2018 Parlamento Seçimleri ve IKBY’nin Geleceği

Goran, lideri Noşirvan Mustafa’nın ölümünden sonra önemli bir temsil sorunu ile karşılaşmıştır.

2018 Parlamento Seçimleri ve IKBY’nin Geleceği

Bilgay Duman'ın(*) "ko0nuya dair" analizi...

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) uzun süren tartışmaların ve bir yıllık ertelemenin ardından bölgesel parlamento seçimleri 30 Eylül 2018 tarihinde gerçekleşti- rilmiştir. IKBY’nin son 5 yıllık süreçte yaşadığı dinamikler, 2018 seçimleri ile birlikte etki ve sonuçlarını hissettirmiş görünmektedir. Zira geçen 5 senenin en önemli somut kar- şılığı, 2009 ve 2013 seçimlerinden farklı olarak IKBY başkanlık seçimlerinin parlamento seçimleri ile birlikte yapılmamasıdır. Zira IKBY’de referandum sonrası süreçte IKBY’deki başkanlık makamı kaldırılarak görevleri başbakanlık ve parlamentoya devredilmiştir. Öte yandan 2018 seçimlerine ilişkin en önemli değişikliklerden biri de seçime katılım oranıdır. Seçime katılım oranı IKBY’de gerçekleştirilen son parlamento seçimlerine göre yak- laşık yüzde 15 azalarak yüzde 58’de olmuştur. Bu oran 12 Mayıs 2018’de gerçekleştirilen Irak Parlamentosu seçimlerine IKBY’nin kontrolündeki vilayetlerden katılımın da altında kalmıştır. Bu anlamıyla Irak’taki Kürt halkının siyasi sürece ilişkin umudunu ve beklentisi kaybettiği görülmektedir. Zira seçim öncesi ve sonrasında yaşananların da IKBY’deki si- yasi sürecin durumunu ortaya koymuştur.

Irak Anayasası’nda parlamento seçimlerinin dört yılda bir düzenlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu doğrultuda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) de 111 san- dalyeli kendi parlamentosundaki seçimleri 4 yılda bir gerçekleştirmektedir. Bu nedenle IKBY parlamento seçimlerinin 2017 yılında gerçekleştirilmesi öngörülmesine rağmen IKBY’de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu sonrasında ertelenmiştir. Daha sonra IKBY Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu (KYSRK) seçimlerin 24 Ekim 2017’de gerçekleştirilmesi için seçim takvimini açıklamıştır. Ancak belirlenen takvim içerisinde siyasi partilerin aday göstermediği gerekçesiyle seçimler süresiz olarak ertelenmiştir. IKBY, seçimlerin ertelenmesinin temelinde siyasi problemler, güvenlik durumu, IŞİD tehdidi ve finansal zorlukları öne sürerek parlamentonun görev süresini uzatmıştır.

8 Mayıs 2018’de IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, parlamento seçimlerinin 30 Eylül 2018’de yapılabileceğini açıklamıştır. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) dışındaki siyasi grupların büyük bölümü, IKBY’nin seçimlere hazır olmadığı gerekçesi ile seçim- lerin ertelenmesi yönünde tavır almıştır. Seçimlerin ertelenmesini isteyen siyasi gruplar içerisindeki en önemli parti Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olmuştur. Buna rağmen KYB seçimler için hazırlıklarını yapmıştır. IKBY Parlamentosu’nda seçimlerin 30 Eylül 2018’de yapılması kararlaştırıldıktan sonra KYSRK seçim takvimini açıklamıştır. Seçim takvimine göre 11 Eylül’de başlayıp 30 Eylül 2018’de bitmesi öngörülen 20 günlük propaganda süresi ayrılmıştır.

Seçimlerin ertelenmesi beklentisine rağmen 28-29 Eylül 2018 tarihlerinde güvenlik güçlerinin oy kullanması amacıyla özel sandıklar kurulmuştur. 30 Eylül’de ise seçmenlerin katılımıyla genel seçimler düzenlenmiştir. Irak Parlamentosu seçimlerinden farklı olarak IKBY’nin tamamı bir seçim bölgesi olarak sayılmaktadır. Bu anlamıyla seçmenler hangi vilayette olursa olsun herhangi bir aday için oy kullanabilmiştir.
IKBY bağımsızlık referandumu, federal hükümetin “tartışmalı bölgelere” askeri müdahalesi sonrası ve 2018 Irak Parlamento Seçimleri sonucunda görülen düşük katılım oranının insanların siyasetten beklentilerini azalttığı söylenebilir. Bu durum 2013 ve 2018 IKBY Parlamento Seçimlerine ilişkin açıklanan katılım oranları göstermektedir.

Seçim merkezlerine güvenlik güçlerinin müdahale etmesi medyaya yansımıştır. Yine sosyal medyaya yansıyan fotoğraf ve video görüntülerine göre oy verme işlemi devam ederken sandık görevlileri ve parti temsilcilerinin güvenlik güçleri tarafından darp edildiği görülmüştür. Ayrıca sahte kimlik hazırlayan kişilerin onlarca farklı kimlikle çekilmiş fotoğrafları sosyal medya hesaplarından servis edilmiştir.

Kullanılan oy sayıları aşağıdaki tabloda belirtildiği üzere açıklanmıştır. Ancak vilayet bazlı olarak açıklanan katılım oranları sandıkların kapandığı zaman yapılan açıklamaya göre yüzde 10’a yakın arttırılmıştır. Bunun üzerine siyasi partiler seçimlerde sahte kimlik kullanılarak hile yapıldığını dile getirmiştir. Goran ve Yeni Nesil Hareketi, KYSRK’nın seçim hilelerini telafi etmemesi halinde seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Ayrıca seçimlere hile karıştığı varsayımı üzerinden partilerin aldığı oyların halk desteğini göstermeyeceğini söylemek mümkündür.

2018 IKBY Parlamento Seçimlerinin sonuçları 20 Ekim 2018’de KYSRK tarafından resmen açıklanmıştır. Aşağıda partilerin kazandıkları sandalye sayılarını gösteren tablolar bulunmaktadır.

 IKBY’nin son 5 yıllık süreçte yaşadığı dinamikler, 2018 seçimleri ile birlikte etki ve sonuçlarını hissettirmiş görünmektedir. Zira geçen 5 senenin en önemli somut karşılığı, 2009 ve 2013 seçimlerinden farklı olarak IKBY başkanlık seçimlerinin parlamento seçimleri ile birlikte yapılmamasıdır. Zira IKBY’de referandum sonrası süreçte IKBY’deki başkanlık makamı kaldırılarak görevleri başbakanlık ve parla- mentoya devredilmiştir. Öte yandan seçimlere katılım oranında da önemli bir de- ğişiklik olmuştur. Seçimlere katılım oranları Erbil’de yüzde 58, Duhok’ta yüzde 61, Süleymaniye’de yüzde 51 olarak gerçekleşmiştir. Böylece 12 Mayıs 2018’de yapılan Irak parlamento seçimleriyle birlikte IKBY’de düşen seçimlere katılım oranı düşüş istikrarını sürdürmüştür. Ancak bu rakamlar sahte ve usulsüz oy kullanımları    da hesaba katılarak dikkate alınmalıdır. Nitekim seçimlerden hemen sonra hemen hemen bütün partiler, diğer partileri hile yapmakla suçlamıştır. Hatta Yeni Nesil ve Goran, KYSRK’nın seçim sonuçlarındaki hileli durumu  düzeltmemesi  halinde  se- çim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini açıklamıştır. Ancak bu durum daha önceki seçimlerden çok da farklı değildir. KDP dışında KYB ve  İslamcı  partilerin de  büyük bir itirazı olmamıştır. Bu nedenle seçim sonrası siyasi süreç tartışmalı da olsa KDP tarafından hükümet kurma süreci başlatılmış ve bu doğrultuda 6 Kasım 2018 tarihinde IKBY Parlamentosu seçim sonrası ilk toplantısını gerçekleştirmiştir. İlk toplantıda seçilen milletvekilleri yemin etmiştir.

Buradan hareketle veriler analiz edildiğinde, KDP’nin önemli bir başarıyı ya- kaladığı ve 2013 seçimlerindeki oy oranı ve sandalye sayısını artırdığı görülmek- tedir. Bu durum KDP’nin parti tabanı ve teşkilatını harekete geçirmesi ve kon- solide etmesiyle de ilgilidir. Nitekim son 5 yılda yaşanan bütün krizlere rağmen KDP bir şekilde etki alanını korumaktadır. Bu sonuçlar bunun göstergesidir. Daha önceki seçimlerde elde ettiği 38 sandalye, KDP’ye parlamentoda rahat bir hare- ket alanı sağlamamış, başka grupların güçlü desteğine ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Ancak 2018 Seçimlerindeki sonuçlar KDP’nin parlamentoda tek başına büyük bir güç elde etmesine imkan vermiştir. Zira parlamentoda çoğunluğu sağlamak için 56 milletvekiline ihtiyaç bulunmaktadır. KDP’nin sayısı 11 olan kota sandalyelerinden 8 ya da 9’nun kendine yakın parti, grup ve kişilerden seçilmesini sağladığı bilin- mektedir. Özellikle güvenlik güçlerinin oy verdiği özel oylama sırasında neredeyse kota sandalyelerine ilişkin tablo ortaya çıkmış ve KDP kontrolündeki peşmerge ve asayiş güçlerinden aktardığı oylarla kota sandalyelerinin kime gideceğini büyük oranda belirlemiştir. Kota sandalyelerinin desteği de KDP’nin sandalye sayısına ek- lendiğinde parlamentoda büyük bir grubun desteğine ihtiyaç olmaksızın hareket imkanı sağlamaktadır. Bu durum KDP’yi IKBY siyasetinde en büyük güç haline getirmiş görünmektedir.

Bölgenin diğer önemli aktörü KYB ise mevcut sonuçlara göre yeniden ikinci parti konumuna yükselmiştir. 2013 seçimlerinde Goran’a kaptırdığı ikinciliği, 2018 seçimlerinde bütün iç çalkantıları ve problemlerine rağmen geri almış durumda- dır. Bu geri dönüşün en büyük sebeplerinden biri Goran’ın etki kapasitesini yi- tirmesi ve Berham Salih’in yeniden partiye katılması olarak gösterilebilir. Ancak
 
KYB’nin KDP’nin neredeyse yarısı kadar oy almış olması da dikkate alınmalıdır. Diğer taraftan her şeye rağmen elinde bulundurduğu ekonomik güç, askeri yapı ve Süleymaniye ile çevresindeki idari gücü düşünüldüğünde KYB’nin etki alanının aldığı oy potansiyelinden daha büyük olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Özellikle Bağdat ile ilişkilerinin iyi olması ve Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözümü ya da yapılacak anlaşmalarda kolaylaştırıcı rol oynayabileceği düşünüldü- ğünde KYB’nin IKBY siyasetindeki varlığının göz ardı edilemeyeceğini söylemek mümkündür.  Bu  anlamıyla  KYB’nin  KDP  ile  birlikte  IKBY’nin  iki  yürütücü  gü- cünden biri olmaya devam edecektir . Bu nedenle KYB’yi iktidar hesaplarının bir parçası olarak düşünmek gerekmektedir. 2013 seçimlerinden sonraki tecrübe de dikkate alındığında, KYB yeniden iktidarın dışında kalmak istemeyecektir. KYB partideki iç çöküşünü de iktidar olarak dengelemek isteyebilir.

Ancak KYB’nin de içerisinde bulunduğu Süleymaniye tabanlı Kürt siyasi hareketinde önemli bir hareketlilik görünmektedir. Goran, lideri Noşirvan Mustafa’nın ölümünden sonra önemli bir temsil sorunu ile karşılaşmıştır. Mustafa’nın ardından partinin liderliğini üstlenen Ömer Seyid Ali’nin parti teşkilatı ve bölge siyaseti üzerinde etkisiz kalması Goran’ın hamle gücünü zayıflatmıştır. Bu nedenle KYB ile aynı seçmen tabanını paylaşan Goran’ın bir kısım oylarının KYB’ye geçtiği görülmektedir. Öte yandan referandum sürecinde bulduğu destekle siyasi bir harekete dönüşen Şahsuvar Abdulvahid önderliğindeki Yeni Nesil Hareketi’nin de etkisi çabuk geçmiş gibi görünmektedir. Nitekim Yeni Nesil Hareketi’nin 12 Mayıs 2018’de gerçekleştirilen Irak Parlamentosu seçimlerinde aldığı oy oranına göre IKBY parlamento seçimlerinde aldığı oyda ciddi bir düşüş vardır. Bu durum KYB’nin oylarındaki artışın temel nedenlerinden biri olarak gösterilebilir. Ancak hem Goran hem de Yeni Nesil Hareketi’nin sadece güvenlik güçlerinin oy kullandığı özel oylamada dahi 15 binin üzerinde oy almış olması oldukça önemlidir. Zira güvenlik güçlerinin kontrolü fiilen KDP ve KYB’nin elindedir. Ancak Goran içerisinde artık KYB’ye gitmeyecek kemik bir yapı oluşmuş durumdadır. Goran’ın gücünün zayıflaması, teşkilat olarak da zayıflamasına yol açabilir. Bu durumda Goran’dan KYB’ye kay- mayacak olan muhalif tabanının Yeni Nesil Hareketi’ne geçme olasılığı oldukça yüksektir. Ayrıca Yeni Nesil Hareketi’nin 12 Mayıs 2018 parlamento seçimlerinde Erbil’den aldığı oy da (48 bin civarında) düşünüldüğünde, Yeni Nesil Hareketi’nin sadece Süleymaniye bölgesi için değil, Erbil’deki muhalif yapının da adresi olabilir.

Diğer taraftan İslamcı partilerin oylarında da bir düşüş söz konusudur. Bu ha- liyle İslamcı partiler, 2013’ten sonra oluşan parlamentodaki sandalye sayısına ula- şamamıştır. Bunun en büyük sebeplerinden biri KDP ve KYB’ye alternatif olarak görünen bu partilerin, bu rolü iyi oynayamamış olmasıdır. Ayrıca muhalefet parti- leri olarak görünen İslamcı partilerin, genel olarak IKBY’deki muhalif hareketlerin başarısızlığından da etkilendiğini söylemek yerinde olacaktır. Diğer taraftan her ne kadar muhafazakar bir tabana sahip olsa da IKBY’deki gelişme ve modernleşmenin de giderek İslamcı partilere olan ilgiyi azalttığı görülmektedir. Bununla birlikte İslamcı partilerin birleşme çabasının olumsuz sonuçlanması da bu partilere oy veren halkın inancını yitirmesine sebep olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte üç siyasi parti ile temsil edilen İslamcı kanadın kendi içindeki yarışta da Müslüman Kardeşler ekolünün temsilcilisi olarak bilinen Kürdistan İslami Birliği ile Kürdistan İslami Hareketi’nin oluşturduğu İslaha Doğru Koalisyonu’nun, daha muhafazakar ve radikal bir İslami görüşe sahip Kürdistan İslami Cemaati’nin ge- risinde kalmış olması dikkat çekici olmuştur. Bu anlamıyla IKBY’deki İslamcı ta- banın daha tutucu bir pozisyon alarak, IKBY’deki en büyük İslamcı parti olarak bilinen Kürdistan İslami Birliği’nin aksine, söylem ve teşkilat olarak katı yapısını koruyan Kürdistan İslami Cemaati’nin arkasında durduğu görülmektedir.

Bu tablo içerisinde, seçim öncesi dinamikler de hesaba katıldığında, daha önce- ki dönemden farklı olarak IKBY’de geniş tabanlı bir koalisyon hükümetinin ortaya çıkmayacağını söylemek mümkündür. Nitekim KDP’nin bu oy oranı ile küçük bir partiyi yanına alarak koalisyon hükümeti kurması çok kolaydır. Ancak KDP’nin KYB’yi dışarıda bırakmak isteyip istemeyeceği ya da KYB’nin iktidar dışında kal- mayı tercih edip etmeyeceği de önemli bir belirleyici olacaktır. Irak Cumhurbaşkanlığı seçiminde KDP ve KYB çok güçlü bir biçimde karşı karşıya gelmiştir. Ta- labani ailesinin liderliğindeki KYB, Berham Salih’i Bağdat’a göndererek, güçlü bir lider figürünü elimine etti ve böylece parti teşkilatındaki kontrolü arttırmıştır. Irak merkezi politikasının Berham Salih’i, yani KYB’nin adayını tercih etmesi, KDP açısından Bağdat’la ilişkilerde önemli bir faktördür. Bu nedenle KDP’nin IKBY yö- netimi olarak Süleymaniye’de de etkisini sağlaması ve Bağdat’la ilişkiler açısından KYB’yi tamamen devreden çıkarması zor görünmektedir.

Ancak KDP’nin hükümet kurma sürecinde KYB ile tek başına kalmak isteme- yeceğini de söylemek mümkündür. KYB, KDP’den daha az oy almış olsa da hem Süleymaniye’deki varlığı hem de Bağdat’taki etkisi nedeniyle siyasal olarak güçlü pozisyondadır. KDP, bir hareket alanı sağlayabilmek ve KYB’yi hükümet içerisinde dengeleyebilmek için başka bir partiyi koalisyona dahil etmek isteyebilir. Ancak 2013’ten sonraki geniş tabanlı hükümetin kurulması zor görünmektedir. Nitekim bu geniş tabanlı hükümetin yürütülmesindeki zorluklar geçen süreç içerisinde KDP’nin ciddi derece canını sıkmıştır. Buradan hareketle KDP’nin KYB ile birlikte bir küçük partiyi daha yanına alarak bir hükümet kurması en olası senaryolardan biri olarak görünmektedir. Bu konuda Goran’ın ön plana çıktığını söylemek yerinde olacaktır. 2015’te Mesut Barzani’nin başkanlık süresi ile ilgili krizden sonra yaşananlara rağmen (Goran üyesi Parlamento Başkanı Yusuf Muhammed Sadık’ın Erbil’e alınmaması ve Goran üyesi bakanların görevlerinden azledilmesi meseleleri gibi) hem 2013’teki seçimlerden sonra KDP’nin ilk anlaştığı parti olması hem de KYB’yi Süleymaniye’de dengeleyebilecek ve sınırlayabilecek halen en etkili organi- zasyon konumunda bulunması, KDP’nin Goran’ı hükümette dengeleyici güç ola- rak dikkate almasına neden olmaktadır. Nitekim hükümet kurma çalışmaları için KDP’den Süleymaniye’ye giden heyetin sadece KYB ve Goran ile bir araya gelmiştir. Öte yandan Neçirvan Barzani’nin IKBY Başkanlığı, Mesrur Barzani’nin Başbakanlık için aday olduğu açıklanmıştır. Neçirvan Barzani ve Mesrur Barzani arasında
 
Mesut Barzani sonrası liderlik için gizli bir mücadele olduğu bilinmektedir. Mesut Barzani, KDP lideri olarak parti içerisinde bir çekişmeye şimdilik izin vermeyecek olsa bile, hem Mesrur hem de Neçirvan Barzani’nin IKBY içerisinde yetkili bir görev alması, IKBY içerisinde ikilik yaratabilir. Her ne kadar IKBY Başkanı’nın görev ve yetkilerinin büyük bölümü Başbakan’a devredilmiş olsa da temsil makamı olma- sı nedeniyle pozisyon olarak gücünü korumaktadır. Özellikle  IKBY dış politikası ve diğer ülkelerle ilişkiler düşünüldüğünde, Mesrur Barzani ve Neçirvan Barzani arasındaki çekişmenin yansımaları ortaya çıkabilir. Bununla birlikte Mevcut siyasi yapıyla KDP’nin KYB olmadan tek başına küçük bir parti ile hükümet kurması, referandum sonrası moral ve siyasal olarak çöküş içerisinde olan IKBY’deki idari ve siyasi ayrışmayı daha da körükleyebilir. Bu durumda KDP kendi bindiği dalı da kesmiş olacaktır. Bu nedenle KDP’nin kriz kontrolü sağlayabileceği ve hükümeti yürütebileceği bir denge kurmaya çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

(*)Bilgay Duman kimdir?

1983’te Ankara’da doğdu. 2011 yılı itibariyle Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Programında eğitimini sürdürüyor.
Özellikle Irak konusunda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Başta Irak olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında sıklıkla saha çalışmaları yapıyor. Irak ve Afganistan seçimlerinde uluslararası gözlemcilik görevleri yürüttü. ORSAM’da Irak Çalışmaları Koordinatörü olarak görev yapmaktadır.

Kaynak: Bilimevi Dış Politika Dergisi sayı: 7