11. KALKINMA PLANI YARIN TANITILACAK

Türkiye´nin gelecek 5 yılda uygulamaya koyacağı ekonomik ve sosyal politikalara rehber oluşturacak ve hazirana kadar tamamlanması hedeflenen 11. Kalkınma Planı´nın tanıtımı yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın da katılacağı programla yapılacak.

11. KALKINMA PLANI YARIN TANITILACAK

Türkiye´nin 2019-2023 döneminde uygulamaya koyacağı ekonomik ve sosyal politikaları içeren 11. Kalkınma Planı´nın tanıtımı, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın da katılacağı programla yapılacak. 

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1963´ten itibaren 10 kalkınma planı hazırlanırken, istikrarlı büyüme, enflasyonla mücadele, vatandaşların refah seviyesinin yükseltilmesi ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması, bu planların değişmez hedefleri olarak dikkati çekti.

Türkiye´nin 1. Kalkınma Planı 1963-1967 dönemini kapsarken, söz konusu plan 1962´de Resmi Gazete´de yayımlandı.

2. Dünya Savaşı ve 1960 askeri müdahalesinin ekonomi üzerinde etkili olduğu bir dönemde hazırlanan planda, kalkınma için gerekli bilim adamı ve teknik elemanların yetiştirilmesi, istihdam sorunlarının çözülmesi, gelir grupları ve bölgeler arasında sosyal adalet dengesinin sağlanması temel hedefler olarak belirlendi.

Türkiye´de kişi başına geliri hızla ve devamlı olarak artırmayı hedefleyen ve 1968-1972 dönemini kapsayan 2. Kalkınma Planı´nda ise vatandaşlara iş imkanı sağlamak, kalkınmanın
nimet ve külfetlerinin fırsat eşitliğine, sosyal adalet ilkesine göre paylaşılarak iktisadi ve sosyal düzende olumlu bir gelişme elde etmek amaçlandı.

1973-1977 dönemini kapsayan 3. Kalkınma Planı´na ise özellikle tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş hedefi damgasını vurdu. Sanayileşme, halkın refah seviyesinin artması için bir şart olarak ifade edildi.

1979-1983 dönemini kapsayan 4. Kalkınma Planı´nda Cumhuriyet´in ilk yıllarından beri yürütülen gelişme atılımlarının başarıya ulaştırılması ve sürdürülmesi temel hedef olarak belirlendi. Söz konusu plan, hızlı bir sanayileşme ve buna kaynak sağlayacak kurumsal düzenlemelerle dış satımda önemli atılımları içermesine karşın 1970´lerin sonunda yaşanan toplumsal olaylar ve ardından gelen 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi, planın uygulanmasını önemli ölçüde güçleştirdi.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yayımlanan ilk plan olma özelliği taşıyan ve 1985-1989 dönemini kapsayan 5. Kalkınma Planı´nda ise ihracat artışının teşvik edilmesine, sanayi üretiminin payının milli savunma gerekleri gözetilerek artırılmasına özel vurgu yapıldı. İstihdamın artırılarak genç kesimde işsizliğinin azaltılması, planın dikkat çekici hedefleri arasında yer alıyordu.

1990-1994 dönemini kapsayan 6. Kalkınma Planı, gelir dağılımını iyileştirmek, işsizliği, bölgesel ve yöresel gelişmişlik farklarını azaltmak gibi önemli hedefleri içermesine karşın Türkiye, siyasetteki dalgalanmanın beraberinde getirdiği ekonomik istikrarsızlık ve 1994 ekonomik kriziyle karşı karşıya kaldı.

Türkiye´nin orta ve uzun vadeli ekonomik, sosyal ve kültürel politika uygulamalarının genel ilkelerini ve önceliklerini belirleme, ekonominin piyasa mekanizması çerçevesinde öngörülen muhtemel gelişme istikametlerini tahmin etme amacıyla hazırlanan ve 1996-2000 dönemi kapsayan 7. Kalkınma Planı döneminde başta enflasyon olmak üzere ekonomide ciddi bozulma görüldü. Türkiye, 1998 ve 1999 yıllarında iki ekonomik kriz yaşadı.

2001-2005 dönemini kapsayan 8. Kalkınma Planı´nda ise öncekilerden farklı olarak enflasyonun kalıcı biçimde tek haneli düzeye indirilmesi, kurumsal ve yapısal reformların zamanında gerçekleştirilmesi gibi hedefler dikkati çekti. Türkiye´nin AB´ye üyelik hedefi yönünde adımlar atılması ve vatandaşların yaşam düzeyinin artırılması planın ön plana çıkan başlıkları arasında yer aldı.

"İnsan odaklı plan" anlayışına geçiş"

Son yıllarda kalkınma planları hazırlanırken, toplumun farklı kesimlerinin de katkısı alındı. Bu çerçevede hazırlanan ve 2007-2013 dönemini kapsayan 9. Kalkınma Planı´nda ekonomik, sosyal ve kültürel alanlara bütüncül yaklaşım, toplumsal diyalog ve katılımcılığın güçlendirilmesi, insan odaklı bir gelişme ve yönetim anlayışı ile kamusal hizmet sunumunda şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık esas alındı.

Ayrıca, devletin ticari mal ve hizmet üretiminden çekilerek politika oluşturma, düzenleme ve denetleme işlevlerinin güçlendirilmesiyle uygulamanın vatandaşa en yakın birimlerce yapılması söz konusu planın temel ilkeleri olarak belirlendi.

Türkiye´nin son dönemde ekonomik büyüme, ihracat ve enflasyon gibi alanlarda elde ettiği kazanımlar kalkınma planı hedeflerinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Bu anlayışla hazırlanan ve 2014-2018 dönemini içeren 10. Kalkınma Planı´nda, Cumhuriyet´in 100. yılı olan 2023´te gayrisafi yurt içi hasılanın 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseltilmesi ve ihracatın 500 milyar dolara çıkarılması, işsizlik oranının yüzde 5´e düşürülmesi, enflasyon oranlarının kalıcı biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesi gibi hedefler yer aldı.

Yeni kalkınma planının özellikleri

Haziran ayına kadar tamamlanması planlanan 11. Kalkınma Planı da vatandaşlardan sivil toplum kuruluşlarına, kamudan özel kesim temsilcilerine kadar toplumun önemli bir bölümünün katkı vermesi açısından önem taşıyor.

Türkiye´nin 2023 hedefleriyle aynı döneme denk gelen planın, kalkınmanın ana unsuru olarak görülen insan sermayesinin dönüşümü ve gelişimine yönelik eğitim ve istihdam politikalarını içermesi planlanıyor.

Ayrıca Ar-Ge altyapısının güçlendirilmesi, sanayi ve tarım üretiminde teknolojik dönüşüm, verimlilik artışları, ihracata yönelik üretim çeşitlemesi, gelecek dönemde büyüme stratejisinin temelini oluşturacak plan ilkeleri arasında yer alıyor.

2019-2023 döneminde uygulamaya konulacak ekonomik ve sosyal politikaları içerecek 11. Kalkınma Planı´nın tanıtımı yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım´ın da katılacağı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi´ndeki programla yapılacak.