Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü Kule Rüzgar Tüneli testine katılmak üzere geldiği Kopenhag´da AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli´nde İncirli´den başlayan metro sisteminin Mecidiyeköy´e kadar gidip, Anadolu yakasına geçtiğinde Söğütlüçeşme´den hem Kadıköy-Kartal hattına hem de Marmaray´a entegre olacağını anlatan Arslan, "Aynı zamanda o hat üzerinde bulunan farklı 9 raylı sistemle de entegre olacak. Günde 6,5 milyon insanın kullandığı raylı sistemlerin birbiriyle entegrasyonu sağlanacak" dedi.
Hasdal´dan, TEM´den yer altına girecek tünelin, otomobilleri Anadolu yakasına çıkardıktan sonra Çamlık´ta TEM´e bağlayacağını dile getiren Arslan, projenin Marmaray ile Avrasya tünellerinin bir arada olduğu bir sistem gibi düşünüleceğini söyledi.
Arslan, hattın iki gidiş-iki geliş otomobillere, gidiş-geliş raylı sisteme yani metroya hizmet edeceğini vurgulayarak, projenin sondajlarının, etüt projelerinin yapılması ve yap-işlet-devret (YİD) modeliyle gerçekleştirilecek ihaleye esas dokümanların hazırlanmasına ilişkin süreci başlattıklarını bildirdi.
Bakan Arslan, 1-2 aylık çalışmadan sonra dokümanları hazır hale getireceklerini ve YİD modeliyle ihale etmek üzere süreci başlatacaklarını belirtti.
Daha önce üst katı iki gidiş otomobil, orta katı bir gidiş-bir geliş raylı sistem, alt katı da iki geliş otomobil için düşündüklerini anlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Çalışmalar son aşamaya geldi ancak teknik olarak şöyle bir sonuç çıkıyor, daha önceki projede orta katta bulunan raylı sistemin teknik çalışmalar sonucunda en alta alınması uygun görünüyor. Tünelin üst ve orta katları ise otomobil gidiş-gelişi için kullanılacak. Bunun da sebebi, her iki yakada da yüzeye çıktıktan sonra hatlar birbirinden ayrılacak. Avrupa yakasında güneye doğru İncirli´ye gitmek üzere raylı sistem, kuzeye doğru TEM´e gitmek üzere üstte ve altta otomobiller için yaptığımız katlar olacaktı ancak bunların birbirinden ayrılması biraz daha zor. Halbuki üstte iki kat otomobiller için olursa üst kuzeye ayrılırken, güneye doğru da raylı sistem ayrılacak. Teknik çalışmalar sonucu, raylı sistemde kullanılan araçların daha ağır olması nedeniyle alt katın raylı sistem için kullanılması daha uygun gibi gözüküyor. Yakında netleşecek."
Arslan, 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli´nin ihalesinin önümüzdeki yılın başında yapılacağını bildirdi.
Kanal İstanbul´un etüt projeleri için ihalenin gerçekleştirildiğini anımsatan Arslan, söz konusu ihale çerçevesinde yeni ilave sondajların yapılması, 5 ayrı güzergahla ilgili tatlı su, ekolojik denge, kentsel dönüşümle ilgili insanları mağdur etmeyecek ve yapılaşmaya uygun zeminler konusunda çalışıldığını dile getirdi.
Arslan, ihale kapsamında sondajların devam ettiğini belirterek, artı ve eksilerin ortaya konulmasının ardından güzergahın belirleneceğini ya da beş güzergahtan biriyle ilgili karar çıkacağını ifade etti.
Eş zamanlı olarak ÇED süreçlerinin yürütüldüğüne dikkati çeken Arslan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının internet sitesinde yer alan güzergah nedeniyle tek güzergah üzerinde çalışılıyormuş gibi bir algı oluşturulduğunu ancak ÇED süreci de dahil, 5 güzergahla ilgili çalışmaların yürütüleceğini vurguladı.
Çalışmaların ardından kesinleşen güzergahla ilgili ÇED´in nihayete erdirileceğini bildiren Arslan, böylece ihale sürecinin başlayacağını kaydetti.
Arslan, ekolojik dengeyi bozmayacak, bölgenin tatlı su havzalarına olumsuz etki yapmayacak güzergahı belirledikten sonra buradan çıkacak 1,7 milyar metreküp malzemeden verimli toprakların tarım arazilerinde, kalanlarının bir kısmının 3 farklı ada yapımında, ada yapımına uygun olmayan malzemelerin de İstanbul Yeni Havalimanı´ndaki kömür ocaklarından kaynaklı çukurların doldurulup yeşillendirilmesinde kullanılacağını söyledi.
Karadeniz ve Marmara arasına 3 ada yapılacağını, liman ve serbest bölgeyle ilgili dolguların gerçekleştirileceğini anlatan Arslan, bu çalışmalarının etüt projeyle netlik kazanacağını belirtti.
Kentsel dönüşümün, kanalın yapılması ve kullanılmasının, limanların inşasının YİD modelinin yanı sıra farklı finansal modellerin kullanılacağı proje bütünü olacağını dile getiren Arslan, 15 milyar dolarlık projenin, İstanbul Boğazı´nı olası tehlikelerden korumak ve kurtarmak adına önemsendiğini bildirdi.
Binlerce yıllık kültürü olan, muhtelif medeniyetlere başkentlik yapan İstanbul´da dünya kültür mirasının bulunduğunu anımsatan Arslan, "O mirasın sahibi, koruyucusu biziz ama her türlü koruma yönünde gayretimiz var. Onun için de alternatif su yolu bizim için önemli. Bunu yapmışken de en iyi şekilde değerlendirip, o bölgelerdeki çarpık yapılaşmayı da kentsel dönüşüm kapsamında modern yaşamın olacağı hale getirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Arslan, hedeflerinin önümüzdeki yılın ilk yarısında çalışmaları bitirip ihale sürecini başlatmak olduğunu kaydetti.
İstanbul Yeni Havalimanı´nı, 29 Ekim 2018´de uçuşlara açacaklarını ifade eden Arslan, havalimanının birinci pistinde acil ve taksi yollarının tamamlandığını, ikinci piste ilişkin çalışmaların başladığını söyledi.
Arslan, Şubat 2018´de ilk uçağın İstanbul Yeni Havalimanı´na indirileceğini ancak havalimanının işletmeye açılması ve havayolu şirketlerinin taşınarak hizmet vermesinin 29 Ekim 2018´de gerçekleşeceğini bildirdi.
Havayolu şirketlerinin, yeni havalimanına taşınmayla ilgili hazırlıkların başladığına işaret eden Arslan, amacın burası açıldığında aksaksız bir şekilde hizmetin verilmesi olduğunu dile getirdi.
Yeni havalimanın açılmasıyla kapasitesinin artmasına bağlı olarak uçuş sayılarının artıracağını vurgulayan Arslan, İstanbul Yeni Havalimanı´nın hizmete girmesiyle Atatürk Havalimanı´nda VIP, özel ve eğitim amaçlı uçuşların yapılacağını kaydetti.
Yolcu ve kargo taşımacılığının yeni havalimanından yapılacağını anlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Çok ciddi bir alandan bahsediyoruz ve bu alanı da İstanbul´a nefes aldıracak şekilde değerlendirme yönünde alternatifleri çalışıyoruz. Kurum olarak bu alternatifleri hazırladıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ile istişare ederek, kararı vereceğiz."
Milli ve yerli lokomotif ve vagon üretilmesi konusunda ciddi mesafeler aldıklarını ifade eden Arslan, Adapazarı´nda yerli ve milli elektrikli tren setlerinin (EMU) seri üretimine yönelik hazırlık çalışmalarının devam ettiğini, vagonlar konusunda seri üretimin başladığını söyledi.
Arslan, milli ve yerli hızlı trenle ilgili yeni çıkılan ihalenin gelecek yıl yapılacağını belirterek, 96 setin en az yüzde 70´nin kademeli iş birliğiyle milli ve yerli üretilmesini istediklerini bildirdi.
Sanayi İşbirliği Programı çerçevesinde gerek Türkiye´den gerek yurt dışından konuyla ilgilenen ve ilgi duyan birçok firmanın bulunduğunu anlatan Arslan, şunları kaydetti:
"Özellikle yaptıkları iş birlikleri çerçevesinde Türkiye´de bu anlamda fabrikalar kurulması ve günün sonunda hedefimiz olan yüzde 70´inin üzerinde milli ve yerli üretim yapılmasına yönelik firmaların hem iş birliği hem de projede yer alma hazırlığı var. O da bizi ziyadesiyle memnun ediyor. Bu konuda kısa mesafede umduğumuzdan daha iyi sonuç alacağız. Çünkü sektör buna hazır."
Başkentray Projesi´ne de değinen Arslan, çalışmaların son aşamaya geldiğini, gelecek yıl ocak veya şubat ayında hizmete vermeyi planladıklarını kaydetti.
Gebze-Halkalı banliyö hattında altyapı çalışmalarını Ağustos 2018´de bitirmeyi hedeflediklerini dile getiren Arslan, eylül ayında elektrik ve sinyal işinin tamamlanmasının ardından 3 ay test sürüşü yapılacağını ve 2018 sonunda hattın hizmete açılacağını söyledi.
Söz konusu hatta gece yük taşımacılığı yapılabileceğini, Ankara-İstanbul YHT hattı yolcularının Haydarpaşa Garı´na kadar gidebileceğini anlatan Arslan, hatla günlük ortalama 1,5 milyon yolcuya hizmet edileceğini bildirdi.