Bugün hastanelerde özellikle asistan hekimlerin bulunduğu üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde uygulanan 36 saatlik nöbet, yani nöbet ertesi iznin kullandırılmaması, hem hekimlere hem de hastalara zulümdür! Her ücretli çalışan mesaiden sonra “Dinlenme Hakkına” sahiptir. Mevcut iş kanuna dahî aykırı olan bu uygulamanın “Böyle gelmiş, böyle gider!” ya da “Doktor olacaksınız!”dan başka bir açıklaması da yoktur. Bu uygulamaya karşı çıkan ve haklarını muhtelif araçlarla aramaya çalışan asistan hekimlerin ise mobbingden asistanlığının bitirtilmemesine kadar farklı sistematik yaptırımlara maruz kaldığı, en azından bu iş içinde olan herkes tarafından bilinmektedir.
Bugün, bu dünyada herkes için eşit ve adil bir sağlık sistemi istiyorsak sağlık hizmeti sağlayıcılarının ve hizmet alıcıların haklarını bir bütün olarak görmeliyiz. Beş dakika muayene ile sağlık hizmeti verilmez. Sağlık, sadece istatistik değildir. Performans dayatması sağlık hizmetinin sunulma biçimini yozlaştırır! 36 saat nöbet tutan bir hekim hastasıyla hakkıyla ilgilenemez. Sağlık personeline yapılan bu dayatmaların ve zulümlerin hepsi aslında aynı zamanda hizmet alıcılara yani halka da yapılmaktadır. Bugün “Neoliberal Dönüşüm Politikası” ve ortaya çıkan sağlık popülizmi ile kamu sektörü, bizzat kamunun esas finansörü olan devlet eliyle kamusal sağlık hizmetini “popülist” bir veçhede itibarsızlaştırmaktadır. Hatta hastalar ve hizmet sağlayıcılar bilinçli olarak karşı karşıya getirtilmektedir. Bu sistematik politikalar kamunun tasfiyesi ve sektörel özelleşmenin artması ile sonuçlanacaktır. Doktorlar ve sağlık personeli büyük “Hastane Ağalarının” elinde işçileşecek ya da ülke dışına çıkmanın yollarını arayacaktır. Kamuda kalan bir avuç insan da büyük fedakârlıklarla işlerini sürdürmeye çalışacaktır.
Efendiler, saraylardan ferman verenler! En son ne zaman hastaneden randevu beklediniz? Bugün bu popülizm yine “Hastanelerde kuyruk yok!” propagandası yaparken kamudaki çölleşmeyi “çevrimiçi” randevu sistemlerinde evlerde sıra beklemeyi hiç ağzına bile almamaktadır. İstediği doktoru istediği zaman ayağına getirenlerin bugünün gerçekliğini anlaması beklenemez!
Ücretsiz ve adil bir sağlık sistemine erişim her insanın temel hakkıdır. Temel haklar ve insanların hayatları üzerinde kârlılık oranları nâmına oynanan oyunları kabul etmiyoruz. Performans dayatmasını kabul etmiyoruz! Hastanelere kârlılığına göre pay veririm diyen “neoliberal” mantığı kabul etmiyoruz! Asistan hekimler için insani-adil eğitim ve çalışma şartları istiyoruz. Sabit insani yaşam koşullarını sağlayacak bir temel gelir istiyoruz. Muayene için hastamıza ve yaşamak için kendimize, ailemize ve dostlarımıza zaman ayırabilmek istiyoruz. 36 saat nöbet hem sağlık personeli hem de halk sağlığı için risktir! Zulümdür! Angarya ve zorla çalıştırma temel insan haklarına ve sağduyusu olan herkes için en temel adalet nosyonuna aykırıdır. Buradan zulmün icracılarına ve saraydaki politika yapıcılara tekrar sesleniyoruz: “Allah her türlü kötülüğü yasaklar ve adaleti emreder!”
SAĞLIK İLKE-SEN YÖNETİM KURULU