2018´in Milletvekilleri

Ali Ağcakulu

2018´in Milletvekilleri
Acısıyla, hüznüyle, ıstırabıyla, zulmüyle, kahrıyla, hukuksuzluğuyla, kanunsuzluğuyla, gözyaşlarıyla ve iniltileriyle bir yıl daha geride kaldı.

Künde künde üstüne yıkılışların yaşandığı, toplumun parça parça olduğu, mazlumun iniltilerinin ney gibi dinlendiği, mağdur kadınların, bebeklerin, çocukların ve ihtiyarların gözyaşlarından abdest alınan bir yıl oldu 2018.

Köşe başlarını tutan gulyabanilerin savunmasız insanları kaçırdığı, masumların da hapishaneleri doldurduğu, hastalara ilaç verilmediği, zindanlardan cenazelerin çıktığı, nehirlerin ve denizlerin çaresiz kadın ve çocukları yuttuğu bir yıl geride kaldı.

Kayıp evlatlarının cenazelerini araştıran yaşlı kadınların yerlerde sürüklendiği, kafa ve gözlerinin patladığı, masum köylülerin terörist denilerek eziyet ve işkenceye uğradığı, insanların ihmal kazalarında can verdiği bir yıl.

İşinden edilen insanların açlığa mahkûm edildiği, sanatçıların hedef haline getirildiği, gazetecilerin tutuklandığı, aydınların hapislere atıldığı, iş adamlarına gözdağı verildiği ve gazetelerin kapandığı bir yıl.

Ekonomik krizlerin yaşandığı, halkın bir gecede varlığının yarısını kaybettiği, bankaların meçhul kişilere düşük kurdan dolar sattığı, doların düşeceğinin haberini alan siyasete uzak durmayan tiplerin yüksek kurdan dolar bozduğu, yiğidin kuru soğana muhtaç olduğu, fakirin etin kokusunu unuttuğu, emekliliği hak edenlerin hakkının verilmediği, dünyanın en yüksek enflasyonlarından birine sahip olmanın başarı olarak gösterildiği bir yıl geride kaldı.

Her önüne gelenin birilerine racon kestiği, mafyanın aydınları ölümle tehdit ettiği, din adamlarının öldürme ve katliam fetvaları verdiği, ekranlardan insan öldürme planlarının yapıldığı, cinnet geçirenlerin çocuklarını ve eşlerini öldürdüğü, insanların intihar ettiği, talebelerin hocalarını öldürdüğü bir yıl geride kaldı.

Daha yazacak neler neler var da ama bu yazının istihap haddini aşar bunlar.

İşte memleketin karanlık karanlık üstüne bu kasvetli halinde mazlumların, mağdurların, muhtaçların, gariplerin, işsizlerin, fakirlerin, kadınların, çocukların ve ihtiyarların yanında duran ve onların yardımlarına koşan iki milletvekilimiz var. Gerçekten milletin vekili olma unvanını üzerlerinde taşımayı hak eden iki milletvekili.

Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sayın Sezgin Tanrıkulu.

Her ikisi de birbirinden değerli insanlar. Milletin derdi ile dertlenen, onların ıstıraplarını vicdanlarında duyan ve muhtaçların feryadına tercüman olan vekillerimiz onlar. Ben ikisinin de çalışmalarını ve gayretlerini yakından takip ediyorum. Sadece onların 2018 yılındaki çalışmalarını yazmaya kalkışsak birkaç cilt kitap yazmak gerektiğinin altını çizmem gerekiyor. Şair olsaydım onların gayretlerini tasvir etmek için bir şiir yazardım. Ama Mehmet Akif sanki onları anlatıyor şu şiirinde:

?Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; 
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
?
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! Diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma, severim mazlumu??

Sizce de numara ve drop tam oturmamış mı? Bence tam oturmuş. Demek aynı ruh halini paylaşan insanların davranışları da birbirine benziyor. Mehmet Akif´in ruh üçüzleri sanki vekillerimiz.

Muktezayı hale mutabık davrandıklarından ve oturdukları koltukların hakkını fazlası ile verdiklerinden dolayı vekillerimiz Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sayın Sezgin Tanrıkulu´nu 2018´in Milletvekilleri olarak ilan ediyorum.

Sizce de hak etmiyorlar mı?