Yeni Akit Gazetesi'nden Münübe Yılmaz'ın "konuya dair" haberi...
Dünyanın önde gelen siyasi risk analiz firmalarından Eurasia Group'un yan kuruluşu gzeromedia’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika’ya olan ilgisi masaya yatırıldı. Kaleme aldığı yazıda “Hangi dünya liderinin Afrika'ya en fazla seyahat ettiğini tahmin etmeniz gerekseydi, kimi söylerdiniz?” sorusunu soran Alex Kliment, “Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping Afrika’ya sadece 4 kez gitti. Rusya lideri Vladimir Putin ise yalnızca 5. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Afrika’yı en çok ziyaret eden lider değil. Cevap oldukça şaşırtıcı: Kıtaya Afrika dışındaki diğer devletlerin liderlerinden daha fazla gitmiş olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan daha bu hafta Angola, Nijerya ve Togo'daki duraklarla kıtaya 28. ziyaretini gerçekleştirdi” ifadelerini kullanarak Erdoğan'ın Afrika seyahatlerinin kapsamlı bir dış politikanın parçası olduğuna vurgu yaptı.
AK Parti 2002’de iktidara geldiğinden bu yana Türkiye’nin Afrika'daki varlığını büyük ölçüde artırdığına işaret eden Kliment, “2009'da neredeyse bir düzine olan büyükelçilik sayısı bugün 40'ın üzerine çıktı. Türk Hava Yolları Afrika semalarında vızır vızır dolaşıyor; kıtanın şehirlerini Avrupa ve Orta Doğu'ya bağlayan 50'den fazla rotada uçuyor. Türk şirketleri Afrika genelinde göz alıcı ve popüler altyapı projeleri inşa etti. Senegal ve Ruanda'da devasa spor kompleksleri, Gana'daki yeni ulusal cami, Nijer'de parıldayan bir uluslararası havaalanı… Türk dizileri özellikle Doğu Afrika'da popüler durumda. Türkiye artık kendisini bir ‘Afro-Avrasya’ ülkesi olarak tanımlıyor. Ankara'nın Afrika’daki etkisi pek çok Batılı ülkeyi de rahatsız ediyor” dedi.
Türkiye’nin, “kara kıta”da aynı zamanda jeopolitik olarak da gücünü hissettirmeye başladığına dikkat çeken Alex Kliment, “Ankara büyük denizaşırı askeri üssünü Somali'de kurdu, Libya iç savaşında taraf oldu. Yerel birlikleri eğiterek ve Nijer’le bir savunma anlaşması imzalayarak Sahel'e adım attı. Kıtaya Türk silah satışları da artıyor” diye yazdı.
“Türkiye neden Afrika ile bu kadar ilgileniyor?” sorusunu ortaya atan yazar, yazısını şöyle noktaladı:
“Birincisi, ekonomik bir mantık var. Erdoğan, Türkiye'nin güçlü altyapısı, madencilik ve tüketici şirketleri için fırsatların kilidini açmaya hevesli. Ankara'nın, nüfuzunu Afrika'ya kadar genişletmesi ise asıl sebep. Bu, daha geniş vizyonun bir parçası. Türkiye, örneğin Çin'in sunabileceği kaynakların yakınından bile geçemeyecek olmasına rağmen, bölgede etkili. Çünkü Türkiye'nin birçok avantajı var. Bu avantajlarından en önemlisi Fransa, İngiltere, Belçika ya da diğer sömürgeci ülkelerden biri gibi olmaması. Aynı zamanda Erdoğan, Türkiye'yi ABD ve Çin gibi büyük güçlere karşı daha küçük ve daha sempatik bir alternatif olarak sunuyor.”