İndependent Türkçe'den Ai Kemal Erdem, "konuya dair" uzmanların görüşüne başvurdu...
Türkiye'de geçen hafta sonu yapılan üniversite sınavlarına 2 milyon 600 bin öğrenci girdi.
Son 4 - 5 yıldır üniversite sınavlarına giren öğrenci sayısı 2 milyon 300 ile 400 bin bandına oturmuş durumda.
Yıllardan beri üniversite sınavlarının gerekliliği de tartışma konusu.
Son olarak Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, "Türkiye, sınavsız üniversiteye geçişi başarabilecek üniversite zenginliğine ve yeterliliğine sahiptir" diyerek çoktan seçmeli test sorularıyla Türk gençliğinin karakter ve kabiliyetinin değerlendirilemeyeceğini savundu.
Bahçeli'nin şu sözleri dikkatleri çekti:
"Her önüne gelen Z kuşağından bahsediyor ancak sınav kuyusundan nasıl çıkılacağı konuşulmuyor. MHP'nin Türk gençliğinin sınav maratonlarında eriyip gitmesine vicdanı razı olmamıştır. Ortaöğretim başarısını ve ortaöğretim sonunda olgunlaşma sınavını esas alan, fırsat eşitliği gözeten üniversiteye geçiş sistemi uygulanmalıdır."
Bahçeli'nin gündeme getirdiği üniversite sınavlarının kaldırılması görüşü yukarıda da dile getirdiğimiz gibi yıllardan beri dillendiriliyor.
Peki böyle bir şey bugünün şartlarında mümkün mü? Ortaöğretim puanları dikkate alınarak bir yerleştirme yapılırsa ne olur?
Sınav kaldırılırsa yerine ne getirilebilir? Son olarak sınav kaldırılırsa olası sonuçları ne olabilir?
Bu ve benzeri soruların cevabını eğitim uzmanları Prof. Dr. Erhan Erkut, Salim Ünsal, Özgür Bozdoğan ve Ali Taştan verdi.
Prof.Dr.Erhan Erkut / Fotoğraf: Sözcü
"Lise notlarıyla seçmek güvenli değil"
Prof. Dr. Erhan Erkut, öncelikle yerine ne konacağını tarif etmeden "üniversite sınavı kaldırılsın" demenin doğru olmadığını belirterek, "2 milyon 600 bin kişi sınava giriyor. Bunun ancak 340 bini yani yüzde 18'i lisans programlarına giriyor. Nasıl seçeceksin bu çocukları? Bir seçme mekanizması olması lazım. Lise notlarıyla seçemezsin. Lise notları güvenli değil. Birçok okulda özellikle de özellerde herkes her dersten 100 alıyor. Sonra sınava girince barajı geçemiyor. Rezalet bu" diye konuştu.
Türkiye'de bu yıl üniversite sınavına 2,6 milyon kişi katıldı / Fotoğraf: AA
"Lise bitirme sınavları alternatif olabilir"
Birçok ülkenin kullandığı lise bitirme sınavlarının alternatif olabileceğini aktaran Erkut şöyle devam etti:
"Üniversite sınavlarına benziyor, yine merkezi. Bir gün de notlanmıyor, notlanması bir iki ay sürüyor. Her gün farklı bir dersten sınav yapılıyor. Hatta diyelim ki Türkçe sınavı sadece bir kere değil, üç kere yapılıyor. Çocuk birini kaçırsa da diğerine giriyor. Notları iki öğretmen okuyor. Böyle bir sistem getirirse güvenli. Ama bunu getirmek cesaret gerektiriyor."
"Öğrencilerin yarısı liseyi bitiremeyebilir"
"Neden cesaret gerektiriyor?" sorusuna Erkut, "Böyle bir sistem gelirse birçok öğrenci belki de en az yarısı liseyi bitiremeyecek. Üniversite sınavındaki notlara bakınca görüyorsun. Birçok sıfır çeken, üç net yapan öğrenci var. Aslında onlar liseyi bitiremeyen öğrenciler. Biz onlara bitirdi diyoruz" diye cevap verdi.
"Türkiye'nin şu an merkezi sınava ihtiyacı var"
Erkut, ayrıca uzun vadede farklı metotlar da olduğunu kaydederek, "Öğrencinin dosya hazırlaması, kompozisyon yazması, ders dışı etkinlikleri gibi referansların da dikkate alınması gibi yollar var ama bunlar Türkiye için şu an geçerli ve uygulanabilir değil. Türkiye'de şu an merkezi sınava ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.
Salim Ünsal / Fotoğraf: Twitter
"Yeni düzenleme olmadan sınavı kaldırma gençliği kaosun içine sokar"
Eğitim uzmanı Salim Ünsal ise Türkiye'de 47 yıldır sınav yapıldığını belirterek Bahçeli'nin önerisini değerlendirdi:
"Bu sınavları kaldırmak için bir plan, program olmalı. Hiç doğru dürüst bir çözüm önerisi koymadan, yeni yapılanma yapmadan hadi bakalım sınavları kaldırıyorum diyerek yerine de bir şey koyamazsanız gençliği daha büyük bir kaosun içine sokarsınız. Yarın, bugünkü sınavı da arar hale gelir, Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan da olursunuz düşüncesindeyim. Bu nedenle bu tür söylemlerin popülist olduğu düşüncesindeyim."
"Az da olsa eşitlik varsa bu sınav sayesinde"
Evrensel, bilimsel yöntemlere dayalı bir alternatif model geliştirilebilirse pek tabii ki üniversite sınavlarının da kaldırılabileceğini kaydeden Ünsal, "Bunu yapmadan sırf kaldırıyoruz diye yapılan işlerin sonunda ne gibi kaotik durumlar yaşandığını gördük. Az da olsa eşitlik varsa, fakirin fukaranın çocuğu da bir şekilde gelip üniversite okuyorsa bu sınav sayesinde okuyor. Onu da kaldırırsak iyice altüst olur" diyerek sözlerini tamamladı.
Ali Taştan / Fotoğraf: Twitter
"Sınav kaldırılacak ama yerine ne gelecek?"
Eğitim uzmanı Ali Taştan, Bahçeli'nin önerisiyle alakalı olarak sözlerine "Okullar arası eşitliği sağlamadan, aynı eğitim imkanlarına erişim sağlamadan sınavları kaldırmak hayali bir düşüncedir" diye sözlerine başladıktan sonra şöyle devam etti:
"Sınav kaldırılacak ama yerine ne gelecek? Çocuklar üniversiteye nasıl girecek? Bu çok gerçekçi değil. Dünyada birçok yerde üniversite sınavları var. Eğitim sistemi baştan sonra ele alınır ve eşit eğitime erişim sağlanırsa belki o zaman başka modeller üzerine tartışılabilir. Şu an pek mümkün görünmüyor. Kaldırırlarsa orada da bir eşitsizlik ortaya çıkabilir."
"Sınavı kaldırmak yeni yarışma ortamı açacaksa anlamı yok"
TEOG'un kaldırılarak yerine LGS'nin getirildiğini söyleyen Taştan, "Sınavı kaldırmak yeni bir yarışma ortamı açacaksa bunun çocuklar ve aileler için bir anlamı yok" dedikten sonra sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Pandemi sürecinde interneti ve tableti olmadığı için eğitimden mahrum kalan milyonlarca çocuk oldu. Şimdi bu çocuklar da özel okullarda okuyan çocuklar da aynı sınava girecek. Tabii ki farklı sorular sorulacak değil. Ancak önce eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı."
Özgür Bozdoğan / Fotoğraf: Eğitim Sen
"Özel üniversitelere yönelmeye yol açar"
Tek başına "Üniversite sınavını kaldırdım" diyerek bu sınavı kaldırmanın mümkün olmadığını öne süren eğitim uzmanı Özgür Bozdoğan, şu iddialarda bulundu:
"Önce okul öncesinden başlayarak üniversite sınavına kadar geçen süreci kapsayacak bir eğitim reformu ile herkese eşit, ücretsiz, bilimsel bir eğitim hakkı sağlamak lazım. Bunu sağlayabiliyorsan üniversite sınavı da lise geçiş sınavı da kaldırılabilir. Yoksa eğitimin piyasalaştığı, sınıfsal eşitsizliğin arttığı, yoksulluğun tabana yayıldığı bu ortamda sınavı kaldırıyoruz demek özel üniversitelere yönelmeye yol açar. Herhangi bir sorunu çözmediği gibi yeni sorunlara yol açar. Altyapısı olmadan sınavı kaldırmak mümkün değil. Yoksa bunu yapmadan sınavı kaldıracağız demek hamasi bir söylem."