Tarih: 22.06.2020 02:57

2019-20 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA GENEL BİR BAKIŞ (ANALİZ)

Facebook Twitter Linked-in

Doğru Haber Gazetesi'nden eğitimci yazar İbrahim Dağılma'nın "konuya dair" analizi...

Eğitim, insan hayatı boyunca devam eden bir süreci içerir. Bu süreç, aileden başlayarak okul ve sonrasında kültürel, sosyal boyutlarıyla tüm yaşamımızı kapsar ve etkiler.

Eğitim, hayatı daha güzel, doğru ve etkili yaşama sanatı olup kişi ve toplumun gelişmesi, tecrübe sahibi olması veya inanç, ahlak ve davranış yönüyle olgunlaşması amacı taşır.

Eğitim, niteliksel olarak düşünce ve davranış şekillerini değiştiren, geliştiren bir süreçtir. Bu süreç, sağlıklı, doğru ve etkili politikalar ve programlar ile güçlendirilmelidir.

Eğitim süreci, sağlıklı, doğru ve etkili politikalar ve programlar ile güçlendirilmezse birey ve toplum ‘uyumsuzluk, bilgisizlik, agresiflik, ahlaksızlık, yetersizlik ve şiddet’ gibi sıralanabilecek birçok olumsuz sonuçla karşı karşıya kalır.

Beşikten mezara kadar fıtri eğilimlerle örtüşen bir eğitim, asıl amacı ortaya çıkarır. Birey, toplum veya devletler olarak tüm insanlık için huzurlu ve nitelikli bir gelecek lazımdır. Böyle bir gelecek de iyi, doğru eğitilmiş ve inancı güçlü nesillerle bire bir ilişkilidir. İyi ve doğru eğitim, güçlü inanç doğru, bilimsel, yeterli ve verimli bir öğrenme ve öğretme ile başarıya ulaşır. Peygamberimiz aleyhi selam, hayırlı insan olma sırrını ‘öğreten, öğrenen, dinleyen ve destekleyen’ olarak izah etmiştir. Bu dört kategoriye dâhil olmayan bir birey veya grup toplum ve insanlık için büyük bir problemdir.

EĞİTİMDEKİ SIKINTILAR ve YAZBOZ OPERASYONLAR

Ülkemizde eğitimin politikası ve algısı sil baştan operasyonlarla yazboz tahtasına dönmüştür. Ülkemizde eğitimde yakın yarınlar adına sağlıklı bir gidiş ve süreç zor olsa da umut edilebilecek bir ihtimal olmalıdır. 2019-2020 Eğitim Öğretim yılına dair bir değerlendirme yaparken geçmiş yılları aratan pişmanlıklar yaşadık. Bizi pişman eden, üzen ve bize ‘vah!’ dedirten bazı hususları şöyle sıralayabiliriz:

...

 

         EĞİTİMDEKİ SORUNLAR ÇÖZÜLEBİLİR Mİ? NASIL?

Yukarıda bahsettiğimiz ve bahsedemediğimiz birçok problemin çözülmesi elzemdir. Bunun için eğitimle ilgili herkes sorumluluk duygusu taşımalı, inisiyatif almalı ve elini taşın altına atmalıdır. Bu noktada en çok MEB’deki ilgili koordinasyon birimleri çaba göstermelidir. Aşağıda sıralayacağımız soruların iyi anlaşılması, cevap ve uygulamalarının doğru yapılması problemleri tümüyle çözmese de minimize edecektir:

Meramın anlaşılması ve ‘Arife tarif gerekmez’ çerçevesinde sıraladığımız bu ve benzeri sorular daha da çoğaltılabilir.

Doğru, verimli, bilimsel ve yeterli öğrenme/öğretmenin yolu ‘iyi bir program, güçlü bir alt yapı; nicelik, nitelik ve fiziki yapı olarak yeterli kurumlar, donanımlı eğitimciler, duyarlı veliler, güvenilir ders materyalleri, sağlam bir sistem, hızla gelişen teknolojiye ayak uydurma, inancı ve ahlakı kuşanmış bireyler’le mümkündür.

 

YARINLARIMIZI EĞİTİM BELİRLEYECEKTİR

Okullaşma ile somutlaşan eğitim ve öğretim alanı ihmal, eksiklik ve günübirlik uygulamalar istemeyen önemli bir alandır. Bu alanın birey, toplum, insanlık ve yarınlar için en faydalı olabilecek şekilde kullanılması ve değerlendirilmesi kaçınılmaz bir realitedir. 

"Milenyum" denilen bir dönemden bahsediyoruz ve bu dönemi yaşıyoruz. Bu zamanın çocukları ve gençleri aynı zamanda bu dönemin çok açık örnekleridir. Duruşu, bakışı, algısı ve davranışıyla bu çocuklar ve gençler Z Kuşağı olarak isimlendirilen yepyeni bir nesli temsil ediyorlar. İnternet, sosyal medya, dijital veya cep telefonu nesli diye de isimlendirebileceğimiz bu kuşak için, tüm ileri teknoloji araçları, bireysel yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.

Teknolojik ve sanal imkânlara bağlı olarak bir hız ve karmaşa içerisinde koşan ve büyüyen bu nesil maalesef doğru davranış edinmeye, düzenli çalışmaya, büyüklerden rol model devşirmeye ve sağlıklı düşünmeye zaman ayıramıyor. Her türlü bilgiye telefon veya bilgisayarla anında ulaşabilen, o bilgiyi avucunun içinde gören bir nesil ister istemez kolayca sahiplenmek isteyen, tatminsiz ve sadakatsiz bir insan yapısının oluşmasına neden olduğu gibi bedeni ve ruhi bir tembellik, yalnızlık, agresiflik ve benmerkezcilik gibi kötü neticeler verecektir, vermektedir. Bu kadar kolay, rahat ve endişesiz bir yaşam beraberinde bol tüketme, çabuk ve çok para kazanma, borsa ve bahis oyunlarında ustalaşma gibi farklı problemler doğurur. Ter dökmeden çabucak ve kurnazca hayatı kazanma arayışı içinde olan bu nesli iyi, doğru ve sağlıklı eğitmek bizim, ilgili kurumların ve özellikle MEB’in boynunun borcudur. Bu sorumluluğu çekinmeden kuşanmak ve Hazret-i Ali’nin ‘Çocuklarınıza onların zamanı çerçevesinde muamele edin!’ düsturu çerçevesinde bu tehlikeleri savuşturmak gereklidir.

Okul, öğretmen, öğrenci, ders materyali ve ebeveyn… Eğitim ve öğretim sürecinin çınar yaprağı gibi beşi bir arada bir gerekliliktir. Okul, öğretmendeki ‘öğretme ve eğitme’ cevherini ‘bilim ve davranış’ dönütleri içinde öğrenci mücevherine dönüştürebilmelidir.

Geçen yılın eğitim ve öğretim süreci bu gerçekler ışığında yeniden gözden geçirilmeli ve sonraki yılların eğitim sistemleri de bu realiteye bağlı olarak yeniden planlanmalı ve programlanmalıdır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —