2018 yılını bitirdik ve yeni bir yıla girdik.
Geçen yılda yaşanan olaylar, kaybettiklerimiz? Vefatlar, acılar, kederler; olumlu gelişmeler, sevinçler ve tebessümler. Hayatın döngüsü böyle çünkü. Hem acıyı hem tatlıyı aynı anda yaşamak. Hem gülmek, hem ağlamak. Kaybettiklerimiz için rahmet diliyoruz.
2019´a bakarken de, istisnasız herkes aynı dilekleri düşünüyor ve zihninden geçiriyor. Daha güzel, daha huzurlu, daha mutlu ve sağlıklı bir yıl.
?Yıla nasıl girersen, öyle geçer´.
Acaba gerçekten öyle mi?
2019´a girilirken yaşananlar, yeni yılın da aynı geçeceğinin habercisi mi gerçekten?
Seçimler ve seçim tartışmalarını gene yaşayacağız. Belki de hızı ve şiddeti arttırılmış olacak.
Ak Parti de adayını açıkladığına göre mücadele kızışacak. İmamoğlu mu, Yıldırım mı?.
Yeni yıla girmeden başladı bile söz düelloları. Yıldırım sessiz olsa da, onun adına tartışma zemini oluşturanlar yeteri kadar var.
Demek ki, 2019 da da seçim sebebiyle çok gerginlik izleyeceğiz.
Toplumdaki kamplaşma ve karşılıklı anlayışsızlık 2018 yılında sıradanlaşan bir durumdu. Yeni yıla yaklaşılan günlerde yaşanan olaylara baktığımızda, 2019 yılında da aynı şekilde devam edeceğini kestirmek güç değil. Toplumda var olan bu gerginlik toplumsal bir sorun. Bu sorunu aşmanın yollarını arayanlar olduğu gibi, bunu sorun olarak görmeyen ve bu durumdan memnun olanlar da var. Acaba diyorum, bunun toplumsal bir sorun olduğunu daha nasıl anlatabiliriz? Yönetimde olanlar, yönetimde olanlara yakın olanlar ve Ak Partililer olaylara farklı bir pencereden bakamazlar mı?
Neden onların farklı bir pencereden bakmasını dile getiriyorum. Çünkü yönetimde olup, ülkeyi idare edenler onlar. Ülkeyi idare edenlerin daha hoşgörülü, daha kapsayıcı, daha affedici, daha kucaklayıcı olmaları gerekir.
Onlar bunun bilincinde olarak farklı davranmış olsalar, karşı tarafta olanlar da bu yeni duruma eşlik edecekler. Ama nedense olamıyor, olmuyor. Ya da olmaması için özel çaba sarfediliyor.
Yani 2019´da da kamplaşma ve gerginlik aynı şekilde devam edecek. Aynı şekilde devam etmeyebilir. Bu da seçimlerin sonucuna bağlı. Bakıp, göreceğiz.
2019´da da taciz, kadına şiddet ve kadın cinayetleri aynı mı olacak?
2018 yılında yaşadığımız olayları tekrar yaşamak istemiyoruz. Kadınların yaşadığı zorluklar, psikolojik ve fiziksel şiddet ve hatta cinayetler için daha başka ne atılımlar yapmalıyız? Yeni yıla girerken bu konunun üzerine daha fazla gitmek gerektiği kanaatindeyim.
2019´da da Din ve İslam hakkında bilgisizlik, cahillik ve ötekini şeytanlaştırma devam edecek mi?
2018 yılında bunun acı örneklerini yaşadık. Deizm tartışmalarından şirkle-küfrle ithama kadar birçok olay yaşadık. Din hakkında geniş kapsamlı bir çalıştayın olması gerektiğinitekrar tekrar vurgulamak gerekiyor diye düşünüyorum. Buna acilen ihtiyacımız var. Devletin de özellikle bu konu üzerine gitmesi gerekiyor.
2019´da da fetö olayı sebebiyle mağduriyetler devam edecek mi? Cezaevlerinde suçsuz olarak bekleyenler hala beklemeye devam edecekler mi?
Evet, kanayan bir yara. Suçsuz olsalar da suçlu gibi cezaevlerinde bulunanlar. Acaba 2019 yılı bu konuda bir çözüm yılı olacak mı?
2018 yılından daha farklı olarak yaşayacağımız olaylar da olacak.
Yılın son günlerinde, güneye doğru artan asker ve silah sevkiyatı bu konuda bize ipucu veriyor. Belki seçim gündeminden dolayı çok dikkat çekmiyor ama sınıra gönderilen askerler, komandolar ve silah yüklü tırlar. Urfa ve Mardin şehirlerindeki yoğunluk.
Malum ABD Suriye´den çıkma kararı alıp, bunu uygulamaya başlayınca, alanı Türkiye´ye bıraktı. Trump da attığı tweetle bunu tasdiklemişti. Buradaki boş alan birilerini çok sevindiriyor, ülkemizin yeni atılımlar içinde olmasından mutlu oluyorlar. Ancak güneyde başlayacak hareketlilik, ülkemizi farklı şartların içine sokabilir. Yaklaşan seçimler sebebiyle de sıcak çatışmaya olumlu bakanlar olacaktır. Ama bunun eksi ve artılarını iyi düşünmek ve hesaplamak gerek. Terör gruplarıyla savaşmak, başka bir ülkeyle savaşmak gibi değildir. Bu savaşın nasıllığı konusunda tecrübeye sahibiz desek bile, Suriye-Irak-İran üçgeninde bu tarz bir aktivite ülkemiz için, içinden çıkılmaz durumlar doğurabilir. 2019 yılında, geçen yıldan farklı olarak, çok daha fazla savaştan bahsedeceğiz gibi geliyor bana.
Sadece olumsuzluklardan bahsettiğimin farkındayım. Başta da ifade ettiğim gibi hayatta güzel şeyler de oluyor, olumsuzluklardan bahsetmek değil derdim, dikkatleri yaşanan negatifliklere çekerek, düzelmesi için toplumsal bir çalışmayı hedeflemek.
Bütün bunlara rağmen, bizler, 2019 yılında ısrarla ve inatla, bilgiyi temel almaya, sevgiyi göstermeye, ötekileştirmemeye, şeytanlaştırmamaya, empati yapmaya, bahaneler üretmemeye, ?İslam´ın ayakları yere basar yaşam modelleri alternatiflerinin oluşması gerek´ demeye, ?Hz. Muhammed bugün yaşasa nasıl bir hayat yaşardı´ sorusunu sormaya, din-dil-ırk ve hayat farklılıklarını sorun etmemeye, yelpazeyi açmak adına farklı pencereler oluşturmaya, ?tek doğru budur´ diyenlere ?bakın şu da var´ demeye devam edeceğiz.
Mavi kürenin bütün insanlarına 2019 yılında huzur, mutluluk, barış, sevgi, bilgi ve sağlık diliyorum.
Sevgi ve Bilgiyle kalın
