13. 09. 2018 Perşembe
Dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor. Gizli kalacağı sanılanlar, bir bakmışsınız, hiç beklemediğiniz bir zaman diliminde ete-kemiğe bürünmüş biçimde karşınıza çıkıveriyor.
İngiliz BBC yayın kuruluşunun Türkçe internet sitesi dün 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında ABD´nin Ankara´daki büyükelçiliğinin üzerinde ?çok gizli´, ?gizli´ gibi ibareler bulunan yazışmalarını yayınlamaya başladı.
Bilinenler yanında daha önce duyulmamış bazı bilgileri de ihtiva ediyor yayınlanan belgeler?
Amerika´nın Ankara´daki büyükelçisi James Spainaskeri müdahale üzerine sıcağı sıcağına şunu yazmış:
?Mevcut askeri liderlerin tamamını iyi tanıyoruz ve özellikle de NATO üyeliği başta olmak üzere Türkiye´nin güvenlik ya da dış politikasında değişim yaşanacağı yönünde bir endişe taşımamıza da gerek yok. / Buradaki esas mesele, bu çıkarları etkin ve hızlı bir şekilde yeniden tesis edilen demokratik ortamda da korumak olacak. Ancak bunun olmayacağına inanmak için de herhangi bir neden bulunmuyor.´´
Okur okumaz üzerindeki ?gizlilik´ yeni kaldırılan belgedeki bu cümlelerle daha önce karşılaştığım aklıma geldi.
Hiç vakit kaybetmeden James Spain´in ?In Those Days: A Diplomat Remembers´ (O Günler: Bir Diplomat Hatırlıyor) adıyla 1998´de yayınladığı anılarına müracaat ettim. Doğruymuş; Spain o giriş cümlesini anılarına taşımış:
´´12 Eylül sabahı, Genelkurmay başkanı Gen. Kenan Evren´in liderliğinde ordu kansız bir darbeyle yönetime el koydu. O sabah büyükelçilik Washington´a iki ilkemizi vurgulayan bir telgraf gönderdi. ABD´nin ilk önem verdiği konu yeni hükümetin ittifaka yaklaşımı olmalıydı; bu konuda endişeye mahal yoktu. İkinci önemli konu da özellikle tersten diplomatik bir dille ifade edilen mümkün olan en kısa zamanda ve tam anlamıyla temsili bir hükümete geçilmesini geciktirecek veya engelleyecek herhangi bir davranışta bulunulmamasıydı.´´
Washington öyle davrandı zaten.
ABD´yi başka ülkelerde temsil eden diplomatlar o ülkenin yönetici kadrolarıyla başbaşayken nasıl bir tavır takınır, hangi üslupla konuşurlar, bunu hep merak etmişimdir.
Alın size kitaptan bu merakı hafif tertip de olsa giderecek bir örnek:
´´İki ilke konusunda kesin kararlı olduğum için Gen. Evren´i ziyarete gittim. Pek de diplomatik olmayan bir dille kendisine ?Ülkeyi demokrasiye yeniden döndürecek misiniz, bunu bilmem gerekiyor´ dedim. Kenan Paşa bana soğuk bir ifadeyle baktı: ?Evet, etrafı temizler temizlemez. Atatürk bize ne dediyse onu yapıyoruz. Daha önce de iki kez demokrasiyi yeniden inşa ettik. Amerika´nın bu soruyu yöneltmesi beni rahatsız ediyor.´´
Kocatepe gemisi nasıl battı?
James Spain, Türkiye´nin bir başka hassas döneminde, 1970´lerde, Ankara´daki ABD büyükelçiliğinde kıdemsiz bir diplomat olarak bulunmuş. 1980´de büyükelçi olarak geldiğinde pek çok kişiyi o dönemden tanıyormuş zaten.
´´Onunla 48 saat süreyle bayağı tedirgin temasım olmuştu´´ diyor Spain.
Neymiş tedirginliğin sebebi? Okuyalım:
??Türk hava kuvvetleri iki muhribin Kıbrıs´a doğru ilerlediğini fark etmişti. Bunların Yunanistan´ın Türkiye´nin Kıbrıs´a müdahalesini işlevsiz bırakma hamlesi olduğu kanaatiyle, Hasan Bey, ?Geri çekilmelerini sağla, aksi halde savaşırız´ diyordu. Atina´daki büyükelçiliğimizle sürekli iletişim halindeydim ve onların Yunan muhribi olmadığına kanaat getirdim. Hasan Ben inanmadı. Başka ne olabilirdi ki? Gemilerin Kıbrıs sahasına girdiği haritada gözlemlendiği sırada makam odasındaydım. ?Çok geç, onları batırıyoruz´ dedi. Saatler sonra onların Türk gemileri olduğu ortaya çıktı.´´
Batan Kocatepe muhribiydi.
Kıbrıs harekatı sırasında yanlışlıkla kendi savaş gemimizi batırdığımızı bizler uzun yıllar sonra öğrenecektik. Oysa Spain 1998´de çıkan anılarında ne yaşandığını yazmış işte.
İlk yayımlanan belgede ´´İyi tanıyoruz´´ dediği dönemin askeri liderleriyle ilgili hoş anektodlar da var anılarda.
Darbenin ardından ABD savunma bakanlığı Türkiye´ye bir heyet göndermek istemiş. Evrenile paslaşarak o ziyaretin gerçekleşmemesini sağlamışlar. Sebep? Ziyaretin darbede Amerikan parmağı olduğunu düşündüreceği endişesi?
Başbakanla çat kapı görüşmeler
Henüz süresini doldurmamışken ülkemizden ayrılması gerektiğinde veda için devlet başkanı Evren´e uğradığında, darbenin lideri, kendisine şunu söylemiş: ??Ülkenin senin gibi dilimizi bilen, insanlarını tanıyan birini neden bunlardan mahrum biriyle değiştirmek istediğini anlamakta zorlanıyorum. Askerler kendilerine söyleneni yapmakla mükellef oldukları gibi diplomatlar da aynı durumda.´´
Hükümetin başına İstanbul´dan Amiral Bülent Ulusu´yu getirmişlerdi darbeci askerler. ABD büyükelçisi onunla ailece görüşmeye başlamış. ??Hayatımda sadece Türkiye´de bir başbakanla ofisinden daha fazla evinde görüştüm´´ diyor James Spain.
Bir başka anekdotu daha aktarayım da bu bahis kapanmış olsun:
´´1980 baharında, lider konumundaki başka bir paşa (Spain o paşanın adını vermiyor) evinde bizim için hoş bir ?güle güle partisi´ verdi. Dışişleri bakanlığı yabancı birine resmi bir uğurlama yapılmasına iyi gözle bakmadığı için başka büyükelçilere de aynısını yapmak zorunda kalmak istemediğini bana fısıldadı ve benden davetli listesi istedi. Türkler yanında özel dostum olan bazı diplomatların da adlarını verdim.
Partide küçük bir ülkenin büyükelçisi tam dışarı çıkarken beni durdurup şunları söyledi: ´´Teşekkürler. Senin gidişin olmasaydı, uzun bir süre Ankara´da kalmış olsam bile bu evi görmem asla mümkün olamazdı.´´
Spain de ona, ??Amerikan büyükelçiliğine borçlu hale geldin, bunu unutma´´ demiş?
BBC´nin yayımlayacağı diğer belgelerde bakalım neler olacak?
Kaynak: http://fehmikoru.com