Sokak çocuklarının peşinde olanların, onlardan menfaat elde etme amacı güdenlerin organ mafyası, dilenci mafyası, kumar ve gayrı meşru eğlence mafyası olduğunu biliyorduk ama bu insanların üzerinden şirket kurup dolandırıcılık yapanların bu kadar çoğaldığından haberimiz yoktu.
Dolandırıcılar şimdi de sokak çocuklarına musallat olmuş. Onları cüzi bir miktar para ile kandırıp, TC kimlikleri üzerinden şirket açıp, piyasalardan mal, bankalardan kredi çekip kayboluyorlar.
**
Medyanın yeni yeni hizmetlerini tanımaya başladığı İstanbul Eyüp Balat’taki Hz Kaab Camii'nin imamı Emin Kır Hoca aradı geçenlerde.
Kar, kış, soğuklar araya girince epeydir görüşememiştik.
En son cami bahçesinde açtığı rehabilitasyon merkezini sordum, anlatmaya başladı.
Her akşam bir etkinlik varmış.
Bazı akşamlar gönüllü katılımcılar tarafından musiki gecesi düzenleniyor bazı akşamlar gönüllü akademisyen uzmanlar tarafından tarih sohbetleri yapılıyormuş. Bazı akşamlar da gönüllü psikologlar gençlerle yüz yüze görüşüp sorunlarına çözüm arıyorlarmış.
**
İsteyen herkesin katılabildiği bu rehabilitasyon merkezinde şimdi de gönüllü avukatlar sokakta yaşayan insanlara haklarını anlatıyorlarmış.
“İnsanca yaşama hakları zaten gasp edilmiş veya akli melekesini kaybetmiş insanlara haklarını anlatsan ne olur” deyince “Öyle deme Yaşar abi” dedi Emin Hoca.
Sokakta yaşayanların tek tehlikesi can güvenliği ya da açlık veya barınma değil.
Yasadışı yollarla para kazanma amaçlı kullanılan ve kullanılmaya çalışılan bir sürü insan yaşıyor İstanbul’un köprü altlarında, parklarında, terk edilmiş binalarında, cadde ve sokaklarında.
İstanbul’da sokaklarda yaşayanların yüzde 90’ının kimliği çalınmış, en yüzde 60’ının kimliğiyle suç işlenmiş ve bunlarda polisin GBT sorgulamasında ortaya çıkmış.
Kimlikleriyle her türlü
suçun işlendiğini öğrenen bu gençler de umutsuzluktan kendilerini bırakıyorlar ve her türlü suçu işlemeye müsait ve meyilli oluyorlar.
Önceki yıllarda Hz Kaab Camisi'ne sığınan gençlerden birinin başına böyle bir şey gelmiş.
İş ortaklığı ve şirket kurma vaadiyle kandırılan iki genç, İstanbul’dan Balıkesir Gönen’e götürülüp üzerine şirket açılıp kredi çekmek için imza yetkisi alınmış.
Gençlerden biri erken farkına varıp polisi uyarınca adamlar kaçmışlar
Bu gencin hukuki sorunlarına yardımcı olduktan sonra evlendirip memleketine göndermişler.
**
Bu tür dolandırıcılığın yeni mağdurlarından birinin yolu da çorba içmek ve yatacak güvenilir yer arama esnasında Hz Kaab Camisi'ne düşmüş.
Anlattığına göre sokaklarda yaşayan genç delikanlının yanına birileri bir gece vakti gelmişler, “Sana her ay bin lira vereceğiz ama karşılığında bize kimliğini vereceksin” demişler.
Genç de kimliğini vermiş bin lirayı almış.
Adamlar gitmişler.
Gidiş o gidiş.
Sonrası şöyle; Polisler gece sokakta kimlik kontrolü yaparken öğrenmişler gencin kimliğiyle piyasaya 18 milyon borç takıldığını.
Şimdi bankalar, şirketler herkes 35 yaşlarındaki bu gencin peşinde. Polis her gün ifadesini alıyor ve bırakıyor.
Geçimini de sokaklarda kâğıt toplayarak sağlıyor.
“18 milyon borcu düşüne düşüne çocuk kafayı yemiş.” diyor hoca.
“Bu kadar borç kimsede kafa bırakmaz normaldir hocam” dedim.
Kimlikleri ile suç işlenen ve bay bayan iş imkânı arayan ve böyle suçlara alet edilmeden hayata tutunmak isteyen gençlere yardımcı olmak isteyen vicdan sahibi hukukçu ve şirket sahipleri için Emin Kır Hoca'nın cep telefonu numarasını buraya yazıyorum; Cep tel: 0532 657 5066.
**
Eyüp’te sahilde geçenlerde yaprak yerken buldukları bir genci de getirmişler camiye.
Caminin yatakhanesinde barınan genç doktor muayenesinden sonra verilen ilaçlarla kendine gelmeye başlamış.
Şimdilik anne ve babasının öldüğünü ve evli ve çocuklu olduğunu öğrenmişler. Akli melekesini nasıl kaybettiği
henüz bilinmiyor.
Medyada sokaklardan camiye sığınan yerli Nikola Tesla olarak haberlere konu olan elektrik teknisyeni arkadaşla başka bir arkadaşa bir iş insanı destek olmuş, sigortaya toplu para ödeyerek ikisini de emekli etmişler.
Emin Kır Hoca yine caminin girişine yerleştirdiği pano ile iş arayanlarla işçi arayanları buluşturmaya devam ediyor.
**
Sokakta yaşayan gençlere caminin bahçesinde çorbayla başlayan dokunuş bugün aynı mekânda yatakhane, banyo, bahçede sera üretimi ve rehabilitasyon merkezi olarak büyüdü.
Bir kişinin hayatına dokunulduğunda nasıl değişebileceğini Emin Kır Hoca'nın sayesinde bir kez daha anladık.