Siyasetle ilgili ‘mantıklı’ yorumlar ve yaklaşımlar yazmayı bırakanlar çok.
Haksız da değiller hani.
Gelişmeleri hangi gözle bakarak ele alacaklar, öyle değil mi.
İktidar cephesi gözüyle yazsanız, yarının ne getireceği bilinmiyor.
Muhalefet gözüyle yazsanız, aklınızda bir sürü soru geziniyor…
Tiye alıp mizah yapsanız…
Zor azizim zor.
Gerçekten zor.
Gündemde neler var diye arada haber kanallarına göz atıyorum.
Gece bir bakayım dedim.
Perinçek yine ekranlara dönmüş…
Sanıyorum bazı görüşmeler sonlandı ve mutabakata varıldı.
Erken seçim ve Abdullah Gül ilişkisine girmek istemiyorum. Çünkü bu konuda anlama ve sonuçlandırma sorunu yaşandığını düşünüyorum.
Erken seçim konusunda hala aynı fikirdeyim. Seçilme süresi ve sayısı açısından üzerinde çok konuşulan konu, erken seçim. Ama şartların ve gündemlerin belirsizliği, hareket etme alanını daraltıyor. Ben de bu durumu Yaratıcı’nın quantum kader örgüsü diyorum. Kimse net bir cevap veremiyor.
Aslında net cevap vermeye de gerek yok.
Neden mi?
Açıklayayım.
Net bir cevap verecek bir ortam yok. Siyasetle ilgilenenler, siyaset yapanlar, ortamı o kadar değişken hale getirdiler ki, artık Demirel’in dediği söz, tam da yerine oturdu: ‘Dün dündür, bugün bugündür’.
Net cevap vermek için ilkeli siyaset yapanlar olması gerek.
Siyaset yapanlar ilkeli olmaktan ziyade, ‘bu konjönktürde ne yaparsam en karlı olurum’ zihniyetindeler ve bu yüzden de ilkeli ve net-açık olmak pek akıllıca görünmüyor.
Hemen bir örnekle açıklayayım.
MHP’ye hayli yakın bir gazeteciyi dinledim. Dinlerken zorlanmadım değil, zorlandım. Neden zorlandığımı da açıklayacağım ama önce örneği vereyim, sizler de biraz düşünün bakalım.
Bu gazeteci gündemin önemli konusu olan (!) Meral Akşener ve Kahvaltı ile ilgili olarak şunları ifade etti:
‘MHP iktidarı yerden yere vurup eleştirdiği zamanlarda ABD Büyükelçisi ziyarete geldi. Konuşmalar yapıldı ve Bahçeli bu kişiye şunu dedi: Eleştiriyoruz ama siz eleştiremezsiniz, konu ülke içi meseledir’.
Güzel, doğru bir davranış.
Bu gazeteci sonrasında ekledi: ‘Siyaset biraz TUTARLILIK ister’.
Dikkat buyurun: TUTARLILIK…
Aynı gazeteci, ‘Demirtaş’ın MHP lideri ile kahvaltı isteği olursa ne cevap çıkar?’ sorusuna da şöyle cevap verdi: ‘O kadar sözler söylenmiş, karar merciimiz şuralar-buralar denmiş, böyle bir durum olabilir mi? Bu sözler, cümleler unutulur mu hiç….’
Sonra tekrar önemli cümleyi sarfetti: ‘Siyaset biraz TUTARLILIK ister’.
Daha fazla dayanamayıp, programı kapattım.
Yok yok söylenenlere dayanamama değil, gülmeye dayanamadım.
O kadar güldüm ki, günlük gülme limitimi de geçirmiş oldum.
İlahi bu insanlar…
Has Parti’yi hatırlar mısınız?
Halkın Sesi Partisi… Genel Başkanı Numan Kurtulmuş idi.
Ya da diğer bir parti daha vardı:
Demokrat Parti.
Genel Başkanı da Süleyman Soylu idi.
Bu iki genel başkan ne vaadlerde bulunmuşlardı?
Neler vaad ettiklerini internetten bulabilirsiniz.
Bir de, Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili dediklerini de hatırlayalım mı, ne dersiniz.
2014 yılı Meclis Grup Toplantısı.
Sayın Bahçeli diyor ki:
‘Türk milleti kral seçmeyecek, sultan atamayacak, emir tayin etmeyecek, özgürlük ve demokrasiye mütecaviz bakan bir diktatör muavinine koltuk ihdas etmeyecektir.
Peki ne yapacaktır?
Cumhuru temsil edecek, Cumhuriyetin anlam ve birikimlerine sadakatla bağlı kalacak, milli kimliğe saygı duyup benimseyecek, hakkında hiçbir şaibe olmayan tertemiz bir isme Cumhurbaşkanı olma şerefini verecektir.
Muhataplarına ilan ediyorum ki, önce özerkliğe arkasından Kuzey Kürdistan’a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz…
Türkiye’yi birbirine düşürmeye azmedenden, toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz…
Bebek katili ile müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz…
Vatanı bölme, milleti 36’ya ayırma hedefinde olandan Cumhurbaşkanı olmaz…
Twitter’i engelleyen, Youtube’u kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan Cumhurbaşkanı olmaz…
Hukuka saldırandan, Adalet’ten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz…
Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki paraları sıfırlarken, haysiyet ve inandırıcılığını da sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz…
İki yanlıştan bir doğru çıkmaz…
Tekeden süt sağılmaz…
Suda ateş yanmaz…
Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz….
Kökeni aidiyeti ne olursa olsun, ister AKP’li ister MHP’li isterse de CHP’li olsun. Her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir.
Ne var ki, Recep Tayyip Erdoğan olamaz…
Milletin terazisi bu sikleti çekmez…’
Bunları söylemişti Devlet Bahçeli.
O zamanlar…
Hiç yorum yapmadan aktarmak istedim.
Siyaset işte.
Siyaset biraz TUTARLILIK ister, çok doğru…
Ha bu arada, duydunuz mu?
Devlet Bahçeli 2023 seçimleri için adayını açıklamış.
Kim mi?
Recep Tayyip Erdoğan…
Sevgi ve Bilgiyle kalın