Farklı siyasi görüşlerden aydınların kurduğu Barış Vakfı 2016 yılından itibaren barışın adil, eşit ve demokratik biçimde inşası amacıyla çalışmalar yürütüyor. Barış Vakfı yaklaşan seçimler öncesinde 'Oylarımız barış isteyenlere' çağrısıyla bir tutum belgesi açıkladı.
Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz ile açıkladıkları 2023 Seçimleri Tutum Belgesini konuştuk.
Hakan Tahmaz, 'yüzyılın seçimleri' olarak nitelendirdiği seçimlere endişe ve kaygı atmosferinde gidildiğine dikkat çekti:
“Toplumsal kutuplaşmanın ve iktidarın politikaları özellikle de HDP’nin kapatılma davası ve hazine yardımına geçici bloke etme kararları gibi kararların seçim güvenliği ve eşit koşullarda yapılması gereken konuların derin endişe, kaygı ve daha kötüsü büyük bir öfke yarattığını görüyoruz. Bunlar toplumsal barışın sağlanması konusunu daha da zora soktuğu için barış isteyenler endişeli. Bu ülke vatandaşları isterse barışın yolunu açarız. Bu nedenle bizim çağrımız siyasete, sivil toplum örgütlerine ama esas olarak yurttaşlara. Yurttaşlar muktedirleri buna zorlayabilir, zorlamalıdır”
'SORUNLAR BARIŞ DİLİ İLE SONUÇLANDIRILMALI'
Açıkladıkları tutum belgesinde seçimler öncesi kritik süreçte, toplumsal barışa ulaşmak için bazı hususların altını çizdiklerini belirten Tahmaz şöyle konuştu:
“Cumhuriyetin ikinci yüzyıla gireceği şu günlerde gerek ülkemizde gerekse bölgemizde ve dünyamızda birçok toplumun ortak sorunu, barıştan uzak bir sosyal çatışma ve sıcak savaşla boğuşuyor olmasıdır. Her toplum ve coğrafyanın kendi özel koşulları, farklı insani ve sosyal sorunları ve müzmin sıkıntılarının
varlığı inkâr edilemez. Ancak önemli olan, bütün bu olağan farklılık, sorun ve sıkıntıların insani hassasiyetler ve çözüm odaklı bir barış dili ile neticelendirilmesi, her halk ve her toplum için “kazan kazan” formülü ile sosyal uyum ve huzurun elde edilebileceği bir vasatın geliştirilmesidir”
'PUSLU VE TEDİRGİN HAVAYA FIRSAT TANINMAMALI'
Seçimler öncesinde her toplum kesiminin geleceğine dair umutlarını yenilenmekte olduğunu söyleyen Tahmaz, bir taraftan da kötü niyetlilerin nemalanacağı yeterince olumsuz şartların da mevcut olduğuna dikkat çekti. Kürt sorunu kaynaklı çatışmanın yıllar önce ülke sınırlarının ötesine taşındığını söyleyen Tahmaz, sadece bu durumun bile ülke insanının endişelenmesi için yeterli olduğunu belirtti. Hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik, ölümler, çatışma ve kadına karşı şiddet gibi her gün karşılaştığımız pek çok sorunu hatırlatan Tahmaz, bu sorunların neden olduğu riskli ortama şu sözlerle dikkat çekti:
“Toplum her kriz döneminde olduğu gibi olabildiğince kamplaştırılmış, ülkenin içinde bulunduğu çatışma ve savaş koşullarından yeterince etkilenen ekonomik şartlar tüm halk kesiminin yaşamını zora sokmuş, sosyal ve kültürel etkinlik alanlarını daraltılmıştır. Bu koşullar altında farklı çıkar çevrelerin, siyasal
partizanlıklarını oluşturmaya çalıştığı puslu ve tedirgin havaya fırsat tanınmamalıdır”
'BARIŞ SIKI BİR TOPLUMSAL DAYANIŞMA İLE OLUR'
Yeni bir seçimin ve alternatif bir siyasal gelişimin, farklı toplum kesimlerinin ve halklar arasında barış ve dayanışma umudunu yeşerttiğini söyleyen Tahmaz, umudun yeşermesinin, sabırlı bir çaba, barış adına cesur bir ısrar ve direnişle olduğu kadar sıkı bir toplumsal dayanışma ile de mümkün olduğunu belirtti.
Bu imkânın ne provakatif amacı belirsiz terör eylemleriyle ne de savaş çığırtkanlığı ile engellenemeyeceğini belirten Tahmaz, sivil siyasetin varlığının umudun vazgeçilmesi olduğunu vurguladı:
“Seçim, seçmen ve sandık güvenliğinin bağımsız bir kontrol ve denetim mekanizması ile sağlanması, her siyasal kesimin oy hakkının garanti altına alınması, korunması, savaş ve şiddet yanlılarının alanını daraltacak, sivil ve özgür siyasetin önünü açacaktır. Demokratik, özgür ve eşit bir toplum inşası
ancak kutsal barış hakkının tanınması ve bu uğurda gösterilecek çabaya bağlıdır. Barış Vakfı, bütün siyasi parti ve kuruluşlar ile tüm yurttaşlarımızı önümüzdeki seçim sürecinde ve sonrasında her yönüyle bir toplumsal barış seferberliği içinde sorumluluk almaya ve bu olanağı bilgece değerlendirmeye çağırıyor”
Kaynak: Artı Gerçek