Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin´in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, 2019´un Afganistan´da barış sürecinde "belirleyici" olacağını söyledi.
Kabulov, AA´ya verdiği mülakatta, "Barış süreci hızla ilerliyor. Bu bize, Afganistan´da barışın gerçekten tesisi anlamında bu yıl güzel gelişme kaydedeceğimize dair ümit veriyor. Kolay olmayacak, inişler çıkışlar olacak. Bizim için sürecin istikrarlı bir şekilde, yenilmesi zor olacak yola girmesi önemli." ifadesini kullandı.
ABD´nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad´ın "ABD´nin uzun süren savaştan uygun çıkış konusunda mutabık kalınması için muazzam çaba gösterdiğine" işaret eden Kabulov, "Ancak söylemek kolay, yapmak zordur. Geri çekilme, Taliban hareketi tarafından dayatılan birçok koşul içeriyor. ABD tarafında da askerlerin kısa sürede çekilmesinin, bir boşluk, tehlike yaratacağı endişeleri mevcut. Öte yandan Afganistan´daki 14 bin ABD askeri çatışmıyor. Çatışan çoğu zaman onların hava kuvvetleri. Eğer bu 14 bin eve dönerse, durum önemli ölçüde değişecektir." dedi.
Zamir Kabulov, ABD´nin Sovyetler Birliği´nin Afganistan´dan çekilme deneyimi model alabileceği önerisinde bulunarak "Sovyetler´in Afganistan´dan çekilmesi gibi çok güzel bir tecrübe mevcut. Ayrılmalarının ardından Necibullah hükümeti 3 yıl daha dayandı, çünkü Sovyetler Birliği istikrarlı bir rejim, silahlı kuvvetler ve emniyet kurumları yaratmıştı. Hiç değilse az da olsa sınırlı ekonomik yardım sürseydi daha da direnebilirdi." değerlendirmesini yaptı.
Moskova yönetiminin, Washington ile Taliban arasındaki görüşmeleri desteklediğini belirterek taraflar arasında mutabakat olmadan Afganistan için doğru bir anlaşmaya varmanın çok zor olacağını vurgulayan Kabulov, mevcut Afgan hükümetini tanımayan Taliban´ın saygı duyduğu birinin iktidara gelmesi durumunda sorunun çözülebileceğini savundu.
Taliban´ın, kontrolündeki bölgelerde seçim yapılmasına izin verip vermeyeceği konusunda şüpheleri bulunduğunu belirten Kabulov, "Herkes bunu merak ediyor. Tercihen seçimlere katılmalarını istiyoruz." dedi.
Kabulov, Taliban´ın cumhurbaşkanlığı yarışına katılımının önündeki en büyük engelin, grubun Afgan anayasasında geçen bazı maddeleri reddetmesi olduğunu ifade ederek, "Bu anayasa uyarınca seçilen hükümeti tanımak istemeyeceklerdir. Ama sorun değil, bu sadece bir aşama. Sabırlı olmalı ve müzakere için bir şans vermeliyiz. Herhangi bir tavsiye, bir dostunki bile olsa baskı olarak algılanabilir. Bırakalım kendi liderlerini seçsinler." değerlendirmesinde bulundu.
Taliban´ın Afganistan´ın yaklaşık yüzde 70´ini kontrol ettiği gerçeğinin, Afganistan´da yüzyıllardır başkenti, en büyük idari merkezleri ve bölgeleri kontrol edenler, ülkeyi yönetenler için fazla bir şey ifade etmediğini belirten Kabulov, ülkenin Eski İçişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar´ın cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday olduğu görüşünü taşıdığını söyledi.
Kabulov, Atmar´ın Washington ile de iyi ilişkileri olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afganistan´da herkes onun, geniş siyasi desteğe sahip önde gelen bir siyasetçi olduğunu biliyor. İnkar edilemez bir avantaja sahip. Hem Hamid Karzai´nin hükümetinde hem de mevcut yönetimde üst pozisyonlarda yer aldı. Afgan standartlarına göre, Afganistan´ın sorunlarını ve onlarla nasıl başa çıkılacağını bilen zeki, üst düzey yönetici."
Kabulov, Rusya´nın, Taliban´ı "hem ülke hem de din için bir tehdit arz eden yabancılar tarafından ülkelerinin işgal edildiği yönündeki siyasi ve ideolojik görüşleri ve inançlarıyla, Afgan toplumunun bir parçası olarak gördüğünü" belirtti.
"(Taliban) Çok geniş yelpazede Afganları temsil ediyor, asıl desteklerini, İslam´ın öğretilerine ve yasalarına alışkın, dindar kırsal nüfustan alıyor." diyen Kabulov, Taliban´da egemen olan yönetim anlayışının hafızasının artık onlara karşı işlediğini, bununla birlikte "Taliban´ın bugün lider konumundaki neslinin, örgütün bir tekel gerektirmediğini çünkü bir tekel talep etme girişiminin iç savaşa geniş bir kapı araladığını anladığını ve açıkça ilan ettiğini" söyledi.
Kabulov aynı zamanda "ulusal uzlaşmanın desteklenmesine yardımcı olmayacak, diplomatik manevra alanını sınırlamak için Taliban´a uygulanan yaptırımların kaldırılmasının zamanının geldiğini" belirterek, Rusya´nın yaptırımları kaldırmaya yönelik olası bir hareketi desteklemeye hazır olduğunu, ancak ülkenin BM Güvenlik Konseyi´nde böyle bir girişime öncülük etmeyeceğini dile getirdi.
Rusya´nın birinci önceliğinin, "Afgan uzlaşmasına" olanak sağlamak olduğuna işaret eden Kabulov, barışın, Rusya ve müttefikleri için "bir emniyet garantisi" olduğu yorumunu yaptı.
Kabulov, Moskova´nın Afgan barışıyla ilgili daha fazla görüşmeye ev sahipliği yapacağını, ancak bu görüşmelerin "gösteri için değil etkili bir sonucu olacağı düşünüldüğünde" düzenleneceğini sözlerine ekledi.
Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani yönetimindeki hükümet için büyük tehdit unsuru Taliban örgütü, halen ülkenin birçok bölgesinde hakimiyetini koruyor.
Bazı bölgeleri Taliban´ın kontrolündeki ülke, ciddi güvenlik sorunuyla karşı karşıya bulunuyor.
Hükümetin geçen yıllarda defalarca Taliban ile barış görüşmelerine başlamak için çaba sarf etmesi ve bu kapsamda Barış Konseyi kurmasına rağmen henüz sonuca ulaşılamadı.
Eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai döneminde Afganistan yönetimi ile Taliban arasındaki temasların, Katar´ın başkenti Doha´da, Haziran 2013´te yapılması planlanıyordu ancak Taliban´ın ofise "Afganistan İslam Emirliği" tablosunu ve sözde bayrağını asması üzerine Afgan hükümeti müzakerelerden vazgeçmişti.
Ofis bir ay sonra kapanmış ve barış müzakereleri askıya alınmıştı.