Siyasi partiler, istenilen bilgi ve belgeleri İçişleri Bakanlığı'na verilmesiyle tüzel kişilik kazanırlar.
Türkiye'de sadece 2020 yılı içerisinde 20'den fazla siyasi parti kuruluşunu ilan etti.
Demokrasi ve Atılım Partisi, Toplumsal ve Özgürlük Partisi, Umut Partisi, Yeni Yol Partisi, Güzel Parti, Cesur Düşünce Partisi, Kuvayi Milliye Partisi, Doğru Parti, Bizim Parti, Milli Parti, Devlet Partisi ve Türkiye Değişim Partisi bunlardan birkaçı.
3 yıldır dilekçe işleme konulmuyor
Ancak Kürt siyasetçiler tarafından kurulan İnsan ve Özgürlük Partisi (İÖP), yaklaşık üç yıldır İçişleri Bakanlığı'na defalarca başvurmalarına rağmen dilekçeleri işleme konulmadı.
İÖP yöneticileri, 5 Mayıs 2018'de gerekli evrakları teslim etmek üzere İçişleri Bakanlığı'na gitti.
İÖP'liler, Bakanlık yetkililerin "evrakları posta yoluyla gönderirseniz değerlendirip size geri dönüş yapacağız" demeleri üzerine evrakları posta ile gönderdiler.
Partililer uzun bir süre geçmesine rağmen bakanlıktan bir geri dönüş alamadı. Yaptıkları her başvuruda "burada yetkili kimse yok, yetkili izinli, konuyla ilgili arkadaş raporlu" gibi gerekçelerle geri çevrildiler.
Savcılığa suç duyurusu
CİMER'e yazdıkları şikayetler dahil başvurulardan sonuç alamayan partililer, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda dahi bulundular.
İçişleri Bakanlığı tarafından başsavcılığa gönderilen yazıda İnsan ve Özgürlük Partisi kuruluş işlemlerinin devam ettiği ifade edildi.
Ancak suç duyurusundan da sonuç alamayan İÖP'liler, 2020'nin başında noter aracılığıyla İçişleri Bakanlığı'na ihtar çektiler.
Bakanlık, ihtara verdiği yanıtta "siyasi parti kuruluşu gibi ciddi bir başvurunun elden yapılması gerekir…" ifadeleri üzerine partililer, yine noter aracılığıyla bakanlıktan randevu talebinde bulundular.
Randevu alamayan İÖP yöneticileri, evrakları elden teslim etmek için bir heyet şeklinde bakanlığa gitme kararı aldılar.
12 Ocak Salı günü bakanlığa giden partililer, "görevli memurlar burada değil, yarın saat 10.00 gelin" cevabı ile karşılaştılar.
"Başvuru dilekçesini teslim etmeden bakanlığın önünden ayrılmayacağız"
Çarşamba saat 10.00'da tekrar bakanlığa giden yöneticiler, nizamiyedeki güvenlik görevlilerin "yetkili kimse yok, memur arkadaşlar burada değil, sizleri içeri kabul etmiyorlar" diyerek içeri alınmadılar.
Perşembe günü de benzer sorun ile karşılaşan parti yöneticilerinin bakanlık önündeki bekleyişleri dördüncü güne girdi.
Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, başvuru dilekçesini teslim etmeden bakanlığın önünden ayrılmayacaklarını söyledi.
"Süreç aylarca sürse de her gün bakanlığın önüne gidip oturmaya kararlıyız" diyen Kamaç, "Gitmemizi istediler. Karşı çıkınca da Genel Başkan Yardımcımızı gözaltına almak istediler. Dışarıya kadar çıkarıldı ama sanırım bir gerekçe bulamadıkları için gözaltı kararından vazgeçtiler" ifadesini kullandı.
Bakanlığa yaptıkları başvuruların sayısını hatırlamadıklarını belirten Kamaç, "30'dan fazla başvuru yaptık. Belki de 50'yi bulmuştur" dedi.
"Kürt merkezli siyaset ve HDP ile ittifakın etkisi olabilir"
Türkiye'de 2020 yılı içerisinde evraklarını bakanlığa vererek onay alan 28 siyasi partinin olduğunu hatırlatan Kamaç, "Tam bir hukuki garabet durumunu yaşıyoruz. Başvurumuz kabul edilmiyor. Neden böyle bir engel ile karşılaştığımızı bizde bilmiyoruz. Çünkü muhatap bulamıyoruz" diye konuştu.
Mehmet Kamaç / Fotoğraf: Twitter
Bakanlık tarafından kabul edilmemelerini yürüttükleri Kürt merkezli siyaset ve seçimde HDP ile kurdukları ittifakın da etkisinin olduğunu düşündüklerini söyleyen Kamaç, şunları kaydetti:
"Anlaşılan tabanı Kürdistan'da olan Kürt siyasi partilerin kurulmasına müsaade edilmiyor. İnsan ve Özgürlük Partisi dindar-muhafazakar kökenden gelen bir parti. Kanaatimce Kürt ve Kürdistan meselesini hak, adalet ve özgürlük ekseninde ele alan ve modern dünyanın değerleriyle birlikte İslami değerler ile meseleyi ortaya koyan partimizi bir tehdit olarak algılamış olabilirler. Olay bir parti meselesi olmaktan çıktı. Bu hukuk ve demokrasi meselesine dönüştü."
"Duyarlılığı artırmak için STK ve siyasi partiler ile görüşüyoruz"
Bakanlığın önündeki bekleyişlerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle de görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktaran Kamaç, sözlerini söyle sürdürdü:
"Konuyla ilgili duyarlılığı artırmak için Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile görüştük. Bugünde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Saadet Partisi ile görüşeceğiz. Bunun yanında İnsan Hakları Derneği, Hak İnisiyatifi, Ankara Barosu gibi Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK) da görüşmelerimiz olacak. Çünkü ortak paydamıza yönelik bir baskı söz konusu. Yaşam alanımız daraltılarak özgürlüklerimiz kısıtlanmak isteniyor. Konuyu hukuk ve demokrasi olarak gören ve önceleyen kesimlerle paylaşarak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Başvurumuz kabul edilene kadar bakanlıktaki bekleyişimiz devam edecek."
Van ve Diyarbakır'ın yanı sıra İstanbul, İzmir, Ankara, Ağrı, Mardin ve Şanlıurfa gibi birçok kentte teşkilatlarının hazır olduğunu kaydeden Kamaç, karşılaştıkları ciddi sıkıntılar nedeniyle teşkilatların açılışını başvuru sonrasına bırakmak zorunda kaldıklarını sözlerine ekledi.