31 Mart: MHP, AK Parti´ye yük oluyor

Milat Gazetesi´nden Hüsamettin Aslan ?31 Mart: MHP, AK Parti´ye yük oluyor? başlıklı yazısında, seçime giren partilerin durumunu, onların kendi özgül ağırlıkları ile değerlendirirken, AK Parti´nin durumu ile ilgili olarak ?MHP AK Parti´ye yük oluyor´ sap

31 Mart: MHP, AK Parti´ye yük oluyor

31 Mart yerel seçimler nihayet bitti. Sonuçları ve etkileri itibariyle en çok AK Parti içerisinde derin bir hesaplaşmaya neden olacağı aşikâr.

Zira Ankara başta olmak üzere Antalya, Bolu, Kütahya, Artvin kaybedilmiş, Cumhur İttifakın desteğine rağmen önemli büyükşehirler Adana, Hatay, Mersin, Aydın, Antalya gibi şehirler yitirilmiş. İstanbul´un sonucu ise; bambaşka bir sonucu ve tahlili ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla MHP´nin Cumhur İttifakından ötürü AK Parti´ye bir kazanım sağlayamadığı ortaya çıktığı gibi onlarca ilçe ve il belediyelerinde MHP´ye gitmesine kayıtsız kalmıştır.

31 Mart sonuçları itibariyle AK Parti ve Erdoğan açısından bir kayıp ve başarısızlık değil; ancak mevcut sonuçları kabullenmek ve sonuçlarının gereğini yapmamak bir başarısızlıktır. Çünkü Cumhur ittifakı % 52 oy aldı. Buradan bir başarısızlık öyküsü çıkmaz. 17 yıllık iktidarın, son 2-3 yılda uluslararası basınca rağmen, bu sonucu alması başarı. Ancak İstanbul başta olmak üzere seçime birinci parti olarak girip, sonuçları itibariyle % 3-5 puanla bile önde tamamlanan belediyeler; mazbataları eline alması, zafer olarak görülebilir ama gönüllerde ve zihinlerde bir mağlubiyet aldığının resmi çıktısıdır. Zira toplum, -istisnalar hariç- Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan´ın hatırına belediyelere ve Ak Parti´ye oy veriyor. Üstüne bir de Cumhur ittifakı desteğini de göz önüne alınıp, oylarda bir düşüş yaşanıyorsa; Erdoğan´ın desteğini rağmen, iyi bir yöneticilik yapamamışsın demektir.

31 Mart´ta, Kürt Milliyetçiliği de iflas etti. Ancak Batı´da Türk Milliyetçiliği AK Parti´ye ters tepti. Kayyum meselesinden ötürü, HDPPKK´ların tehditleri, bölge halkı tarafından tereddütsüz geri çevrildi. AK Parti, oylarını artırdığı gibi Doğu ve Güneydoğu´da psikolojik ve siyasi üstünlüğü de ele geçirdi. Özellikle Şırnak, Ağrı ve Bitlis´in AK Parti tarafından ele alınması önemli bir başarıdır. Bunun dışında, HDP ve PKK açısından Marksist,Terörist ve mezhepçi elitler, halktan tokat yemeye devam ediyor.

İYİ Parti açısından siyaset net bir şekilde bitmiştir. Kanaatim partiyi rafa ve arşive kaldırılmasıdır. FETÖ´cülerin ve küskün seküler MHP´lilerin bir araya geldiği parti de; 31 Mart´tan sonra savundukları milliyetçilik görüşü HDP ile yapılan ittifaktan sonra bir araç haline geldiğinden, İYİ partiye artık iyi istirahatlerden başka bir şey diyemiyorum. Artık partinin miadı dolmuştur.

CHP için diyecek bir şey yok. 31 Mart´tan bir başarı hikayesi çıkartamıyor. Çünkü seçim sonuçlarını, muhalefetin başarısı değil; AK Parti´nin küskünleri belirledi. Ankara´da tekbir sesleriyle, İstanbul´da Kuran-ı Kerim tilavetiyle milletin kalbine adaylar ve AK Parti medyasının antipatikliğiyle indi. Nicel açıdan başarılı olsa da; nitel açıdan da partinin ideolojisi ve geçmişiyle tezat görüntü çizdiği için başarısız olmuştur. Demek ki neymiş: Toplumun kutsalına, değerlerine, liderine ve ulvi kavramlarına küfür ve hakaret etmemek gerekiyormuş.

AK Parti açısında İstanbul sonucu çok mühimdir. Türkiye sonuçları bir yana; İstanbul sonuçları bir yanadır. Şunu net vurgulamak lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) belediyecilik hizmetleri dünya standartların üstündedir. Ancak sonuçları daha belli olmasa da mevcut görüntü, belediyecilik hizmetlerinin bir karşılığı olarak değerlendirilmemiş, bilakis Belediye´de var olan Trabzonculuk ve Rizecilik yapılması, akraba ilişkilerinin zıvadan çıkması, personelin ve hizmetlerin denetimsizliği, cezai yaptırımların ikili ve memleket milliyetçiliğinden ötürü kayrılması, İstanbul medyasının İBB ve AK Parti?yi çok kötü savunması, bu sonucun alınmasındaki en önemli etken olmuştur. Özellikle Türkiye genel siyasetinin bir hesaplaşması ?ekonomi´ üzerinden yaşanmıştır.

Benzer durum Ankara ve Bursa seçimleri içinde yapılabilir.

Çünkü İBB, kış aylarında yağan karı, sokağa atılan çöpü, yardım için açılan telefonu, kötü dumanı neredeyse hava yakalayacak durumdaydı. Ancak Trabzon ve Rizecilik yapılması, İBB içinde bile açıktan söyleniyordu. Hatta söylenemiyordu bile; neredeyse ?Her yer Rize ve Trabzon´du´. Şimdi bu durum Müslümanca bir yönetim tarzına uyuyor muydu. Neredeydi Ümmetçilik? Hani Kabilecilik kötüydü? Koskoca Osmanlı İmparatorluğu bu milliyetçi akımlar yüzünden dağıldı. Hiç yakıştıramıyorum doğrusu AK Parti siyasetine ve karar alıcılarına.

Medya ve Anket şirketleri de çuvallayanların başındaydı. Kime el attılarsa; ellerinde kaldı. İstanbul, Ankara, Hatay, Eskişehir, Edirne´de desteklediği hiçbir aday seçimi kazanamadı. Bu durum güvenilirliğe de halel getirdi.

Sonuç olarak İstanbul sonuçları başlı başına bir konu olacağından neden-sonuç ilişkisi içinde ayrı değerlendirilmeli.Bu bağlamda Binali beyin yürüttüğü seçim stratejini ve adaylığını çok takdir ettiğimi ve onayladığımı da belirtmek isterim. Sonucu daha belli olmasa bile. Zira Binali bey olmasaydı; bir İstanbullu olarak diyebilirim ki AK Parti çok ağır bir hezimet alabilirdi. Mikro milliyetçilik bir hastalık ve bir ulusal güvenlik meselesidir. Diğer sonuçlar neredeyse beklentileri karşıladığı görülüyor. Çünkü hiç kimse de; sürpriz bir sonuç olarak değerlendirilmedi. Erdoğan açısından bir zafer daha eklenmiş oldu. Ancak çok sevdiği(miz), aşkımız İstanbul, gönül koymuş. Bizim ki bir aşk hikayesi olabilir ama Şebnem Ferah´ın dediği gibi ?Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen´´