Tarih: 19.09.2018 10:50

?Teavenü? Emri Ve Kooperatifler

Facebook Twitter Linked-in

19 09. 2018 Çarşamba

Kur´an ?TEAVENÛ? emri ile teavün şirketinin kurulmasını emrediyor; karşılıklı yardımlaşma anlamındadır. Bugün Araplar kooperatiflere şirket-i teavün diyorlar. Kelime olarak topluluk içinde herkes herkesle yardımlaşacaktır demektir. Ben kooperatif ortağı Hasan´a yardım ettiğim zaman Hasan´a yardım etmiş olmuyorum, kooperatif ortaklığına, dolayısıyla insanlığa, dolayısıyla âlemlerin rabbi olan Allah´a ibadet etmiş oluyorum. Bir belge alıyorum. Ben Hasan´dan değil ortaklıktan belge alıyorum. Hasan da bana değil ortaklığa borçlu oluyor. Sonra ben Ahmet´i çalıştırdığım zaman ortaklıktan alacağımı alıyorum. O da Cemal´e çalıştığı zaman ortaklığa borcunu ödemiş oluyor. Bu manayı ben vermiyorum, Arapçadaki tefaül babı veriyor, Kur´an böyle emrediyor.

Ben Hasan´a bir belge veriyorum. Altında imzam var. Kendi adıma değil, topluluk adına veriyorum. O belge ile toplulukta herhangi birisinden alacağını alabilir. Böylece piyasada dolaşan ?emek karşılığı? ortakların çıkardığı ?belge? geçerli oluyor. Bu belgeyi alan kişi Semt Kooperatifi kasasına gidiyor, bunu veriyor ve semt senedini alıyor.

Ne kadar semt senedi alacağı çalışanın çalıştığı saat ve o kişinin derecesi ile bellidir. Kişi semt kasasına gidiyor ve semt senedi ile değiştiriyor. Sonra bununla semt içinde başka birinin ürettiği malı alıyor. İsterse bunu bucakta tüccara veriyor. Bucak tüccarı diğer semtlerden bununla mal alıyor. Tüccar bunu il senedi ile değiştirip o ilin bütün ilçelerinde istediği malları alıyor. İl tüccarları bunu ülke senedi ile değiştiriyor. Ülke içinde istediği bölgeden mal alabiliyor. İsterse bunu insanlık senedi ile değiştiriyor ve tüm insanlıktan mal alabiliyor. Sonra da bunları aynı şekilde satıyor.

O halde ?Semt Kooperatifleri? kurulduğu zaman bir kişinin emeği karşılığı belgeler çıkacaktır. Bu belgeler kademe kademe tüm dünyada geçerli olacaktır. Bugün mevzuatla bu senetler geçerli olduğu için kooperatifler kendi paralarını çıkarmış olacaklardır. Piyasada dolaşan devletlerin paraları da geçerli olacaktır. Semt Kooperatiflerine ortak olmayanlar o paraları kullanacaklardır. Tüccarlar devletlerin parası ile satacaklar ve o gün günlük olarak piyasadan mal alacaklardır. Böylece genel piyasa dengesi bozulmayacaktır.

Şimdi yine Kur´an´a dayanarak bir kural ortaya koyuyoruz. Piyasada faizli para vardır. Bu paranın karşılığı tanımlanmalıdır. Piyasada geçerlidir ama belirsizdir. Krizler bunun için doğmaktadır. İslam şeriatında bir akdin sahih olması için satılan şeyin miktarı ve vasfı belli olmalıdır. Karşılığı olan semenin yani paranın da belli olması gerekir.

Şimdi şu soru sorulabilir; TL veya Dolar ile yapılan akitler geçerli midir?

Peşin ödemelerde geçerlidir. Çünkü bugün o para ile alacağım altın bellidir, dolayısıyla semen sadece günlük olarak maldır. Ama borçlanma geçerli değildir. Çünkü yarın o paranın ne kadar altın alacağı belli değildir. O halde günlük ödemeler Türk Lirası ile yapılacak, borçlanmalar altın değeri ile yapılacaktır.

Semt Kooperatiflerinin merkez kooperatifleri vardır. Bizde bu kooperatif Akevler İstanbul Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi´dir. Bu kooperatif altının günlük TL değerini ilan ediyor. Demek ki Kur´an´a inanan kimseler bu değerleri esas alıp alışveriş yapacaklar ve borçlanacaklardır. Ödemeleri Türk Lirası ile yapacaklar ama borçlanmaları altın değeri üzerinden olacaktır ve hesaplar ona göre tutulacaktır.

Altın değerleri tespit edilirken piyasa fiyatları esas alınacak ama o günkü fiyatlar değil, bir ilin ortalama fiyatları alınacaktır. Kısa zamanda Sermaye bu altın fiyatlarıyla oynamalar yapar ama uzun zaman oynayamaz. Bundan korkmamak gerekir. Bunun için altın senetleri üç yıl vadeli olacak. Akevler´in altın değerlerini kabul eder, TL alır ve verir. Altın isterlerse üç sene beklerler. Bu altın hesabı yapanların hile yapmasını önler.

Biz düzeni makrodan değiştirmiyoruz. Semt Kooperatiflerini kuruyoruz. Mevcut mevzuata ve Kur´an´a uyuyoruz. Kur´an´a aykırı mevzuat olursa ona da uyuyoruz. O zaman ruhsat kısmına geçiyor ve zaruretler mahzuratı mubah kılar ilkesini uyguluyoruz.

Hayrettin Karaman ve Arif Ersoy ile olan ihtilafımız buradadır. Onlar zaruret olmadığı ve yasalar izin verdiği halde, halk onu yapıyor diye haramları helal kılıyorlar. Eğer Semt Kooperatiflerinde çözülemeyen bir uygulama varsa ruhsat fetvasını verebilirsiniz. Bunun günahı mevzuatı değiştirmeyen Ak Parti´nin olur.

Ama mevcut mevzuatla çözüm oluşuyorsa, bunu mubah kılmanın sorumlusu Karaman ve Ersoy´dur.
Biz Ak Parti´den ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan´dan hiçbir şey istemiyoruz. Biz Ak Partililerden ve Erdoğan´dan sadece 5000 TL verip Akevler Ar-Ge Ortaklığına ortak olmalarını istiyoruz. Bu kooperatifin sizden bu kadar alacağı vardır. Alacağımızı istiyoruz. Ortak olmazsanız ahirette rabbimize diyeceğiz ki; Ak Parti´den alacağımız vardı ama vermediler, bundan dolayı yapamadık; onlara ne yapacağını sen bilirsin ister sorarsın ister mağfiret edersin. Hz. İsa´nın söyleyeceğini söyleyeceğiz.

 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —