıdır. 

Ancak daha düne kadar hükümet “Devlete karşı işlenmiş suçları devlet affedebilir ama vatandaşa karşı işlenmiş suçları devlet affedemez, vatandaş affeder" diyordu. Oysa bugün tam tersini uyguluyor. Devlete karşı işlenmiş kabul edilen suçları tamamen kapsam dışı bırakırken; tweet attıkları için, eleştirel bir yaklaşımda bulundukları için, yani temel haklarını kullandıkları için hukuksuz bir biçimde yargılattırdığı insanları kapsam dışı bırakarak ikinci defa cezalandırıyor. Diğer tarafta çete liderlerine, kasten yaralama sonucu kadının ölümüne neden olan, yağma suçunu işleyen, rüşvet alan kişilerin tahliye olmasının önü açılıyor.  

'GENEL KURUL TARTIŞMALARINDA İYİ NİYET GÖSTERGESİ YOK'

Bu kapsamda bu düzenleme; son yıllarda içi iyice boşaltılan terör kavramının keyfi uygulamasının ağır sonuçlarını biraz da olsa hafifletebilirdi. Alakasız bir biçimde terörle ilintili suçlar yakıştırılan gazetecilerin, düşüncelerinden dolayı yargılanan aydınların karşı karşıya kaldığı hukuksuz uygulamaların ağır faturalarını azaltabilirdi. Maalesef böyle bir iyi niyet göstergesi Genel Kurul tartışmalarında da görülmüyor. 

En büyük sorunumuz, hakimlerin yürütmenin baskısıyla mevzuatı dahi uygulayamaz hale gelmesi. İsterdik ki; adil bir hukuk devleti olmaktan bu kadar uzaklaşmışken, bu düzenleme ile geçmişte yapılan hatalardan dönülsün. Türkiye tüm vatandaşlarımızın hak ettiği demokratik bir hukuk devleti olsun. Ancak adil yargılanma hakkı, adalet, tarafsız ve bağımsız yargı için mücadelemize devam edeceğiz.

Ayrıca bu infaz paketinden ayrı olarak Koronavirüs salgını kapsamında, devletin cezaevlerinde mahpuslara insan onuruna uygun muamele yükümlülüğü gereğince, yaşam ve sağlık haklarına öncelik verilerek, gerekli tedbirleri de ivedilikle alması gerektiğini tekrar vurguluyoruz."

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —