2023’ÜN ŞAFAĞINDA İSLAMCILIK

Independent Türkçe’den gazeteci-muhabir Cihat Arpacık, geçtiğimiz hafta , “2023’ün Şafağında İslamcılık” başlığıyla 4 bölümlük bir söyleşi dizisi hazırladı

2023’ÜN ŞAFAĞINDA İSLAMCILIK

Independent Türkçe’den gazeteci-muhabir Cihat Arpacık, geçtiğimiz hafta , “2023’ün Şafağında İslamcılık” başlığıyla 4 bölümlük bir söyleşi dizisi hazırladı. Söyleşinin ilk bölümünde Arpacık’ın konuştuğu yazar Ahmet Taşgetiren, “Kadim ve kalıcı olarak İslam eksenli bakılabilirse sendromların aşılması mümkün olur” sözlerini sarfederken, ikinci bölümde sosyolog Ferhat Kentel, ikinci bölümde Ayasofya örneği üzerinden, İslamcılığın Kemalizmin sınırları içerisine hapsolduğunu dile getirdi.

Söyleşinin tamamını aşağıda aktarıyoruz…

1.BÖLÜM | AHMET TAŞGETİREN

Ahmet Taşgetiren, on yıllardan bu yana yazıyor…

2017’deki adresi, 2019’un son günü yayın hayatına son veren Star gazetesiydi. Birçok “İslamcı aydın ve yazar” gibi o da hükümetin bazı politikalarını eleştirmeye başlamıştı. Hükümeti destekleyen gazete yönetimi yazısını sansürleyince gazeteden istifa ettiğini duyurdu. Şimdi köşe yazılarını Karar gazetesinde sürdürüyor. Röportaj dizimizin ilk bölümünde, ”İslamcı Yazar” denilince akıllara ilk gelen isimlerden biri olan Ahmet Taşgetiren bulunuyor.

Taşgetiren, ‘İslamcılığın bir iddiası var mıydı, varsa nelerdi?’ sorusu üzerine bu konunun daha önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ”İslamcılık çöktü mü?” sorusu bağlamında da gündeme geldiğini hatırlatarak, ”Ben o gün Sayın Gül’ün sözlerini başka bir medya ortamına değerlendirirken, ‘Siyasal İslamcılık’la ilgili değerlendirmek lazım’ şerhini düşmüş ve devam etmiştim: Bu soru mevcut görünürlüklerden yola çıkarak ‘İslamcılığın ciddi bir zaaf geçirdiği’, hatta ‘çöktüğü’ değerlendirmelerinin ürünü olarak ortaya çıkıyor. Ama İslamcılığın ya da siyasal İslamcılığın çöktüğü iddiası kategorik olarak doğru değil. Çöküşler olaylar bazında değerlendirilmeli” dedi.

Bu soruda ”İslamcılığın zaten bir iddiası varmıydı ki…” gibi bir alt okuma hissettiğini söyleyen Taşgetiren, İslamcılık ve Siyasal İslamcılık üzerine bazı hatırlatmalar yapmak gerektiğini belirtiyor. 

“İslamcılık, Müslümanların mazlum olduğu zamanlarda İslam’ı yaşayabilme gayretinin adıdır”

Siyasal İslamcılığın, İslamcılığın bir alt kategorisi olduğunu söyleyen Taşgetiren, İslamcılığın daha kapsayıcı bir yaklaşım olduğuna vurgu yaparak ideolojiyi şu sözlerle tanımlıyor: Müslümanların güç kaybettiği, mazlum olduğu zamanlarda İslam’ı yaşayabilme gayretinin adı.

Siyasal İslamcılığın da bu mücadelenin siyasal alanda yürütülmesini ifade ettiğine değinen Taşgetiren, Siyasal İslamcılığın siyasal alanı İslam’ın yaşanmasını kolaylaştıracak bir zemine dönüştürmeye çalıştığını ifade ediyor:

”Müslüman için önemli olanın, dinini yaşayacak alana sahip olmaktır” diyen Taşgetiren, buradaki maksadın ”güç sahibi olmak” anlamına gelmediğini belirterek, ”Güce sahip olunca sınav verilemiyorsa, adına İslamcılık dense de gayeden uzaklaşılmış demektir” diyor.

“İslamcılar sınanıyor ama İslam orada duruyor”

İslamcıların dünyanın her yerinde, geçmişte ve bugün mazlumlukla, modernlikle, sistem dışı bırakılmakla, sistem içi iktidarla ve parayla sınandığını dile getiren Taşgetiren, ”Ama İslam orada duruyor. İslam’ı yeniden okuyanlar, içinden geçtiği zemini nasıl Müslümanca biçimlendirebileceğini düşünüyor” ifadelerini kullandı.

Sınananın sadece İslamcılık olmadığını dile getiren Taşgetiren, Libaralizm de, sosyalizmin de aynı sınamadan geçtiğine dikkati çekerek şimdiki sıkıntının ”iktidar perspektifinin” açlık psikolojisiyle her şeyi bürümesi olduğunu ifade ederek, “Kadim ve kalıcı olarak İslam eksenli bakılabilirse sendromların aşılması mümkün olur” şeklinde konuştu.

”Sivil İslami bakış korunmalı”

Türkiye Müslümanlarının bir ikilem yaşadığını söyleyen Taşgetiren. ”Devleti yönetiyorlar bu da devlet dilinin İslam dili gibi olarak algılanmasını beraberinde getiriyor. Devlete de dışardan bakan bir İslami duyarlılık İslam yaklaşımına daha uygun. Onun için ana duyarlılık sivil İslami bakışı korumak olmalı” dedi.

2.BÖLÜM | FERHAT KENTEL

Üzerinde mutabık kalınmış bir İslamcılık tanımı yok. Size göre İslamcılık nedir?

İslamcılığın daha karmaşık; sınıfsal ve kültürel bir bütünü de içine alan bir tarifi olduğunu düşünüyorum. İslami hareket, esas olarak İslami referanslarla konuşan bir hareket ama bir taraftan da toplumsal sınıfları içeren, adalet meselesine dokunan, kültürel olarak bir zamanlar merkeze karşı çevreyi taşımış olan hareketlerden biri. Kaynağında İslami bir düşünce var. 1960-1970’lere yayılan, küreselleşen ve alternatif ses taşıyan bir düşünce… Ama sadece ideolojik, entelektüel bir doktrine gönderme yapan bir hareket, değil sosyal sınıfların da kendilerini anlattıkları bir yol olduğunu düşünüyorum.

Devamı >>>