Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

AK Parti’nin AYM sessizliği

Akif Beki yazdı;

 AK Parti’nin AYM sessizliği

Hani Anayasa Mahkemesi yeni sisteme direniyordu, gayrimilli davranıyordu, devlet ve millet düşmanlığının odağı olmuştu, milli güvenlik meselesi haline gelmişti, artık bir rejim sorunuydu... 

MHP yine anlayışlı. Başkası olsa sormaz mıydı: “Lafa gelince mangalda kül bırakmıyordunuz, gereğini yapmaya gelince neredesiniz!” 

Yıpratmada, hedefleştirmede, AYM düşmanlığını körüklemede geri kalmıyor, Cumhur İttifakının önünde gidiyorlardı. 

AYM’yi kötülerken sesleri herkesten gür çıkıyordu. Ateşli AK Parti vokalistleri, MHP lideri Bahçeli’nin “Hedefi ertelemeden kapatalım” çağrısına şimdi destek vermiyor.  

Korodan çıt duyuyor musunuz?  

Ne zaman ki iş ciddiye bindi, iktidarın propaganda bandosu sessizliğe büründü. 

“Düğün bizim oyna kızım” deyimi hatırlatılsa hakkı, yeri değil mi?  

Kendi kampanyalarında ortadan kayboldular, yerlerinden kımıldamıyorlar. 

Gerçi Bahçeli’nin AYM’yi kapatma teklifi, yeni değil. HDP’yi kapatma iddianamesinin oy birliğiyle iadesinden önce de bu fikirdeydi. 

Cumhurbaskanlığı Sistemi’ni kamburlarından kurtarmak, eski sistemin artıklarını tasfiye etmek için kapatılması gerekiyordu, Bahçeli bunu daha önce önermişti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve hukuk reformları için mutabakatını sorduğunda da MHP aynı şartla olur vermişti. 

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İttifaklarının en büyük eseri ve reformuydu. Diğer her reform, bunu kökleştirmeyi amaçlamalıydı. Sistemin hızını, tıkır tıkır işleyişini aksatan ne engel varsa reformlarla temizlenmeliydi.  

AYM bu kapsama giriyor, sisteme zorluk çıkarıyordu. Hak arama adı altında “hak, hukuk, demokrasi ve özgürlük kavramlarını istismar eden hain ve teröristler”in sığınağı olmuştu. Rahatsız ediyordu. Zaten bu gerekçeyle de beğenilmeyen kararlarına uyulmuyordu. Anayasa’nın açık emrine rağmen takılmıyordu. Fazla olmaya başlamıştı, artık varlığına son verilmeliydi. 

Cumhur İttifakı, AYM rahatsızlığında hemfikirdi üstelik. Bir görüş ayrılıkları yoktu.  

Sadece AYM mi? HDP karşıtlığında da uyum içindeydiler. HDP’ye karşı tepki ve nefreti büyütmede AK Parti sözcüleri ve medyasının başı çekmediğini kim söyleyebilir? 

MHP’nin, AYM’yi de HDP’yi de kapatmak için bastırması bu sürecin doğal sonucu.  

Fakat ortağı, AYM’yi kapatmakta isteksiz de HDP’yi kapatmaya çok mu istekli görünüyor? 

“Madem altından kalkmakta gönülsüz davranacaktın, kendi kendine bu baskıyı niye kurdun, düğün senin niye oynamıyorsun” demezler mi? 

Disiplin Kurulu hangi birine yetişecek! 

Anadolu lezzetlerini araştırmak, geliştirmek ve dünyaya tattırmak üzere yola çıkan Seraf Restaurant’ın Twitter’ında gözüme çarptı. Birbiriyle yarışan lahmacun, soğan dolması, keşkek gibi lezzetler arasında seçim yapma zorluğunu anlatmak için şiire başvurmuşlardı. 

Cemal Süreya’nın şu dizelerine: “Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu, iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük...” 

AK Parti, Büro Elemanı Skandalı’yla uğraşırken başka biri patladı. Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’la eski danışmanı ve kuzeni Ömer Faruk Işık olayı... 

Yine bir arabada başlıyor. Bu kez bagajdan para balyaları alınıp verilirken çekilmiş görüntülerle kamuoyuna yansıdı.  

Yalnız biraz karışık. Cemal Süreya yardımı almadan, şiirsiz açıklanacak gibi değil. Anladığım kadarıyla şöyle... 

Adıyamanlı genç girşimci Sadık Gürsoy, Aydın ve Işık’ı savcılığa şikayet etmiş. 200 milyon liralık kamu arazisini kapatma vaadiyle 36 milyon lirasına çökmek, rüşvet ve organize dolandırıcılıkla suçluyor. 

Eski danışman ve kuzen Işık da Gürsoy hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Zorla senet imzalattırdığını söylüyor. 

Tabii ki olan, dolandırıldığını iddia eden genç girişimciye oluyor, ‘silahlı yağma’dan tutuklanıyor.  

Karşı tarafa nasıl bir işlem yapıldığı bilgisine ise ilgili hiçbir haberde ulaşamadım. 

Aydın, Grup Başkanvekilliği de yapmıştı. Twitter profilinde halen “Merkez Disiplin Kurulu Başkanı” yazıyor. Yani Büro Elemanı Skandalı’nda dahli ve kusuru olan AK Parti yetkililerini disiplin yönünden soruşturacak kurulun da başı. 

Ne henüz AK Parti’den bir açıklama yapıldı ne de AK Parti seçkini Aydın’dan.  

Aslı astarı nedir? Lütfedip aydınlatmıyorlar. 

Fakat AK Parti’ye de Aydın’a da hak veriyorum. Şairin dilemması gibi, AK Parti o skandala mı yetişsin, buna mı! Biri toparlanmadan öbür şantajın görüntüsü çıktı. Aydın, Ayvatoğlu Skandalı’nı soruştursa kendi olayı kafa kaldırıyor. 

Elbet sıraya koyacaklardır, bekleyelim. 



Anahtar Kelimeler: Parti’ sessizliği

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER