Erken seçim çağrısıyla 24 Haziran sürecini başlatan Devlet Bahçeli´nin liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yüzde 11´den fazla oy alarak resmi olmayan sonuçlara göre 49 milletvekili çıkardı. 295 milletvekili çıkaran Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), TBMM´de çoğunluğu kaybettiğinden Cumhur İttifakı´ndaki ortağı MHP Meclis´te "kilit parti" oldu.
Devlet Bahçeli de seçim sonuçlarının netleşmesi sonrası yaptığı açıklamada, "Partimiz hem kilit parti olmuş, hem de denge ve denetleme görevi almıştır" diyerek MHP´nin yeni dönemdeki rolünü ve misyonunu kendi açısından tarif etti. Bu nedenle kampanya süresince Bahçeli´nin vaatleri ve partisinin seçim beyannamesi de siyaset gündeminin üst sıralarına yerleşti.
Bahçeli, kampanya sürecinde yalnızca üç miting yapmıştı, en dikkat çekici açıklaması ise Twitter hesabındaydı. Organize suç örgütü liderleri ve cinayet azmettiricilerine yönelik af çağrısını, 12 Mayıs tarihinde yaptığı seri Twitter paylaşımları gündeme getiren Devlet Bahçeli, aralarında Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz gibi isimler için "kader mahkumu" ifadesini kullandı.
Bahçeli, ittifak ortağı olan AKP cephesinden de olumsuz açıklamalar gelmesine karşın "af çağrısının" arkasında durmaya devam etti ve "Bu konuda da kararlıyız ve sözümüzün ardındayız." dedi.
´Kader kurbanlarına af çıkarılması için girişimler sürdürülecek´
Af çağrısının kapsamı ise MHP´nin seçim beyannamesinde şu ifadelerle yer aldı:
"PKK´lılar, FETÖ´cüler ve diğer teröristler ile çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri hariç olmak üzere, demir parmaklıkların gerisinde özgürlük düşü kuran, zindanda gün sayan, dama düşüp sevdiklerinin ve sevenlerinin hasretini çeken kader kurbanlarına af çıkarılması için girişimler sürdürülecektir."
Başbakan Binali Yıldırım´ın bu af çağrısı için değerlendirmesini soran gazetecilere verdiği "Teröristlere af bizim göndemimizde yok" yanıtının yeni dönemde geçerliliğini koruyup korumayacağı da izlenecek başlıklar arasında.
´OHAL´in biraz daha devam etmesi gerekir´
MHP´nin seçim beyannamesinde Olağanüstü Hal konusundaki yaklaşım, "FETÖ ile mücadelede kesin bir başarı sağlanana kadar OHAL´in devamı" ifadesi ile tarif ediliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise her ne kadar seçim beyannamesinde aksi bir ifade yer alsa da, OHAL´in seçim sonrası kaldırılacağı vaadini kampanya sürecinde dile getirdi.
MHP lideri Bahçeli ittifak ortağı Erdoğan´ın bu çıkışı ile ilgili olarak katıldığı bir canlı yayında "OHAL´in kaldırılmasını doğru bulmam" demişti:
"Cumhurbaşkanı böyle bir görüş ortaya koydu. Benim şahsi kanaatim FETÖ ve PKK terörünün kökü kazınmadan OHAL´in kaldırılmasını doğru bulmam. Ama OHAL´in uygulamalarında önemli yanlışlıklar varsa onları da giderebilecek tedbirleri almak gerekir. Ama FETÖ´nün ve PKK´nın bütün unsurları ile silinmeden OHAL´in kaldırılması talebi zaten HDP´den tutun bütün muhalefet partilerinin birinci temel amacı oldu."
Seçim sonrası parti adına bu konuda yapılan ilk değerlendirmede ise Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı, "Olağanüstü Hal´in devam etmesine gerek olduğunu" açıkladı. Kalaycı, gerekçe olarak da "FETÖ tehdidi ve Kandil´e yönelik operasyonu" gösterdi.
Darbe girişiminden 5 gün sonra ilan edilen OHAL, en son üç aylığına, 19 Temmuz´da sona erecek şekilde uzatılmıştı.
Suriyeli mülteciler
MHP´nin seçim beyannamesinde Türkiye´deki mültecilerle ilgili paragrafta ise "Suriyeli" ifadesi kullanılmadan "sığınmacıların süratle vatanlarına kavuşturulması" hedefi dile getiriliyor:
"Ülkemize yönelik toplu göçlerin kaynağında çözülmesi ve ülkemize kabul edilenlerin geldikleri ülkeye sınır olan alanlarda ikametlerinin sağlanması, sığınmacıların yurt içine dağılımlarının kayıtaltında ve belirlenen yerlere yapılması, yeme, içme, barınma ve giyinmelerinin sağlıklı şartlarda temin edilmesi, sığınmacılardan süratle vatanlarına kavuşturulmaları yönündeki politikalarımız aynen devam ettirilecektir."
MHP, yeni sistemin ´denetleme´ gücü için ne demişti?
Beyannamende Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin temel hatlarına ilişkin de bilgilendirme yer alıyor.
Bu bölümde ise yeni sistemdeki "denetleme" mekanizmalarına yapılan atıflar şunlar:
- Cumhurbaşkanına cezaî sorumluluk getirilerek suçlandırma mekanizması oluşturulmuştur. Böylelikle cumhurbaşkanı sadece "vatana ihanet" suçundan değil, her türlü eylem ve işlemlerinden sorumlu tutulacaktır.
- TBMM´nin aynı konuda bir kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümsüz hale gelecektir.
- Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri Anayasa Mahkemesi´nin denetimine tâbi olacaktır.
- TBMM, Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilen kanunu salt çoğunlukla (301) tekrar kabul ederse, Cumhurbaşkanı söz konusu kanunu onaylamak zorunda kalacaktır.
Üniversite sınavının kaldırılması
MHP´nin seçim beyannamesinde 27. Yasama Dönemine ilişkin yapılacak çalışmalar başlığında öne çıkan bazı maddeler şunlar:
- Asgari ücretten vergi alınmaması, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılması,
- Üniversite giriş sınavının kaldırılması,
- Malul sayılmayan gazilerin mağduriyetlerini giderecek düzenleme yapılması, ordu ve polis vazife malullerinin özlük haklarının iyileştirilmesi, gazilere, 3600 günde emekli olabilme hakkı verilmesi,
- Askerlik süresinin prim ödemeksizin emeklilik hizmetine sayılması,
Bunun yanında beyanname metninde, "yozlaşma ve yolsuzluklara karşı etik kuralları aktif bir şekilde gündelik hayatımıza sokacak gerekli yasal düzenlemelerin aciliyetine inanmaktayız." ifadesi de yer alıyor