Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

‘Ejder’ gibiler ara sıra kendilerini hatırlatmasalar olmaz…

‘Ejder’ lakabıyla anılan kişi pek oralı olmamıştı ama. Kim olduğu örtülü kaldı. Sonraları yerli ve milli zırhlı araca ‘Ejder’ ismi verildi.

‘Ejder’ gibiler ara sıra kendilerini hatırlatmasalar olmaz…

Fehmi Koru yazdı;

Dünkü yazımın altına koyduğum not yüzünden günüm hayli eğlenceli geçti. Millet meraklı, çoğu dost, geçmişte içinde ‘Ejder’ sözcüğü geçen yazılarımı hatırlamadı ve bu yüzden meraklandı. Kimi dost da, geçmişte konuya ilişkin yazılarımı hatırladığını söyledi, günümüz tartışmalarıyla o yazılar arasında nasıl bir ilişki kurulabileceği merakına düştü.

“Ne yapabilirim?” diye düşünürken, o yazılardan birini olduğu gibi buraya aktarmanın merakları biraz olsun giderebileceğinde karar kıldım.

Yazımın tarihi 9 Ekim 2012. Yayınlandığı yer Star gazetesi. Başlığı ‘Akıl vermeye kalkan bir aklı karışığım ben’…   

Okuyacakların “Ali Balkaner de kim?” muhtemel sorusunu şimdiden kısaca cevaplayayım: Saygın bir iş insanı olarak bilinen bir isimdi. Bir dönem hem kendisi hem de aile fertleri gazetelerin överek sözünü ettiği kişiler arasındaydı. Sahibi olduğu Yurtbank’ı kendi kasası sayıp şirketlerinin para ihtiyacını oradan karşıladığı anlaşılınca hakkında yasal süreç başlatılmıştı. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı; önce 34 yıl 7 ay ağır hapis ve 69 trilyon 307 milyar lira ağır para cezasına çarptırılmıştı, sonra bu ceza 16 yıl 8 ay hapis olarak değiştirildi ve Yargıtay tarafından da onaylandı.

Star gazetesinin internet arşivinden erişilebilen eski yazımı dikkatlerinize sunuyorum:

****

Avni Özgürel de ‘Meclis Komisyonu’ önüne çıkan medya yöneticisi ve patronlarının verdikleri cevaplardan mutlu olmamış… Dünkü Radikal yazısının altına düştüğü notta, komisyona, Yurtbank patronu Ali Balkaner’in söz ettiği 18 büyük aileyi hatırlatıp, “Çağırın kendisini, ‘kim bunlar?’ diye sorun” aklını veriyor…

Radikal yazarıyla ortak merakımızdır Ali Balkaner’in ‘11 ailesi’… Şimdilerde Samanyolu-TV’de program yapan Saygı Öztürk 6 Ocak 2001 tarihinde Uzanlar’ın sahibi olduğu gazetede Ali Balkaner’in polis sorgusunda söylediği şu sözleri aktarmıştı: “Bizler 18 büyük aileyiz. Hepimizin bağlı olduğu bir başkanımız var. 18 büyük aile bir havuz oluşturduk. Tüm ekonomi bunların elinde toplanıyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı manipüle eden kişi, bizim bağlı olduğumuz başkanımızdır. Tokyo Borsası’nda 800 milyon dolar kaybetti, bana mısın demedi.”

Herhalde sizin de dikkatinizi çekmiştir: 18 aile varmış… Bunlar para havuzu oluşturmuşlar… Tüm ekonomi bunların elinde toplanmış… ‘Başkan’ konumunda olan kişi Tokyo Borsası’nda 800 milyon dolar kaybetmiş, ‘bana mısın?’ dememiş…”

Bilmeyenlere hatırlatayım: Ali Balkaner ilk gözaltına alındığında rahatsızlığını bahane edip hastaneye götürülürken kaçmış, birkaç gün sonra Hürriyet binasına girerken polislere yakalanmıştı. 

Neden orada bulunduğunu “Röportaj için geldim” gerekçesiyle açıklamıştı Ali Bey… Konuyu ele aldığım Kulis’te, “Acaba Aydın Bey o sırada odasında mıydı, odasındaysa aklından ne geçiyordu?” diye sormuştum…

Şimdilerde Sabah’ta yazan Meliha Okur da, Aydın Bey’in Milliyet’inden kovulmadan bir süre önce Ali Balkaner’in işadamı dostları ile bazı şirketlerdeki ortaklarını isim isim sayıp karışık ilişkilerini sergileyen ilginç bir yazı kaleme almıştı. Keşke bulup okusanız o yazıyı…

Soru sormak kolay da cevap bulmak zor. Avni Özgürel son yazılarında ‘Ejder’ diye birinden söz ediyor. Medya üzerinde çok etkili biriymiş ‘Ejder’… Daha da önemlisi, susmasını sağladığı veya tek sesliliğe yönlendirdiği medya sayesinde siyaseti yeniden biçimlendirme girişimlerinde de bulunurmuş…

Vaktiyle, Ak Parti öncesi, DSP-ANAP-MHP koalisyonu sürerken, Devlet Bahçeli’nin bazı tavırları yüzünden MHP’yi hükümetten gönderip yerine Tansu Çiller’in DYP’sini geçirme girişimi olmuştu ya… O girişimin arkasındaki kişiymiş ‘Ejder’

Yakınlarda da iki siyasi olayda ismi geçmiş: İlki 12 Eylül 2010 referandumu; ‘Ejder’ anayasa değişiklikleri kabul edilmesin diye olağanüstü bir çaba göstermiş… Ardından CHP’nin son genel seçimde oylarını artırması için devreye girmiş… Her iki girişimi de akamete uğramış… Avni Özgürel böyle diyor…

‘Ejder’ lâkaplı kişinin hepimizin iyi tanıdığı biri olduğunu söyleyen de o… ‘Ejder’ son seçimde Ak Parti’nin büyük bir darbe yiyeceğine önce kendini inandırmış, sonra da başkaları inansın diye ciddi ciddi iddialara girmeye başlamış…

O sıralarda böyle zihin cimnastiği yapanlar vardı. Cumhuriyet’ten Cüneyt Arcayürek, gazetede yapılan bir toplantıda, işadamı İnan Kıraç’ın, kendilerine, “Sizlerle bahse girerim, CHP bu seçimde birinci parti olacak” dediğini yazmıştı.

Koç Holding’in büyük ortaklarından biri İnan Bey; herkes tarafından iyi tanınır…

Cumhuriyet’ten Leyla Tavşanoğlu da, Türkiye’yi iyi tanıdığını belirttiği bir Beyaz Saray görevlisinin “Ak Parti inişte, tavan oyu yüzde 36; CHP ise yükselişte” dediğini aktarmıştı yine o günlerde…

Aklınızı karıştırmak istemem. Avni Özgürel, Meclis komisyonuna Ali Balkaner’in polise verdiği “Biz 18 aileyiz” ifadesini bulup okuma tavsiyesinde bulundu. Ne konuda? Darbeler konusunda. Darbelerde o ailelerin ve özellikle ‘Ejder’ lâkaplı başkanının rolü olduğuna inandığı için herhalde…

Aydın Doğan dakomisyona, isim de vererek, “Ben güçlü görünüyorum, ama benden daha güçlü işadamları var” dememiş miydi?

Galiba kendi kendimin aklını karıştırdım. Özür dilerim.

****

Yazım bu.

O günlerde bu yazım -nedense- başka gazetelerin ve yeni yeni yaygınlaşmaya başlamış internet haber sitelerinin dikkatini çekmiş, konunun üzerine gidecekleri yerde benim üzerime gelinmesine yol açmıştı.

‘Ejder’ lakabıyla anılan kişi pek oralı olmamıştı ama. Kim olduğu örtülü kaldı.

Sonraları yerli ve milli zırhlı araca ‘Ejder’ ismi verildi. Cumhurbaşkanlığı etkinliklerinde davetlilere sunulan yerli ve milli içeceğin adı da ‘Ejder suyu’ oldu.

TBMM’nin darbeleri soruşturmak için kurulan komisyonu Ali Balkaner’in polise verdiği o ilginç ifadesinin üzerine gitmedi.

Aydın Doğan bugün artık medya patronu değil, gazeteleri ve televizyonlarını elden çıkardı.

Cumhuriyet gazetesinin sahibi olan vakfın yönetiminde yer alan İnan Kıraç sonraları iktidarla ve Tayyip Erdoğan’la arayı bayağı düzeltti. Son olarak Sezgin Baran Korkmaz’la şirket hisse senetleri alış-verişi yaptığı haberiyle gündeme geldi; “İhtilafı hukukla çözdük” açıklamasını avukatı Levent Göktaş duyurdu. 45 milyon dolarlık ihtilaf 6 milyon dolarla kapatılmış. 

Ben de böyle bir yazıyı yazdığımla kaldım.

Yeniden okuyunca, ne yalan söyleyeyim, yazımdan keyif aldım.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER