Türkiye son yıllardaki yoğun seçim maratonunun sonuncusunu 31 Mart´ta yaptı. Önümüzdeki sürecin kodlarını da sandıktan çıkan mesajın partiler tarafından nasıl yorumlanacağı belirleyecek. Seçmenin hangi partiye ne türden bir mesaj verdiği konusu uzun süre konuşulacağa benziyor. Her zaman olduğu gibi seçmenin verdiği mesaj partiler için farklılık oluşturuyor. Kimine yönetme kimine de denetleme mesajı verilmiş durumda. Bazısına bölgesel hegemonyasının bozulduğu mesaj verildi bazısına ise neredeyse hiçbir şey verilmedi. Bu veriler doğrultusunda partilerin de muhasebesini yapacağı muhakkak. Peki, tam olarak hangi partiye ne mesaj verildi? Partiler daha sağlıklı ve başarılı bir gelecek için hangi dersleri almalı? Bu gibi soruları alanında uzman bir isim olan GENARAraştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş ile konuştuk.
İhsan Aktaş: "Türkiye´deki dindarların zulüm görmesi, baskı görmesi, din eğitiminin yasaklanması CHP eliyle olmuştur. Türkiye´de dindarlara kan kusturan bir partiyle ittifaka girmek SP´nin maneviyatını kaybettirdi."
Seçmenin mesajını konuşacağız ama önce kısaca iki ittifakın kampanyasını yorumlar mısınız?
AK Parti söylemini özellikle başkanlık sistemi gibi yeni bir sisteme geçilmesi, bu sistemin muhafazası ve Türkiye´nin başı belada olan meseleleri gündeme getirerek daha çok memleketin istikrarı ve hükümetin devamı üzerine kurdu. Takdir edersiniz ki iktidarın devamı motivasyonu çok yüksek bir motivasyon değildir. Karşı taraf kampanyasını Recep Tayyip Erdoğan´ı yenebilme üzerine kurdu fakat çok akıllıca yürüttüğü bir şey vardı: Yenebilme politikasını hiç hissettirmedi. Cumhurbaşkanlığı kampanyasında İzmir mitingi olduğunda sosyal medyada Cumhuriyet Halk Parti´li gençler tehdit işine giriştiler ve AK Parti seçmeni organize oldu. Maltepe mitingini görünce bütün AK Parti´liler ?Acaba kaybediyor muyuz?? diye düşündü. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu olaylardan ders çıkarmışçasına İzmir, Ankara ve İstanbul´da büyük miting yapmadı. Kazanıyoruz görüntüsünü asla vermediler. İkincisi reklamlarına bakın İlyas Başsoy´un ?Radikal Sevgi? kitabı yayımlandı. CHP bugüne kadar kendini nefret üzerinden tanımladı ancak bu sefer sevgi üzerinden tanımlaması lazım. Reklamlara bakın; yeşillik, çiçek, böcek, ferah hiç tehdit kokmayan üslup. Alt dalgada tehdit kokan bir sosyal medya çalışması vardı ama onu da çok dikkatli yaptılar. Kendi tabanlarını motive edecek, AK Parti´nin gidişatını tehdit edecek bir sosyal medya çalışmasıysa isimsiz olarak yürüdü. Fakat Ekrem İmamoğlu´nun diline bakın; camilerden çıkmayan, Erdoğan´a benzeyen, Kur´an okuyan, bütün kesimlere hitap eden tavırlar. Dolayısıyla korkmanıza gerek yok, bizim AK Parti´den farkımız yok mesajı verildi. Yani o taraf eski hatalarını tekrarlamadı, dikkatliydi.
Peki 31 Mart seçimlerinde seçmen nasıl bir mesaj verdi?
Türkiye´de seçimler olup bittikten sonra her zaman ?Türk seçmeni çok sofistike bir mesaj verdi? denilir. Sosyologlar ve siyaset bilimciler bu mesajı yorumlamaya çalışsa da aslında öncelikli olarak bu mesajı yorumlaması gereken siyasi partilerdir. Bir yönüyle Türk siyasetinde seçmen bir denge mesajı verdi diyebiliriz. Seçime girilirken iktidar kanadının yani Cumhur İttifakı´nın değişen başkanlık sisteminin zaafa uğramaması gibi bir amacı vardı. Seçimin Cumhur İttifakı adına yüzde 52 oyla bitmesi aslında toplumun yeni geçilen sisteme de onay verdiği anlamına gelir. Onay verdiği halde Cumhur İttifakı´nın oyunu çok da yükseğe çıkarıp tek başına memleketin başarılı siyasetçisi haline getirmedi. Diğer taraftan da özellikle muhalefet kanadında CHP´yi güçlendirdi. Özellikle büyükşehirlerde de CHP´ye bir yetki verdi. İktidarda Cumhur İttifakı´nı güçlendirirken yerelde de CHP´ye güç verdi. Seçmen Türk siyasetinde bir denge mesajı vermiş oldu. Daha enteresan bir şey var aslında başkanlık sistemine geçildikten sonra her parti yüzde 50 ile bir şehri kazanmak zorunda kalıyor. Ankara ve İstanbul´daki adaylar yüzde 50´nin ötesinde kendi seçmeninin dışındaki seçmeni de ürkütmemek için dengeli mesaj verdi. Anlaşılan o ki bundan sonra başkanlık yarışında da diğer yarışlarda da herkes yüzde 50´yi hedefleyeceğinden dolayı CHP toplumun yüzde 50´sine hitap edecek aday koymak zorunda kalacak. AK Parti´nin zaten yüzde 50´ye hitap eden bir tarafı var. Sanki bundan sonraki seçimler o seçmenin bütününe hitap etme kaygısından dolayı daha ılımlı geçecek gibi görünüyor.
Kaynak: dunyabulteni.net