- MADDE BİR: Erdoğan´a karşı ?ayağa kalkmama? veya ?sırtını dönme? gibi... Gereksiz, lüzumsuz ve çocukça eylemlerden derhal vazgeçmeliler.
*
- MADDE İKİ: Erdoğan´a yönelik eleştirilerinde tartışmasız öyle haklı olmalılar ki... Vicdanlı AK Parti taraftarları, ?adamlar haklı be abi? demekten kendilerini alamamalılar.
*
- MADDE ÜÇ: Erdoğan´a oy vermiş ve kendilerini Erdoğan´la özdeşleştirmiş geniş kitleyi ikna etmenin, siyasi başarı için gerek şart olduğunu akıllarından çıkarmamalılar.
*
- MADDE DÖRT: Bütün taktik ve stratejilerini sadece Erdoğan karşıtlığı üzerine bina etmekten acilen vazgeçmeliler.
*
- MADDE BEŞ: Büyük bir özgüvenle ve sıfır kompleksle... ?Erdoğan şunları doğru yaptı, şunları yanlış yaptı? demeliler.
*
- MADDE ALTI: Memleketin istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda Erdoğan´la işbirliği yapmaktan asla kaçınmamalılar.
*
- MADDE YEDİ: Erdoğan´ı en fazla rahatsız edecek muhalefet tarzının bu olduğunu bir an olsun gözden kaçırmamalılar.
İYİ PARTİ SÖZCÜSÜ AYTUN ÇIRAY´A CEVAP
AYTUN Çıray bana şu soruyu sormuş:
?Dünyanın hangi medeni ülkesinde devlet oy çalacak diye paralel YSK kurmadıkları için muhalefet suçlanmıştır?.
*
Aytun Çıray´a ben de soruyla cevap veriyorum:
?Dünyanın hangi medeni ülkesinde muhalefet, devletin oy çaldığını iddia ettiği halde... Bu iddiasını matematiksel bir kesinlikle ortaya koyacak veriyi ortaya koymayı başaracak bir model gerçekleştirmekten aciz kalmıştır?.
BÜLENT TEZCAN´IN ÇARPITILAN SÖZLERİ
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, son günlerde en fazla eleştirdiğim isimlerin başında geliyor.
Ama bu durum, kendisine yapılan haksızlığı görmezden gelmeme engel değil.
*
Kısaltılmış haber başlıklarına baktığımızda Bülent Tezcan demiş ki:
?Tren faciasını siyasi bir tartışma haline getirmeyeceğiz?.
*
Tezcan´ın sözlerini bu şekilde özetlerseniz...
?Tren faciasını mesele etmeyeceğiz? anlamı çıkar.
*
Oysa söylediklerinin bütününe bakıldığında adamın dediği şu:
?İhmalin, usulsüzlüğün bütün yönleriyle araştırılıp incelenmesinin sonuna kadar peşinden gideceğiz ama bu konuyu siyasi bir tartışma haline getirmeyeceğiz?.
Yani adam diyor ki:
Sonuna kadar üzerine gideceğiz... Zerre kadar siyasi istismar konusu yapmayacağız.
*
Yapmayın kardeşim! Bütünlüğünü bozup mahvederek özetlemeyin şu sözleri!
24 CAN GİTMİŞ
DAHA cenazeler bile kaldırılmamışken...
Bir tarafın tek derdi:
Buradan hükümete nasıl gol atarız, hükümeti nasıl yıpratırız, hükümetin üzerine nasıl abanırız, hükümeti nasıl paspasa çeviririz.
*
Daha cenazeler bile kaldırılmamışken...
Öbür tarafın tek derdi ise...
Nasıl olur da hükümeti bu işin sorumluluğundan kurtarırız, olayı nasıl olur da tamamen hava koşullarına bağlarız, nasıl olur da ihmalin gündeme gelmesini engelleriz.
*
Yahu durun iki dakika!
Yahu hele bir cenazeler kaldırılsın a be vicdansızlar!
YAS!
TREN kazasında kaybettiğimiz 24 can için...
- Olağan akışımızı değiştirmeliydik.
- Bayraklarımızı yarıya indirmeliydik.
- Rutinimizi bozmalıydık.
- Programlarımızı iptal etmeliydik.
- Acımızı sembolik olarak da göstermeliydik.
Kısacası... YAS İLAN ETMELİYDİK!
SİYASİ NİHİLİZM GÜNLERİ
MUHALİFLER arasında şöyle bir kitle ortaya çıktı:
- ?İttifakı bozdular?, ?CHP´ye nankörlük ettiler? diye... İYİ Parti´ye müthiş bir alerji duyuyorlar.
- Seçim gecesi kendilerini yalnız bıraktı diye... Muharrem İnce´ye sitem üstüne sitem ediyorlar.
- Her seçimde yenildiği halde koltuğunu bırakmıyor diye... Kılıçdaroğlu´na ateş püskürüyorlar.
- CHP sayesinde milletvekili olup da anında istifa edip partilerine geçtiler diye... Saadet´e yükleniyorlar.
- PKK´nın bakkal, çoban, özürlü katletmesi karşısında gürlemediler diye... HDP´ye vuruyorlar.
Ve bütün bunların ardından...
?Hiçbir partiye oy vermeyeceğim... Sandığa gitmeyeceğim... Ne halleri varsa görsünler...? diyerek...
Siyasi nihilizme kayıyorlar.
Muhalefetin işi gerçekten zor!
Çünkü üstesinden gelmeleri gereken binlerce sorun yetmezmiş gibi... İşte bu yükselen yeni siyasi nihilizm sorununu da çözmeleri gerekiyor.
YORULDUM PATRON
GEÇEN akşam televizyonda ?Yeşil Yol? filmi vardı.
Filmde dev bir cüsseye sahip olduğu halde karanlıktan korkacak kadar naif olan tılsımlı şifacı kardeşimiz John Coffey´nin şu repliğini bir kez daha duymak çok ama çok iyi geldi bana:
?Yoruldum patron!
Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.
Yanımda yöremde hiç arkadaşım olmamasından bıktım.
İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım.
Dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım.
Sanki her an için kafama cam parçaları batıyor, anlıyor musun?
Karanlıktan korkuyorum patron, lütfen ışığı kapatma!?
YUH Kİ YUH!
KUDÜS gezisinden dönen Ebru Özkan isimli bu yurttaşımızı İsrail makamları çeşitli bahanelerle ve saçma suçlamalarla gözaltına alıp tutuklamışlar.
Sanki dünyanın en azılı teröristini yakalamışlar gibi bileklerine kelepçe takıp ayaklarına da zincir vurmuşlar.
*
Şu manzarayı görüp de sesini çıkarmayan insan hakları savunucuları, hiç boşuna ?insan hakları savunucusuyuz? falan diye dolaşmasın ortalıkta!