Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

1924 Anayasası Revizyonları: Betimsel Analiz (1)

Bilmez Hocadan Tarih Tersleri

1924 Anayasası Revizyonları: Betimsel Analiz (1)

1924 Anayasası'nda yapılan revizyonları incelediğimizde gördüğümüz şudur: 1928-37 döneminde yapılan değişikliklerle, 1924 Anayasasının toplam 15 maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu maddeler de sonrasında değiştiği için, değişiklik sayısı daha fazladır.

Geçen haftaki Tarih Tersleri’nde 1924 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) revizyonlarını makro düzeyde incelemiştim. Bu hafta ise (değerlendirmesini ve tartışmasını sonraya bırakarak) tüm değişiklikleri anayasa maddeleri sırasına ve her maddede yapılan değişikliği kronolojik sırasına göre özetleyerek, revizyonları betimsel (deskriptif) düzeyde incelemeye çalışacağım. Günümüz okuyucusunun metni anlayabilmesi için, maddelerin aldığı son halini, 1945 yılında 4695 sayılı kanunla yapılan revizyon sonucu ortaya çıkan Türkçeleştirilmiş metinden aktaracağım.

Ancak bundan önce, revizyon maddelerinin bir bütünlük içinde görülebilmesi için geçen haftaki yazının sonunda verdiğim “1924 Anayasası Revizyonları Detaylı Tablosu”nu burada da vermenin yararlı olacağını düşünüyorum:

img-202410279-195019272.jpeg

En başta şunu belirtmek isterim: 1928-37 döneminde yapılan yedi revizyon sonucunda, 105 maddeden ve altı fasıldan (bölümden) oluşan 1924 Anayasasının toplam 15 maddesinde değişiklik yapılmıştır: 2., 10., 11., 16., 26., 38., 44., 47., 48., 49., 50., 61., 74., 75. ve 95. Maddeler. Bu maddelerden bazılarında birkaç kez değişiklik yapıldığı için elbette toplam değişiklik sayısı daha fazladır. Ayrıca her fasıldan değişiklik yapılmış maddeler bulunmaktadır.

*****

Fasıllar üzerinden gittiğimizde şunları görmekteyiz: Anayasanın “Ahkam-ı esasiye” (Esas Hükümler) başlıklı “Birinci Fasıl”ında 1-8 arasında yer alan maddelerden sadece 2. maddede değişiklik yapılmış olduğunu görürüz.

9-30 arasında yer alan maddelerden oluşan Vazife-i teşriiye (Yasama Görevi) başlıklı ikinci bölümde ise toplam dört maddenin (10., 11., 16. ve 26. maddeler) değiştiğini görmekteyiz.

31-52 arasında yer alan maddelerden oluşan Vazife-i icraiye (Yürütme Görevi) başlıklı üçüncü bölümde toplam altı madde (38, 44., 47., 48., 49. ve 50. maddeler) değiştirilmiştir.

Kuvve-i kazaiye (Yargı Erki) başlıklı dördüncü bölümde yer alan 53-67 arasında yer alan maddelerden ise, sadece “Divan-ı âli” (Yüce Divan) başlığını taşıyan alt bölümdeki 61. maddede değişiklik yapılmıştır.

68-88 arasında yer alan maddelerden oluşan Türklerin Hukuk-u Ammesi (Türklerin Kamu Hakları) başlıklı beşinci bölümde ise 74. ve 75. maddeler değiştirilmiştir.

Nihayet, Mevadd-ı müteferrika (Türlü Maddeler) başlıklı altıncı ve sonuncu bölümde yer alan 89-105 arası maddelerden ise, sadece “Divan-ı âli” (Yüce Divan) başlığını taşıyan alt bölümdeki 95. Maddede değişiklik yapıldığını görmekteyiz.

*****

Anayasa maddelerinin sırasına göre bakacak olursak, öncelikle 2. Maddedeki değişiklikleri görmekteyiz: Özgün hali “Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir; makarrı [başkaneti] Ankara şehridir” şeklinde olan madde, 10 Nisan 1928 tarihli ve 1222 sayılı kanunla yapılan birinci revizyonda “Türkiye Devletinin resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir” olarak değiştirilmiş, yani “Dini İslâmdır” ibaresi çıkarılmıştır.

Daha sonra, 5 Şubat 1937 tarihli 3115 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonunda bu madde son şeklini almıştır:

“Türkiye Devleti, Cümhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir.” (Türkiye Devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâyik ve devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara'dır.)

Sadece bir kez, 5 Aralık 1934 tarihli ve 2599 sayılı kanunla değişime uğrayan 10. Maddenin özgün hali “On sekiz yaşını ikmal eden her erkek Türk mebusan intihabına iştirak etmek hakkını haizdir” şeklindeyken, revizyon sonucunda şu şekli almıştır:

“Yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk mebus seçmek hakkını haizdir.” (Milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türkün hakkıdır.)

İlk hali “Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk, mebus intihap edilmek salâhiyetini haizdir” şeklindeki 11. Madde ise 5 Aralık 1934 tarihli ve 2599 sayılı kanunla şu şekilde değiştirilmiştir:

“Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk mebus seçilebilir.” (Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir.)

10 Nisan 1928 tarihli ve 1222 sayılı kanunla değiştirilen milletvekili yeminiyle ilgili 16. Maddenin ilk hali şu şekildedir:

“Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: ‘Vatan ve Milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ kaydü şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma vallahi’”.

Laiklik anlayışı doğrultusunda yapılan değişiklik sonucunda, yeminde “vallahi” sözcüğü çıkarılmış ve onun yerine “namusum üzerine söz veririm” ibaresi getirilmiştir:

“Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: ‘Vatan ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ kaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm’” (Namusum üzerine söz veririm ki: Vatanın ve milletin mutluluğuna, esenliğine, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine aykırı bir amaç gütmiyeceğim ve Cumhuriyet esaslarına bağlılıktan ayrılmıyacağım.)

Diğerlerine göre daha uzun olduğu için özgün halini veremediğim 26. Maddede, 10 Nisan 1928 tarihinde ve 1222 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucunda, maddenin aldığı hal şudur:

“Büyük Millet Meclisi kavaninin vaz'ı tadili, tefsiri, fesih ve ilgası, devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harb ilânı, muvazenei umumiyei maliye ve Devletin umum hesabı katî kanunlarının tetkik ve tasdikı, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü mutazammın mukavelât ve imtiyazatın tasdik ve feshi, umumi ve hususi af ilânı, cezaların tahfif ve tahvili, tahkikat ve mücazatı kanuniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup katiyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifa eder.” (Kanun koymak, kanunlarda değişiklik yapmak, kanunları yorumlamak, kanunları kaldırmak, Devletlerle sözleşme, andlaşma ve barış yapmak, harb ilân etmek, Devletin bütçe ve kesinhesap kanunlarını incelemek ve onamak, para basmak, tekelli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve imtiyazları onamak ve bozmak, genel ve özel af ilân etmek, cezaları hafifletmek ve değiştirmek, kanun soruşturmalarını ve kanun cezalarını ertelemek, mahkemelerden çıkıp kesinleşen ölüm cezası hükümlerini yerine getirmek gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar.)

Burada yapılan değişiklik, maddenin ilk halinde bulunan “ahkâmı şer'iyenin tenfizi” (şeri hükümlerin yerine getirilmesi) ibaresinin laiklik ilkesi doğrultusunda çıkarılmasından ibarettir.

Yeni seçilen Cumhurbaşkanının Mecliste yapacağı yemin metnini düzenleyen 38. Madde ise 10 Nisan 1928 ve 1222 sayılı kanunla yapılan revizyonla değiştirilmiş ve (milletvekili yemininde olduğu gibi) yemin metninin sonunda bulunan “vallahi” ibaresi yerine “namusum üzerine söz veririm” ibaresi konulmuştur:

“Reisicumhur intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu suretle yemin eder:“Reisicumhur sıfatiyle Cumhuriyetin, kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk Devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle meni, Türkiye'nin şanı şerefini vikaye ve ilâye ve deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrı nefs etmekten ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm.” (Namusum üzerine söz veririm ki: Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet kanunlarını, milletin egemenlik esaslarını sayacağım; Ve bunları müdafaa edeceğim; Türk milletinin mutluluğuna bütün bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım; Türk Devletine yönelecek her tehlikeyi en son şiddetle önliyeceğim; Türkiye'nin şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isterlerini yerine getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmıyacağım.)

*****

1924 Anayasında yapılan revizyonların betimsel analizine, revizyonlardan etkilenen diğer dokuz madde (44., 47., 48., 49., 50., 61., 74., 75. ve 95. maddeler) ile gelecek hafta devam edeceğim.

Bülent Bilmez kimdir?

Lisans eğitimini ODTÜ Ekonomi bölümünde, doktorasını Berlin Humboldt Üniversitesi’nde tamamlayan Prof. Dr. Bülent Bilmez, 2005 yılından beri İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. 30 yıla yakın hocalık sürecinde, daha önce Almanya’da (Berlin Freie Universitaet), Arnavutluk’ta (Elbasan Alexander Xhuvani Üniversitesi), Kosova’da (Prishtina Üniversitesi Yaz Okulları) ve Türkiye’de değişik üniversitelerde dersler verdi. Bir dönem Tarih Vakfı Başkanı olarak görev yapan Bilmez’in araştırma ve ders konuları şunlar: Modernleşme/(az)gelişme, emperyalizm ve küreselleşme teorileri; son dönem Osmanlı modernleşme süreci ve bu bağlamda modern kolektif kimlik inşa süreçleri ve modern Balkan (özellikle Arnavut/luk) tarihi ile Türkiye Cumhuriyeti tarihi; Türkiye’de azınlıklar ve bu bağlamda sözlü tarih, kolektif bellek ve geçmişle yüzleşme.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER