Tarih: 14.07.2018 08:32

Brexit, hayaller ve Trump

Facebook Twitter Linked-in

İngiltere gündemini takip eden gazeteci Işın Eliçin, İngiltere´de geçen hafta yaşanan üst düzey istifaları ve ABD Başkanı Trump ile İngiltere Başbakanı May arasındaki görüşmeyi değerlendirdi.

Büyük Britanya ya da daha yaygın adıyla İngiltere, Avrupa Birliği´nden (AB) ayrılık sürecinde (Brexit) son düzlüğe girmiş bulunuyor: 45 yıllık üyeliği -son dakikada uzatma kararı alınmazsa- 29 Mart 2019 gecesi sona erecek. Ama İngiltere için Brexit´ten sonrası hâlâ meçhul. Zaman dar, çözüm bekleyen sorun çok: AB ile gelecekte nasıl bir ilişki yürütülecek, sonbahara kadar müzakere edilmesi gerek ve AB´den çıkmanın Brexit yanlılarının iddia ettiği gibi İngiltere´yi daha müreffeh bir ülke haline getirmeyeceği gerçeğinden de artık kaçış yok.

Brexitçiler, İngiltere´nin Gümrük Birliği´nden çıkınca dünya ile daha kârlı ticaret yapabileceğini savunuyor. Oysa Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman ?Ticaret cephesinde işlerin daha iyi olma şansı sıfır? diyor.

Gerçi Brexit Bakanı David Davis ile Dışişleri Bakanı Boris Johnson tam da kaçmak için kabineden istifa ettiler. Gerekçeleri Başbakan Theresa May´in AB ile Brexit sonrası kurulacak ilişkiler için öngördüğü yol haritasını ?AB´ye resti çekip kural dayatmadığı, aksine AB´nin kurallarına tâbî olmaya devam ettiği için- beğenmemeleriydi. Davis, perşembe günü kamuoyuyla da paylaşılan yol haritasının İngiltere´yi zayıflatacağını savunurken, Johnson şöhretine uygun sansasyonel üslubuyla daha da ileri gidip ülkesinin ?Avrupa Birliği´nin sömürgesi? haline geleceğini iddia etti; ?Brexit hayali ölüyor? diye veryansın etti.

Davis de Johnson da iktidardaki muhafazakâr partinin, 2016´daki referendum öncesi kamuoyuna yaldızlı Brexit hayalini satan ayrılıkçı kanadından: Kâh ?Türkiye AB üyesi olunca 80 milyon Müslüman göçmen ülkeyi basacak? diye korkutarak kâh ?Britanya´yı yeniden büyük yapalım? sloganıyla eski emperyal güce kavuşma illizyonu yaratarak Brexit´e dair beklentileri yükselttiler.

Trump, The Sun´daki mülakatında Theresa May´in açıkladığı yol haritasına darbeyi vurdu. Bu haliyle planın ABD ile İngiltere arasında planlanan serbest ticaret anlaşmasının sonunu getirebileceğini söyledi.

Parti içinde May´in altını oymakla meşgul Brexitçiler İngiltere´nin Tek Pazar ve Gümrük Birliği´nden çıkıp, Avrupa Adalet Divanı´nın da pençesinden kurtularak tam bağımsız olunca, başta ABD dünyanın geri kalanıyla çok daha kârlı ticaret yapabileceğini savunuyor. Oysa örneğin Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman´a göre, kazın ayağı öyle değil; ?Ticaret cephesinde işlerin daha iyi olma şansı sıfır? diyor. İngiltere hükümetinin hazırlattığı ve şubat ayında medyaya sızan gizli bir rapora göre de, AB´den ayrılık anlaşma olmadan sert bir şekilde olursa ekonomik kayıp oranı yüzde 8´i bulacak. Krugman geçen haftaki yazısında da tek tek anlatmış, neden Brexitçilerinki ?hayal? ve Theresa May neden AB´nin kurallarına tâbî olmaya razı.

Yol haritasına göre hükümet AB ile Tek Pazar´ın olmazsa olmaz şartları olarak sayılan dört temel özgürlükten, sadece mallar ve sermayenin serbest dolaşımına açık olacak bir serbest ticaret bölgesi kurmak istiyor. Hizmetlerin serbest dolaşımı için ?İngiltere´nin kendi yolunu çizmesine fırsat tanınmalı? deniyor, ?nitelikli göçmenler hariç? kişilerin serbest dolaşımının ise sonlanması isteniyor. İngiltere tarım ürünleri de dahil olmak üzere AB ile kararlaştırılan ortak kurallara uymayı ve AB ile İngiltere´nin kara sınırı olan Kuzey İrlanda-İrlanda sınırında ticaretin kesintisiz gerçekleşmesini vaat ediyor. Londra yönetimi AB ile bir de yeni ?kolaylaştırılmış gümrük düzenlemesi?ne gitmek istiyor. Buna göre İngiltere´den AB ülkelerine gönderilen mallarda AB´nin, AB´den İngiltere´ye gönderilen mallarda ise İngiltere´nin gümrük vergisi düzenlemeleri geçerli olması öneriliyor. Metinde Avrupa Adalet Divanı´nın Brexit sonrası İngiltere´de geçerli bir mahkeme olmayacağı ancak  İngiltere mahkemelerinin, AB kuralları ile uyumlu hale getirilmiş mevzuatla çalışacağı belirtiliyor. Bir diğer deyişle, İngiltere-AB anlaşmalarına dair ortak bir yargı çerçevesi oluşturulacak ve İngiltere´deki kararları İngiliz mahkemeleri, AB´deki kararları AB mahkemeleri verecek. Ortak kuralların uygulandığı konularda İngiliz mahkemeleri AB kanunlarına göre karar verecek.

Fakat biraz Gümrük Birliği, biraz da İngiltere´nin keyfince kendine uydurduğu Tek Pazar karışımı bu önerileri AB´nin bu haliyle kabul etmesi beklenmiyor. Nitekim AB´nin Brexit Baş Müzakerecisi Michel Barnier, önerileri AB liderlerinin belirlediği kırmızı çizgiler ışığında inceleyeceklerini söyleyerek, pazarlıkların zorlu geçeceğinin işaretini verdi. Dolayısıyla Londra´nın daha fazla tavize zorlanması kaçınılmaz. Fakat ?Buna pek çıkış denmez? diyor Krugman, ?Sonuçta İngiltere´nin ticaret politikasını yine Brüksel belirleyecek ama artık İngiltere´nin oy hakkı olmayacak. İyi de o zaman AB´den neden çıkıldı? Soru çok iyi, insanların bu referandumdan önce sormamış olmasıysa çok kötü.?

Brexit kampanyasının yüzü olan Boris Johnson´a gelince? AB ile uzlaşma baskısı altındaki May´e karşı parti içinde liderlik yarışını tetikleyip imkansız bir Brexit hayalini parlatarak kasımdaki Kongre´den itibaren Başbakanlık koltuğunu zorlamayı deneyebilir. Üstelik Johnson ABD Başkanı Donald Trump´tan icazet aldı bile. Halen İngiltere´yi ziyaret etmekte olan Trump the Sun gazetesine verdiği mülakatta, Johnson´ı çok yetenekli bulduğunu ve kendisine büyük saygı duyduğunu söyledi. Amerikan Başkanı daha fazlasını da yaptı. Brüksel´le anlaşamazsa Brexit sonrasını garantiye almak ve ülke içindeki rakipleri ile mücadelesinden galip çıkmak için kendisi ile sağlam bir ticaret anlaşması yapmayı uman, bu umutla büyük tepki ve protestoları göze alarak kendisine Kraliçe ile çay sohbeti bile ayarlayan Theresa May´i incitmek pahasına, Trump ?evsahibemle yarıştırmış gibi olmak istemem ama şunu söylemeliyim ki bence [Johnson] müthiş bir başbakan olur, gereken her şeye sahip? açıklaması yaptı.

Amerikalı lider, The Sun´daki mülakatında Theresa May´in açıkladığı yol haritasına da darbeyi vurdu ve bu haliyle planın ABD ile İngiltere arasında planlanan serbest ticaret anlaşmasının sonunu getirebileceğini söyledi. Trump İngiliz hükümetinin yerinde olsa, Brexit´i farklı bir şekilde gerçekleştireceğini ifade eden Trump, ?Hatta Theresa May´e nasıl yapması gerektiğini söyledim, ama beni dinlemedi? şekilde konuştu. May´in AB ile ?serbest ticaret bölgesi? oluşturulması planlarına atıfta bulunan Trump, Brexit planlarının bu haliyle ?Birleşik Krallık yerine daha çok AB ile muhatap? olacaklarını belirtti.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —