14-16 Şubat'ta Almanya'da düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansı (MSC 2025) dünya gündemine damga vurdu.
ABD ve Rusya'nın üst düzey yetkililerinin Ukrayna savaşını görüşmek üzere bu hafta Suudi Arabistan'da bir araya gelmesi bekleniyor.
Çatışmaları bitirmek amacıyla düzenlenecek toplantılara Avrupa ve Ukraynalı siyasetçilerin çağrılmaması tepki topladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Avrupalı liderlerin katılımıyla bugün Paris'te ABD Başkanı Donald Trump'ın politikaları ve Ukrayna'yı konu alan bir acil zirveye ev sahipliği yapacak.
Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin güvenlik muhabiri Frank Gardner, Münih'teki zirvede dikkat çeken 5 noktayı listeledi.
1. Bir dönemin sonu
Sovyetler Birliği'nin Avrupa'ya yayılmasını engellemek için 1949'da kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) en önemli prensiplerinden biri, üyelerinden birinin saldırıya uğraması halinde diğerlerinin yardıma koşmasını öngörüyor.
"Amerika hâlâ NATO'da olsa da Avrupa, ABD'nin doğrudan yardıma geleceğine artık güvenemiyor" diyen Gardner, II. Dünya Savaşı sonrasındaki güvenlik yapısının çöktüğünü savunuyor.
Geçen hafta Brüksel'de düzenlenen NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından konuşan ABD Dışişleri Bakanı Pete Hegseth'in "ABD kendi güvenliği için NATO ittifakına bağlı kalmaya devam edecek ama ABD artık bağımlılığı teşvik eden dengesiz bir ilişkiye tahammül etmeyecek" demesine de işaret ediyor.
2. Ukrayna politikası tersyüz oldu
Suudi Arabistan'da savaşı görüşecek olan ABD ve Rusya, Avrupa ve Ukrayna'yı çok fazla dinleyecek gibi durmuyor.
Donald Trump ve Vladimir Putin'in çarşamba yaptığı telefon görüşmesini takip eden zirveye, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un katılması bekleniyor.
12 Şubat'ta Trump'ın görüştüğü isimlerden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise zirveye çağrılmadıklarını açıklayarak kendilerinin söz sahibi olmadığı bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini vurguladı.
3. "Artık daha fazlasını harcayın" vurgusu
Rusya'nın 2022'de başlattığı Ukrayna işgaliyle birlikte tüm Avrupa devletleri savunmaya daha fazla para ayırmaları gerektiğini kabul etse de bu konuda gerekli adımları atanların sayısı kısıtlı.
2014'te alınan karar uyarınca NATO ülkelerinin, gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYH) en az yüzde 2'sini savunmaya harcamaları gerekiyor. Örgüt bunu yüzde 3'e çıkarmayı planlıyor.
2017-2021'deki ilk başkanlık döneminde, bu oranı yüzde 4 olarak belirleyen Trump ise artık yüzde 5 istiyor.
NATO verilerine göre ABD, geçen yıl GSYH'sinin yaklaşık yüzde 3,4'ünü savunma harcamaları için kullandı.
Diğer yandan Ukrayna'ya katkı konusunda Avrupa, ABD'yi geçmiş durumda. Avrupa, 70 milyon euroluk insani, 62 milyar euroluk askeri yardım yaparken, ABD'den 50 milyar euroluk maddi ve insani, 64 milyar euroluk da askeri yardım geldi.
JD Vance'in o konuşması
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in cuma günü yaptığı konuşmada Avrupa'nın politikalarını sert bir dille eleştirmesi, Münih'teki pek çok delegeyi şoke etti.
Konferansın ilk gününde "Avrupa'ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit" diyerek kıtada ifade özgürlüğünün geriye gittiğini savunan ve düzensiz göçün durdurulması çağrısı yapan Vance, pek çok siyasetçiden "Washington iç işlerimize karışmasın" tepkisi aldı.
Donald Trump ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise bu konuşmayı takdirle karşıladıklarını vurguladı.
5. Uyuşmazlık ve anlaşmazlık
Donald Trump'ın tüm çelik ve alüminyum ihracatına yüzde 25 gümrük vergisi getireceğini açıklaması, NATO ülkelerinin başka alanlarda da sorun yaşadığını ortaya koydu.
Ticaretten Rusya'yla ilişkilere pek çok konuda Atlas Okyanusu'nun iki tarafında ipler geriliyor.
BBC, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'ın "ABD ve AB arasında seçim yapmadıklarını" vurgularken gerginliği azaltmakta da zorlandığını bildirdi.
Kaynak: Independent Türkçe